Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/1919 E. 2023/1576 K. 02.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 02/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 11/05/2023
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ticari Ünvanın Kullanılmasından Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 02/10/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, Davalı şirketin üniversite tarafından kullanılan üniversiteye belgeli tahsisli olan resmi ”…” alan adını internet haber sitesinde, … , … , … hesaplarında ve mail adresinde alan adı olarak kullandığını, bu kullanımın hukuka aykırı olduğunu, dava sürecinde alan adının kullanılmaya devam edilmesinin haksız rekabetin artmasına neden olabileceğinden HMK 389 md göre …/… ibaresini içeren alan adının haksız kullanılmasının tedbiren önlenmesi için nihai kararın kesinleşmesine kadar ihtiyati tedbir talep ettiklerini, alan adlarının sadece bir adres niteliğinde olmayıp işletmelerin rekabet gücünü etkileyen ve işletmeleri tanıtmaya yarayan çok önemli bir unsur olduğunu, seçilen ve kullanılan alan adının, başkasının adı markası veya işletme adıyla aynıysa veya büyük ölçüde benzerlik gösteriyorsa hukuken korumaya sahip olduğunu, davalının üniversitenin sahip olduğu tanınmışlıktan faydalanarak alan adında ve sosyal medya araçlarında …/… ibaresini kullanarak ticari kazanç elde ettiğini, şirketin …/… ismini kullanımının durdurulmasına, davanın kabulüne, haksız kullanımdan kaynaklı tecavüzünün önlenmesi ve menine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, Davanın görevsiz mahkemede ikame edildiğini, …/… imlemine ilişkin Türk Marka ve Patent Kurumunda tescil edilmiş bir markanın da bulunmadığını, … isminin ticari faaliyetlerde bulunan gerçek ve tüzel kişilerin haksız rekabeti ortadan kaldırmak amacıyla iş alanlarındaki karışıklığı gidermek amacıyla marka, patent ve isim hakkını aldıklarının ortada olduğunu, dava konusu edilen internet haber sitesinin tematik yayın yaptığını, tematik yayının erişimi hedeflediği kitlenin ise … Üniversitesi ile ilgisi olan herkesi kapsadığını, davacı idarenin ismi üzerinden herhangi bir ticari faaliyet ile iştigal edilmediğini, davanın reddine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…556 sayılı yasanın 2.maddesi uyarınca web sitesi alan adını isim eseri olarak kabul edilmekte olup aynı yasanın 76.maddesi uyarınca bu davalara bakmak görevinin ihtisas mahkemelerine ait olduğu düzenlenmiş olmakla, iş bu davada Fikri ve Sınai Hakler Mahkemesinin görevli olduğu sonuç ve kanaatine varılarak mahkememizin görevsizliğine …” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili üniversiteye ait … ismini “….edu.tr/….edu.tr” şeklinde belgeli-tahsisli alan adı olarak yetkili/resmi makam olan … bünyesinde bulunan …tr tarafından müvekkiline tahsis edildiğini, daha sonrasında da bu tahsisin devam ettirildiğini, müvekkilinin … alan adını bağlantılı web sitesi ile yaklaşık 20 yıldır kullandığını, kullanma ve tasarruf yetkisinin sadece müvekkil üniversiteye ait olduğunu, alan adlarının kişi yada kuruluşlar için kurumsal kimlik ve ayırt ediciliğinin çok önemli bir parçası olduğunu, … ibaresinin müvekkili üniversitesinin kurumsal kimliğini yansıttığını, davalı şirketin müvekkili üniversitesinin kamuoyuna duyurduğu ve tanıttığı … ismini tanınmışlığından faydalanarak kendi mal ve hizmetlerini daha geniş alanlara duyurabildiğini, bu ibarenin mutlak suretiyle üniversiteyi çağrıştırdığını, davalının tanınmışlık üzerinden kazanç sağladığını, davacının haksız kullanımının haksız rekabet oluşturduğunun dava dilekçesinde hukuki sebep olarak marka hukukuna dayanılmadığını, aksine haksız rekabet hükümlerine dayandığını bu nedenle davaya bakma görevinin ticaret mahkemesinde olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava,haksız rekabet nedeniyle tecavüzün önlenmesi ve meni istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Haksız rekabet, 6102 sayılı TTK’nın 54 ila 63. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, anılan Kanun’un “Amaç ve İlke “ başlığını taşıyan 54. maddesinde, haksız rekabete ilişkin bu hükümlerin amacının bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması olduğu belirtilmiş, aynı maddenin 2. fıkrasında ise, rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamaların haksız ve hukuka aykırı olduğu ve ilke olarak haksız rekabet teşkil ettiği düzenlenmiştir. Kanun koyucu TTK.54’te haksız rekabet hükümlerinin amacını ve genel hükmü ortaya koyduktan sonra, 55. maddede altı bent halinde, oldukça ayrıntılı bir sayımla haksız rekabet hallerini belirlemiştir. Ancak bu sayım sınırlı olmayıp, zikredilen maddede sayılan haller haksız rekabet teşkil eden eylemlerin başlıcaları olarak örnekleme kabilinden belirtilmiştir.
5846 sayılı FSEK’in düzenlediği hukukî ilişkilerden doğan davalarda fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri görevli olduğu gibi, 551, 555, 554 ve 556 sayılı KHK’lardan doğan haklara ilişkin uyuşmazlıkları çözme görevi de ihtisas mahkemelerine bırakılmıştır.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenmiş olup, görev kuralları, kamu düzenine ilişkindir ve temyiz dahil, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. İhtisas Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, görev ilişkisidir.
Bu durumda, dava dilekçesindeki açıklamalar, taraflar arasındaki marka tesciline ve patente dayalı bir talep bulunmayıp TTK’nın haksız rekabet hükümlerine göre çözümlenmesi gereken Ticaret Mahkemesinin görevine giren bir dava olduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde yürürlükte bulunmayan 556 sayılı KHK’ya atıf yapılmak suretiyle karar verilmesi hatalı olmuş olup, davacı vekilinin istinaf talebinin yerinde olduğu görülmüştür.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-3,6 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-3,6 maddesi gereğince DENİZLİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 11/05/2023 tarih ve … Esas – … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
3-İlk derece mahkemesinin görevli olmasına rağmen davanın esası hakkında karar vermiş olması nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-3,6 maddesi gereğince davanın görülmesi için dosyanın DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİne GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
9-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-3. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.02/10/2023