Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/1761 E. 2023/1598 K. 10.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 10/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 10/01/2020
DAVANIN KONUSU : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 10/10/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, dava dışı … Teknoloji Sistemleri şirketi lehine kullandırılan ticari krediler nedeniyle kredi borçlusu ile müvekkili banka arasında sözleşme imzalandığını ve davalı … ve dava dışı … ’unda ilgili sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, borcun ödenmemesi sebebiyle 27.08.2018 tarihli noter ihtarnamesi keşide edilerek alacağın ödenmesi hususunun bildirildiğini, ihtarnameye itirazda bulunulmadığı gibi borç tutarının da ödenmediğini, borçluların mal varlığını azaltıcı işlemlere giriştiğinin istihbar edilmesi üzerine borçlular hakkında ihtiyati haciz kararı alınarak Antalya 13.İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasından ödeme emirlerinin gönderildiğini, davalı tarafından borca itiraz edildiğini ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, kredi alacağının banka kayıtları ve gerekse hesap kat ihtarnamesiyle sabit olduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde belirtilen belgelerin taraflarına ulaşmadığını, bu belgelerin taraflarına tebliği ile savunma haklarını kısıtlayan durumun ortadan kaldırıldıktan sonra açıklama yapma haklarını mahfuz tutarak açıklamalarını sunduklarını, … şirketi lehine kullandırılan ticari krediler nedeniyle akdedilen sözleşmeyi müvekkilinin müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, müvekkilinin dava dışı … ’un işletmesinde işlerinin kötü gitmesi nedeniyle 2014 yılında aralarındaki samimiyet nedeniyle evini ipotek ettiğini, bankaya giderken sadece KMH için evini ipotek ettireceğini düşünüp önüne getirtilen haksız şart niteliği belgeleri okumadan imzaladığını, kredi sözleşmesine kefil alınan müvekkilinin kefillikten haberi olmadığı gibi eşinin de muvafakatinin bulunmadığını, 1 – 1,5 yıl sonra evinin üzerinden ipoteğin kalktığını, 2014 yılında imzalatılan belgelerin neticesinde 4 yılın ardından banka tarafından icra takibi başlatıldığını öğrendiğini, müvekkilinin noter kanalıyla kendisine yöneltilen borca itiraz ettiğini ve icra müdürlüğüne giderek takip dosyasına itirazıyla takibin durduğunu, yapılan itirazın yerinde olduğunu, kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşme ve yasaya uygun şekilde hazırlanan, denetime elverişli bilirkişi raporuna göre; davacı bankanın takip tarihi itibari ile; 82.385,90.-TL ticari taksitli kredi alacağı, 5.322,13TL işlemiş akdi ve temerrüt faizi, 266,10TL gider vergisi, 1.187,24TL kredili mevduat hesabı alacağı, 61,05TL işlemiş akdi ve temerrüt faizi, 3,05 TL gider vergisi, 644,19TL ihtar masrafı, 485,00TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 100,20TL ihtiyati haciz gideri talep edebileceği, Kredi Borcunun Geri Ödenmesine Dair Protokol, GKS uyarınca kullandırılan kredinin tasfiyesine ilişkin olduğu gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; 24/10/2017 tarihli kredi sözleşmesinde müvekkilinin kefil olmadığını, müvekkilinin kefil olduğu sözleşmenin 2013 tarihli olduğunu, müvekkilinin sadece 2013 yılında çekilen kredi için ipotek verdiğini, borcun ödenmesi üzerine ipoteğin kaldırıldığını, bilirkişi raporunda da müvekkilinin borçtan sorumlu tutulmayacağı yönünde görüş bildirildiği halde ilk derece mahkemesinin hukuka aykırı olarak müvekkilinin borçtan sorumlu olduğuna karar verdiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR : Uyuşmazlık, Antalya 13. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasındaki alacaktan davalının sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise sorumlu olduğu alacak miktarının ne olduğu konusunda toplanmaktadır.
DELİLLER :
1-Beyan dilekçeleri,
2-Bilirkişi raporu,
3-Antalya 13. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası,
4-Dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 20/09/2021 tarihli kararında özetle; “Dosya içerisindeki bilirkişi … tarafından tanzim olunan 03/12/2019 tarihli raporun incelenmesinden, davacı banka ile dava dışı …. Ltd. Şti. arasında 03/01/2013 tarihli 350.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı …’ın sözleşme limiti üzerinden kefil imzasının bulunduğu, davalı …’un eşi tarafından kefalete muvafakat edildiği, yine davacı banka ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında 24/10/2017 tarihli ikinci bir kredi sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşmede davalı …’un kefil olmadığı, dava dışı …’un 95.000,00 TL üzerinden kefaletinin bulunduğu, takip konusu alacağın 24/10/2017 tarihli ikinci kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, davalı …’un kefaletinin bulunduğu 03/01/2013 tarihli sözleşmeye dayalı kullandırılan kredilerden kalan bir borç bakiyesinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 26/09/2011 tarihli 2011/1703 Esas 2011/11366 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere, kefilin imzaladığı sözleşme süresiz kredi sözleşmesi olsa dahi kefaletin sonsuza kadar devam edeceği düşünülemez. Kefalet edilen sözleşmelerle kullandırılan krediler ödenmiş olmakla hesaplar kapatıldıktan sonra başka sözleşmelerle kredi verilmesi halinde kefil, artık yeni sözleşmeyle verilen kredilerden sorumlu tutulamaz. Takip konusu banka alacağı 24/10/2017 tarihli kredi sözleşmesinden kaynaklandığından ve bu sözleşmede davalının imzası bulunmadığından, davalının kefili olduğu 03/01/2013 tarihli sözleşmeye dayalı alacakta bulunmadığından davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür. ” şeklindeki gerekçe ile davalı vekilinin istinaf sebebinin kabulüne karar verilip İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılmış ve davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemiz kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. hukuk Dairesinin 24/04/2023 tarih … Esas, … karar sayılı ilamında özetle; “Davacı banka ile dava dışı … arasında imzalanan 24.10.2017 tarihli Kredi Borcunun Geri Ödenmesine Dair Protokol ve eki Geri Ödeme Planının ” Önceki Sözleşmeler” başlıklı 3 üncü maddesinde işbu protokolün davalının kefaletinin bulunduğu 03.01.2013 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında açılmış kredinin sadece geri ödemesine ilişkin olduğu ve anılan sözleşmelerin ayrılmaz bir eki olduğunun taraflarca beyan ve kabul edildiği düzenlenmiştir. Buna göre 03.01.2013 tarihli sözleşmeden kaynaklanan mevcut borcun yapılandırılması amacıyla akdedilen protokolün yeni bir sözleşme olmadığı gözetilmeksizin Bölge Adliye Mahkemesince yeni bir sözleşme olarak değerlendirilip davalının imzasının bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” şeklindeki gerekçe ile Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı ve duruşma günün taraflara tebliğ edilmiş olup, hazır olan taraf vekillerinin beyanı alındıktan sonra usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Uyulan Yargıtay ilamında da belirtildiği üzere; davacı banka ile dava dışı … arasında imzalanan 24.10.2017 tarihli Kredi Borcunun Geri Ödenmesine Dair Protokol ve eki Geri Ödeme Planının ” Önceki Sözleşmeler” başlıklı 3 üncü maddesinde işbu protokolün davalının kefaletinin bulunduğu 03.01.2013 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında açılmış kredinin sadece geri ödemesine ilişkin olduğu ve anılan sözleşmelerin ayrılmaz bir eki olduğunun taraflarca beyan ve kabul edildiği düzenlenmiştir. Buna göre 03.01.2013 tarihli sözleşmeden kaynaklanan mevcut borcun yapılandırılması amacıyla akdedilen protokolün yeni bir sözleşme olmadığı bu nedenle İlk Derece Mahkemesince aldırılan bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne ve İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf eden tarafın davalı olduğu gözetilerek usulü kazanılmış haklar korunmak suretiyle karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davalının Antalya 13. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile,
Takibin 82.385,90.-TL ticari taksitli kredi alacağı, 5.322,13TL işlemiş akdi ve temerrüt faizi, 266,10TL gider vergisi, 1.187,24TL kredili mevduat hesabı alacağı, 61,05TL işlemiş akdi ve temerrüt faizi, 3,05 TL gider vergisi, 644,19TL ihtar masrafı, 485,00TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 100,20TL ihtiyati haciz gideri, olmak üzere;
Toplam 90.454,86.-TL alacak üzerinden yukarda belirtilen asıl alacak tutarlarına ticari taksitli kredi asıl alacağı için (82.385,90.-TL) yıllık %40,8 kredili mevcut hesabı asıl alacağı için (1187,24TL), %30,24 temerrüt faizi ve tüm bu faizler üzerinden ayrıca %5 gider vergisi uygulanmak suretiyle takibin devamına,
83.573,14.-TL asıl alacağın %20 si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 6.178,97.-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 1.143,68.-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.035,29.TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına
4-Davacı tarafından yatırılan 1.143,68.-TL peşin harç ve 35,90.-TL başvurma harcının toplamı 1.179,58.-TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri olmak üzere) toplam 520,50-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı gözetilerek hesaplanan 497,20.-TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan 30,00.-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı gözetilerek hesaplanan 1,35.-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın red olunan kısmı üzerinden hesaplanan 17.900,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
10-İstinaf incelemesi yönünden; ,
a-Alınması gerekli 6.178,97 TL harçtan peşin alınan 1.544,74 TL harçtan mahsubu ile ‭4.634,23‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazine gelir kaydına, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince yazılmasına
b-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına
c-Dairemiz kararının Yargıtayca bozulması üzerine 6100 Sayılı HMK’nın 373/4. maddesi gereği duruşma açıldığından davacı ve davalı lehine vekalet ücreti verilmesine YER OLMADIĞINA,
d-Temyiz başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan 59,30 TL temyiz harcının davacıya iadesine,
e-Temyiz başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan 292,10 TL temyiz yoluna başvurma harcı, 37,50 TL tebligat masrafı, 54,00 TL Yargıtay’a dosya gidiş-dönüş masrafı olmak üzere toplam 383,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
f-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
11-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, taraf vekillerinin yokluğunda HMK’nın 356. maddesi uyarınca duruşmalı olarak oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olarak karar verildi.10/10/2023