Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 16/10/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 22/06/2023
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 16/10/2023
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, İzmir 24. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında müvekkilinin alacaklı ve borçlu sıfatı olmaksızın haciz ihbarnameleri yolu ile dosyaya taraf yapıldığını, ilgili dosya alacaklısının … Ltd. Şti, borçlusunun ise … olduğunu, müvekkilinin icra dosyasında taraf sıfatı bulunmadığını, ticari hayatında saygın ve statü sahibi olan davacının yedinde borçlunun hak ve alacağı bulunmadığı halde mağdur olduğunu ve borcu olmadığı halde dosya borcunu ödemek zorunda bırakıldığını, müvekkili ile alacaklı arasında borç-alacak ilişkisi bulunmadığını, alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığının tespiti ile haksız ve kötü niyetli olarak müvekkiline karşı işlem tesis eden ve mağduriyetine neden olan davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; dava dışı … aleyhinde İzmir 24. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında takip başlattıklarını, takip dosyasına davacının üçüncü şahıs olarak eklendiğini ve kendisine İİK’nun 89/1.maddesi uyarınca birinci haciz ihbarnamesi tebliğ edildiğini, ardından davacıya 89/2 ikinci haciz ihbarnamesinin 14/10/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, 19/11/2021 tarihinde de davacıya 89/3 üçüncü haciz ihbarnamesi tebliğ edildiğini, tebligatların usulüne uygun olduğunu, davacının üçüncü şahıs olarak eklendiği icra dosyasında haciz ihbarnamelerine itiraz etmiş olmasına rağmen menfi tespit davası açtığını, davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, yetkili mahkemenin İzmir Mahkemeleri olduğunu, İİK’nun 89.maddesine göre ispat yükünün davacıda olduğunu, davacı tarafça dosyaya bir delil sunulmadığını beyanla davanın reddine ve davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Mahkemece, dava dışı borçlu … Mak. İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, dava dışı borçlunun ticari defterlerine göre davacının dava dışı borçlu şirkete borcu bulunmadığı, bilirkişi raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla, davanın kabulü ile davacının davalı tarafın alacaklısı olduğu İzmir 24. İcra Müdürlüğü … esas sayılı icra takip dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davacı tarafça kötü niyet tazminatı talebinde bulunulmuş ise de; İ.İ.K 89/3. Maddesi gereği 3. kişinin açmış olduğu menfi tespit davalarında kötüniyet tazminatı adı altında herhangi bir düzenleme bulunmadığı anlaşıldığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. İcra dosyası kapsamında davacı tarafın ikici haciz ihbarnamesine itiraz etmesine rağmen üçüncü haciz ihbarnamesinin gönderildiği bu haliyel davanın açılmasına sebebiyet verildiği değerlendirilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine dair karar verilmiştir. İİK 89/3 maddesi kapsamında maktu harç alınmasına ve dava konusunun bedele ilişkin olması nedeniyle karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin üçüncü kısmına göre nispi vekalet ücreti takdir edilmesine dair, karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın İİK’nın 72. maddesi uyarınca davalının yerleşim yeri mahkemesinde veya takibe başlandıktan sonra menfi tespit davası açılmışsa takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerektiğini, buna göre yetkili mahkemenin İzmir mahkemeleri olduğunu, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, kendisine tebliğ olunan 89/3. Haciz ihbarnamelerinin konu olduğu icra takip dosyasında davacının halen üçüncü şahıs olduğunu, borçlu olarak eklenmediğini, davacının kendisine icra müdürlüğünce gönderilen haciz ihbarnamelerine yasal süresi içerisinde itiraz ederek süreci durdurma hakkı tanınmışken bu hakkı kullanmadığını, alacaklı olan müvekkilinin zora sokularak alacağına kavuşmasının engellenmek üzere bu davanın açıldığını, mahkemece alınan bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, bilirkişi tarafından rapor düzenlenirken amaçtan sapılarak yalnızca ticari defterlerin incelenmesi için yetkilendirilmiş olmasına rağmen delilleri yorumlama ve değerlendirme yoluna girdiğini, HMK’nın 198. maddesine aykırı olduğunu, İİK’nın 89. Maddesi uyarınca ispat yükü kendisinde olan davacının bu yükümlülüğü yerine getirmediğini, davanın reddedilerek lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken aksine verilen kararın usul ve yasaya uygun olmadığını, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, İİK 89. maddesi uyarınca açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra “Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.” hükmü ile nispi ticari davaya ilişkin de düzenleme yapılmış olup, buna göre tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
İİK’nın 89/3. maddesinin, üçüncü cümlesi, “..İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur…” hükmünü içermektedir. Bu hükümde belirtilen mahkemenin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK’nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/3568 esas, 2016/6425 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “İİK 89. maddesindeki haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkemelerdir.”
İİK 89. maddesindeki haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkemelerdir. (Dairemizin 2020/71 Esas 2020/680 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi uyuşmazlık, davalı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde çıkarılan haciz ihbarnameleri nedeniyle borçtan davacının sorumlu olup olmadığının tespitine ilişkindir.
01.10.2011 tarihinden sonra açılan menfi tespit davaları için görevli mahkeme, HMK’nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir.
İİK 89. maddesindeki özel düzenleme ile İİK 72. maddesindeki menfi tespit davasına ilişkin genel düzenleme gözetildiğinde genel düzenleme hükmünün İİK 89. maddesini işlevsiz bırakacak biçimde uygulanamayacağı da açıktır.
Bu durumda İlk derece Mahkemesince, İİK’nın 89/3. maddesine dayalı olarak açılan davada, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek HMK’nın 114/(1)-c ve 115/(2). maddeleri uyarınca mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun re’sen gözetilmesi gereken görev yönünden kabulü ile, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve görevsizlik kararı verilmesi için dosyanın kararı veren yerel mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince Denizli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/06/2023 tarih ve … Esas – … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
3-İlk derece mahkemesinin görevsiz olmasına rağmen davanın esası hakkında karar vermiş olması nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-3. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Denizli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırıldığından davalı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
5-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 269,85 TL maktu istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince talebi halinde davalıya iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
9-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-3. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.16/10/2023
…