Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/1695 E. 2023/1449 K. 18.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
EK KARAR TARİHİ : 12/01/2023
DAVANIN KONUSU : Alacak
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 18/09/2023

İlk derece mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın müvekkilinin hesabından taraflar arasındaki sözleşme ve kanun hükümlerine aykırı olarak iskonto kredisi kullandırım komisyonu, kredi kullandırım komisyonu adıyla tahsilatlar yaptığını, yapılan bu kesintilerin haksız olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinden haksız alınan 1.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren ticari avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, daha önce açmış olduğu Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında da kredi kullandırım komisyonuna ilişkin talepte bulunduğunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Kesin Hüküm” başlıklı 303. maddesinde “Bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” denildiğini, davacının daha önce müvekkil bankaya aynı taleplerle açmış olduğu dava hakkında kesin hüküm verildiği hususu gözetilerek davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerektiğini, aynı zamanda davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacının da yerleşim yerinin Konyaaltı/Antalya olduğunu, dosyaya bakmaya yetkili mahkemenin Antalya Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafın basiretli davranması gereken gerçek kişi tacir konumunda olduğunu, davacının mevcut Tüketici Kanunu’na göre tüketici konumunda olmadığını, davacı müşterinin, gerek Sözleşme Öncesi Bilgilendirme Formlarını ve gerekse akabinde Genel Kredi Sözleşmelerini imzalayarak kullandığı ticari kredileri ile ilgili masrafları herhangi bir ihtirazi kayıt öne sürmeden rızası ile ödediğini, davacının imzasını havi belgelerle kabul ve onayında olan tutarlara, krediyi kullandıktan ve ihtiyacını karşıladıktan ve aradan bir süre geçtikten sonra itiraz etmesinin iyi niyet kuralına da açıkça aykırılık teşkil ettiğini, müvekkili bankanın davacıdan tahsil etmiş olduğu tüm masrafların, müvekkili bankanın vermiş olduğu hizmetin karşılığı olarak talep etmiş olduğu bedel olduğunu, bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı olan davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davacının iş bu davadan önce aynı sözleşme ve kesintilere ilişkin davalı aleyhine aynı taleplerle ilgili açtığı davanın … Esas sayılı dava dosyasında görüldüğü ve verilen kararın kesinleştiği, tüm dosya kapsamı ve … Esas … Karar sayılı dosyası nazara alınarak uyuşmazlığın kesin hükümle daha önce çözüldüğünün anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kesin hüküm dava şartı nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 3.622,50 TL İskonto Kredisi Kullandırım Komisyonu ve 630,00 TL Kredi Kullandırım Komisyonu adı altında haksız ve sözleşmeye aykırı yapılan kesintilere ilişkin daha önce aynı alacak kalemlerine ilişkin dava açıldığı gerekçesiyle davanın usulden reddedildiğini, … Esas-… Karar sayılı kararda ve dava dosyasındaki bilirkişi raporunda sadece talep edilen alacak kalemleri dışındaki haksız kesintilere ilişkin iadeye karar verilmediğini, talebe bağlılık ilkesi gereği davanın kısmen kabulüne karar verildiğinin açık olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 10/01/2023 tarihli ek karar ile; kararın karar tarihindeki 8.000,00 TL’lik istinaf sınırının altında olması nedeniyle kesin olduğu, bu nedenle davacı vekilinin istinafının HMK’nın 341. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
Ek karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili ek karara karşı istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece esasa ilişkin gerekçe belirtilmeden davanın reddine karar verildiğini, ilgili karara karşı istinaf isteminde bulunduklarını, istinaf başvurusunun reddedildiğini, ret kararına itirazlarının değerlendirilip kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, banka tarafından yapılan kesintilerin iadesi talebine ilişkin alacak davasıdır.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kesin hüküm dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İstinafa konu kararda davanın değeri fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 1.000,00 TL olarak gösterilmiş olup; davada talep edilebilecek tüm dava değeri 4.252,50 TL’dir.
02 Aralık 2016 gün ve 29906 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 Sayılı Yasanın 41. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 3.000,00 TL’ye çıkarılmıştır. Bu miktar 2018 yılı için 3.560,00 TL, 2019 yılı için 4.400,00 TL’dir, 2020 yılı için 5.390,00 TL, 2021 yılı için 5.880,00 TL, 2022 yılı için 8.000,00 TL, 2023 yılı için 17.830,00 TL’dir.
İstinafa konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra 08/12/2022 tarihinde verildiğinden miktar itibariyle kesin nitelikte olup; ilk derece mahkemesince kesin nitelikteki kararın istinaf talebinin reddine ilişkin 12/01/2023 tarihli istinaf başvurusu değerlendirme kararının usule uygun olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle mahkemece kararın kesin olduğu gerekçesiyle istinaf talebinin reddine ilişkin değerlendirme kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin ilk derece mahkemesi ek kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 269,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 0,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazine’ye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.18/09/2023