Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/1866 E. 2023/1476 K. 18.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 12/07/2023
DAVANIN KONUSU : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 18/09/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili, müvekkillerinin, … Mahallesi, … Caddesi No:… … Denizli adresinde yerleşik, Denizli Ticaret Siciline … sicil numarası ile kayıtlı olan … Demir Çelik San. Ve Tic. A.Ş. Unvanlı şirketin azınlık hissedarları olduğunu, davalı şirketin sermayesinin beheri 50 TL değerinde 1.000 adet paya ayrılmış olup şirketin sermayesinin toplam 50.000 Türk Lirası olduğunu, şirket kurucularından olan davacı-müvekkillerin şirkette beheri 50 TL itibari değerli toplam 450 adet paya sahip olduğunu, davacı müvekkillerin davalı şirket sermayesinde maliki oldukları pay miktarı gereği azlık konumunda bulunduğunu, davacı-müvekkillerin davalı şirketin 24.02.2023 tarihli 2021 Mali Dönemine İlişkin Genel Kurul toplantısında vekaleten temsil edilmiş, muhalif kaldıkları hususlar toplantı tutanağına şerh edilmiş olduğunu, davacı müvekkillerin yabancı olmaları, anonim şirket yönetiminde bulunmamaları ve azlık konumunda olmaları sebebiyle mağdur edildiklerini, şirket yönetimince sorularının yanıtsız bırakılarak şirket iş ve işleyişine ilişkin uzun zamandır bilgi alamadıklarını, davacı- müvekkiller tarafından yapılması istenen 2021 Mali Yılına İlişkin Genel Kurul Toplantısının hiçbir gerekçe gösterilmeksizin, hukuka aykırı şekilde kanunen yapılması zorunlu olduğu dönemde yapılmadığını, hatta dilekçe ekinde bulunan davet mektubu incelendiğinde görüleceği üzere yapılması planlanan 23.12.2022 tarihli toplantıya müvekkilleri temsilen Av. …’ın toplantı gün ve saatinde toplantı yerine gitmiş olmasına karşın şirkette ilgili kişilerin bulunmaması sebebiyle toplantının gerçekleştirilemediğini, müvekiller adına temsilen toplantıya katılmak üzere şirket merkezine giden Av. …’ın şirket yetkililerinin bulunmadığını, gerekli hazırlık sürecinin yapılmadığını, davet mektubunda bahsi geçen finansal tabloların hazır edilmediğini tespit ettiğini, davalıların müvekkil paydaşlar nasılsa yurt dışında ikamet ediyorlar katılım sağlamazlar düşüncesinden hareketle, genel kurul davetini usulen yaptıklarını ve şirkete ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, davacı müvekkilin, genel kurul çağrısını tebliğ almasına müteakip T.T.K.’nun 437. maddesi uyarınca vekaleten şirketin merkezinin bulunduğu adrese gidilerek bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmak istese de; şirketin T.T.K’nun 437. maddesine hilafına aykırı hareket ederek, incelemeye tabi belgeleri şirket merkezinde hazır bulundurmadığını, toplantıya müvekkilleri temsilen kimsenin gelmeyeceğini düşündüklerinden hiçbir katılım sağlamadıklarını ve erteleme veya iptal hususunda öncesinden bir bildirim de yapmadıklarını, 24.02.2023 tarihli toplantıya davacı müvekkilleri temsilen Av. …’in katıldığını, toplantı neticesinde liste olarak sıralanan hususlara dair herhangi bir bilgi veya belgenin davacı müvekkillere sağlanmadığını, toplantının ertelenmesi talebinin yerinde görülmeyerek herhangi bir hukuki açıklama yapılmaksızın, talebin reddedildiğini, finansal tablolara ilişkin itiraz edilen hususlar konusunda davalı tarafından dürüst hesap verme ölçüsü ilkesi uyarınca müvekkile ve taraflarına cevap verilmemiş olup işbu sebeple 24.02.2023 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda TTK m.420/2 uyarınca toplantının ertelenmesinin talep edilmiş, toplantının açılmasına taraflarınca itiraz edilmiş ve toplantının açılması halinde bu toplantıda alınacak olan kararlara itiraz edileceğinin şerh düşüldüğünü, talebin toplantı başkanı tarafından TTK 420/2 maddesindeki şartları sağlamadığı gerekçesiyle ikinci defa ertelemesine gerek bulunmadığı beyanı ile toplantının diğer maddelerinin görüşülmesine geçildiğini, açıklanan sebeplerle 24.02.2023 tarihli Genel Kurul Toplantısında alınan kararların yoklukla malül olmasından sebeple hükümsüz sayılmaları gerektiği yönünde karar vermesi olasılığında, baştan itibaren hükümsüz addedilecek genel kurul kararlarının yürütülmesinin hukuk tekniği bakımından başlı başına sorun teşkil edeceğini, tüm bu nedenlerle; davanın kabulü ile davalı şirketin 24.02.2023 tarihli Genel Kurul Toplantısı’nda alınan kararların yoklukla malul olup hükümsüzlüğünün tespitine, Mahkeme, hukuki niteleme olarak aynı görüşte değilse iptaline, zaruret hali gereğince dava konusu genel Kurul Kararlarının yürütülmesinin Mahkemenin kararı kesinleşinceye kadar yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece “Davacıların ortağı olduğu davalı şirketin Olağan Genel Kurul toplantı çağrısının usulüne uygun olarak yapıldığı ve davacıların toplantıya vekilleri marifetiyle katıldığı, davalı şirket vekilinin ve şirket yetkili temsilcisinin yazılı ve sözlü beyanları ile iptali istenilen Genel Kurul Kararında alınan kararların kapsamları ve Genel Kurul Toplantı tutanağı birlikte değerlendirildiğinde 24.02.2023 tarihli 2021 yılı Genel Kurul toplantısında alınan kararların yürütülmesinin geri bırakılmasında davacı ortakların bu aşamada hukuki menfaatinin bulunmadığı” gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin red gerekçesinin hatalı olduğunu, genel kurul toplantısının ertelenmesi taleplerinin hukuka aykırı olarak reddedildiğini, alınan kararların yok hükmünde olduğunu, yönetim kurulu üyesi olarak atanan …’e ödenmesi kararlaştırılan aylık ücreti şirketin mali yapısı, yönetim kurulu üyesinin harcadığı emek ve mesaisi nazara alındığında orantısızlık teşkil ettiğini, ayrıca yönetim kurulu üyesine ödenmesi kararlaştırılan aylık ücretin 2021 yılı faaliyet dönemi karının dağıtılmamasına ilişkin gerekçe ile de çeliştiğini, telafisi güç zararlara mahal vermemek adına genel kurulda alınan kararların yürütülmesinin geri bırakılması gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, davalı şirketin 24/02/2023 tarihli genel kurul kararlarının iptaline, talep ise bu kararların yürütmesinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davacıların ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK’nun 389/1. maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, HMK’nun 390/2. maddesinde de hakimin talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde karşı taraf dinlenmeden de tedbir kararı verebileceği hüküm altına alınmıştır. HMK’nun 390/3. maddesinde ise tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nun Kararın Yürütülmesinin Geri Bırakılması başlıklı 449. maddesinde; genel kurul kararları aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı taktirde mahkemenin, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebileceği, bu hükme göre yapılacak değerlendirmede HMK’nın 389/(1). maddesindeki; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği kıstası göze alınacaktır.
Anılan hükümler karşısında somut olaya gelindiğinde, ilk derece mahkemesince genel kurul kararlarının ifasının durdurulması gerekip gerekmediği hususunda yönetim kurulu üyesinin görüşü alınması için şirket yönetim kurulu üyesine yapılan tebligat üzerine yönetim kurulu üyesince 10/07/2023 tarihli dilekçe sunulduğu, 12/07/2023 tarihli duruşmada da beyanının alındığı anlaşılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, 6100 Sayılı HMK’nun 389.maddesi gereğince dosyadaki bilgi belgelere göre açılan davanın mahiyeti de gözetildiğinde ihtiyati tedbirin şartlarının oluşmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin İlk Derece Mahkemesi ara kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan toplam 1.079,40 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 809,55 TL istinaf karar harcının davacılara ilk derece mahkemesince iadesine, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacıların istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.18/09/2023