Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 15/06/2023
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 01/12/2023
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, taraflar arasında 12/12/2013 tarihli sözleşme akdedildiğini ve bu sözleşme kapsamında, davalıya 4.000,00 TL peşin ödendiğini ve 6 adet sıralı senet verilerek müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini, ancak davalı tarafın defalarca talep edilmesine rağmen sözleşme konusu olan eğitim kartlarını tanıtım broşüründe belirtilen nitelik ve nicelikte temin edip vermediğini, dolayısıyla davalıya ödenen peşinat ve verilen senet karşılığı herhangi bir mal ve hizmet alınmadığını bu nedenle sözleşmenin fesh olduğunu, söz konusu senetlerin iadesi için ayrıca Denizli 3.Noterliğinin 14/03/2013 tarihli ihtarnamesinin de çekildiğini ancak iade edilmediğini, bilahare 28/02/2014 vade tarihli ve 9.000,00 TL bedeli senedin Denizli 7.icra müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyasında takibe konu edilerek öğrendiklerini, icra takibi öncesinde bu senedi de ödemek zorunda kaldıklarını, yine diğer senetlerin de üçüncü kişilere ciro edilerek verildiğini beyan ederek, davalıya 50.000,00 TL borçlu olmadıklarının tespiti ile ödenen 13.000,00 TL nin ve senetlerin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yanlar arasında 2013 Aralık ayında yapılan ön görüşme sözlü anlaşmalar ile …. ve …. interaktif eğitim sitelerinin davacı adına alan adlarının 12/12/2013 tarihinde alındığını, bir gün sonra 12/12/2013 tarihinde distribütörlük sözleşmesi imzalandığında sitelerin ve sitelere ait sözleşmelerde eğitim kartı diye bahsedilen üyelik şifrelerinin aktif hale geldiğini, aynı zamanda ….. Anaokulu Tanıtım başlıklı tanıtım videosunun 9 Aralık 2013 tarihinde …. internet sitesine yüklendiğini, sonuç olarak sözleşme ile yüklenilen edimlerin davalı şirket tarafından yerine getirildiğini beyan ederek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, “…menfi tespit/istirdat davalarında genel ispat kuralına paralel olarak, öncelikle alacaklı olduğunu iddia eden tarafın alacağın varlığını ve miktarını ispat etmesi, daha sonra borçlunun borcun sona erdiğini ispat etmesi gerekir. Davalı tarafça kendi edimin yerine getirildiğine ilişkin olarak ibraz edilen faturaların altında teslim alan sıfatıyla atılan bir imza olmadığı gibi davacı tarafça da faturalara itiraz edildiğinden söz konusu fatura suretleri hizmetin yerine getirildiğini ispata elverişli değildir. Bu sebeple, faturaların düzenlenmesiyle beraber davalının edimini yerini getirdiğine ilişkin bilirkişiler …. , … ve … nin görüşlerine itibar edilmemiştir. Diğer yandan, bilirkişiler …., … ve …. tarafından hazırlanan raporda, davaya konu eğitim kartlarının bir kısmının ayıplı ve kullanılamaz halde olduğu, davalı tarafça kartların eksiksiz olarak davacıya teslim edildiğine ilişkin dosyada bir bulguya rastlanmadığına dair tespitleri dosya içeriği ile uyumlu olduğundan mahkememizce hükme esas alınmıştır. Ayıplı ve kullanılamaz durumda olan kartlar ile ilgili davacı tarafça dava tarihi öncesinde Denizli 3. Noterliği’nin 14/03/2014 tarihli ve …. yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davalıya ayıp ihbarında da bulunulmuştur. Sonuç olarak, distribütörlük sözleşmesi gereğince davalının eğitim kartlarını davacıya yöntemince teslim ettiğini kanıtlayamadığı, davalının delilleri arasında yeminin bulunmadığı, bu durumda davacının edimin ifası amacıyla nakit ödediği 4.000,00- TL ile 5 adet senet bedellerinin istirdadı talebinde haklı olduğu” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyada aldırılan bilirkişi mühendisi … nin raporuna itibar edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken konusunda uzman olmayan bilirkişilerin düzenlediği rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesi kararında davaya konu eğitim kartlarının teslimi hususunda hatalı değerlendirme yapıldığını ve müvekkilinin edimini teslim ettiğini kantlayamadığının belirtildiğini, ancak davacının davaya konu edilen eğitim kartlarını teslim almadığını, müvekkilinin davacının sahip olduğu kurumun tanıtım filmini hazırlayıp … da yayınladığını, sözleşmede yapılması gereken yükümlülüklerin bir parçası olan tanıtım videosunun ve sözleşmeye konu eğitim kartlarının da istenilen sayıda hazırlandığını ve teslime hazır hale getirildiğini, ancak davacı tarafın teslim alması için gerekli ikazların yapılmış olmasına rağmen davacı tarafın eğitim kartlarını teslim almada temerrüde düştüğünü, dava konusu sözleşmenin vasfında ve edimlerin ifası konusunda hatalı değerlendirme yapıldığını, distribütörlük sözleşmesinin içeriğinin açıklığa kavuşturulmadığını, müşteriye dağıtım ve satışı yapacak kişinin distribütör olarak davacı olduğunu, davacının iş bu sözleşme için borçlandığını, satış performansı göstermeyerek müvekkil şirketten üretimi konusunda anlaşılan eğitim kartlarının satışını yapamadığı için eğitim kartlarını teslim almadığını, davacının eğitim kartlarını teslim almamasının davacının sözleşme bedelini ödemekten kaçınacağı anlamına gelmediğini, gerekli satış ağının oluşturulması ve satışın gerçekleştirilmesinin üreticinin sorumluluğunda olmadığını, sorumluluğun davacıda olduğunu, davacının müvekkilin teslime hazır eğitim kartlarını teslim almada temerrüde düştüğünü, bu sebeple de yerel mahkemece eğitim kartlarının teslimi hususunun davalı tarafından teslim edilemediği gerekçesinin hatalı olduğunu, yapılan incelemeler neticesinde, hazırlanan 05/02/2018 tarihli kök, 18/03/2018 ve 08/07/2019 tarihli ek bilirkişi raporları ile müvekkil şirketin davacıya karşı üretici olarak tüm sorumlulukları yerine getirdiği, taraflar arasındaki sözleşme şartlarına uygun olarak edimi ifa ettiği, ifa karşılığında da davacı tarafından düzenlenen senetleri tahsil etme hakkını kazanmış olduğunun ispatlandığını, karşı tarafa sözleşme gereğince hizmetin sağlanmış olması nedeniyle davacı tarafından düzenlenen senetler üzerinde hak sahibi olarak icra işlemini başlatmalarının en doğal hakları olduğunu, hükme esas alınan 28/05/2020 tarihli raporun kabulünün mümkün olmadığını, hükme dayanak teşkil eden rapor ile önceki raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini, istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, benzer mahiyetteki Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas, …. Karar sayılı ilamında verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin …. Esas, …. Karar sayılı ilamında, iş bu dava dosyasında rapor tanzim eden SMM bilirkişi …. , Hukukçu bilirkişi …. ve bilgisayar mühendisi … den oluşan bilirkişi heyetinde eğitimci bilirkişinin bulunmadığı ve konusunda uzman olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm tesis edilemeyeceğinin belirtilmesine, hükme esas alınan 28/05/2020 havale tarihli gerekçeli, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli raporda, davalı tarafından davacıya düzenlenen iki adet faturanın davacıya teslim edildiğine dair dosyada herhangi bir bulguya rastlanmadığı, yapılan teknik incelemede de sunulan birkaç eğitim kartında kullanılan kağıdın kalitesiz, boyaların solgun, arka yüzey yazılarının okunaksız ve parlak olduğu, şifre bölümünün kazınması gerektiği belirtildiği halde yapıştırma kağıt kullanıldığı, eğitim kartlarının ayıplı olduğu, …. ve …. isimli İnternet sitelerinin rapor tarihi itibariyle aktif durumda olmadığından şifrelerin içeriği hususunda tespit yapılamadığı, davalının davacıya bahse konu eğitim sistemini kurduğuna, eğitim kartlarını ve söz konusu 2 adet faturayı teslim ettiğine dair dosyada bir bulguya rastlanmadığının belirtilmesine, dolayısıyla davalının davacıya ürün/hizmet teslimini gerçekleştirdiğini ispat edememesine, sözleşme uyarınca davalıya verilen senetlerin bedelsiz kaldığının anlaşılmasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 3.415,50 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 853,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.561,60 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.01/12/2023
…