Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/1623 E. 2023/1544 K. 25.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 25/09/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 17/02/2023
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 25/09/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkillerinin birlikte adi ortaklık oluşturarak … İnşaat Madencilik Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketini – … iş ortaklığı adı ile … Genel Müdürlüğü ile sözleşme yaptığını, sözleşme gereği … projesi olarak bilinen …- … Taşkın koruma ve Rüsubat Kontrolü amaçlı yapım işini üstlendiğini, müvekkillerinin oluşturduğu ortaklığın adi ortaklık olduğunu, müvekkillerinin yapımı üstlendikleri işi İnşaat Tüm Riskler Sigorta Poliçesi ile sigorta altına aldığını, sigortanın kapsamının işin yapımı esnasında meydana gelen tüm zararların tazmini olduğunu, müvekkili tarafından üstlenilen işe … poliçe numarası ile “İnşaatın Tüm Riskler Sigorta Poliçesi” ile sigorta altına alındığını, müvekkilinin çalışmaları yapımı sırasında ve sigorta poliçesinin süresi içerisinde; 16.12.2018 – 17.12.2018 tarihlerinde bölgede yaşanan aşırı yağış sebebiyle meydana gelen sel felaketinde yapılan 134,094,82 metre küp kazı ve 87.422,54 metre küp dolgu imalatının zarar gördüğünü, 05.02.2019 – 06.02.2019 tarihlerinde yaşanan aşırı yağış sebebiyle ikinci bir sel felaketi meydana geldiğini ve yapılan 106.709,21 metre küp kazı ve 25.447,39 metre küp dolgu imalatının zarar gördüğünü, kazı ve dolgu alanları zararına ilişki olarak … mühendis ve yetkilileri tarafından sahada tespit yapıldığını, 16.12.2018 – 17.12.2018 ve 05.02.2019 – 06.02.2019 tarihlerinde Tarım ve Orman Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü 4. Bölge Müdürlüğü Meteorolojik bilgi raporlarının mevcut olduğunu, belirtilen tarihlerde yaşanan sel felaketlerine ilişkin durum ulusal basın organlarına dahi yansıdığını, internet ortamında pek çok video ve görsele rahatlıkla ulaşılabildiğini, Birim Fiyat Teklif Cetveli sözleşme kapsamında BÇG 01 pozu ile yer aldığını, proje kapsamında metre küp başına 6,50.-TL fiyat ile kazı yapıldığını, dolgunun ise BÇG 02 pozu ile yer aldığını, metreküp başına 10,00.-TL fiyat üzerinden yapıldığını, işin yapımı esnasında meydana gelen zararlara ilişkin olarak müvekkilinin yapım işinde kullanılan “Profil Demir ve Saç Levhaları” ile “Kereste, Piywood ve Kalıp Malzemeleri” “Hitachi 350 Ekskavatör” “Jeneratörler” “Fiy dalgıç pompalar” “İnşaat Demirleri” Ocak Taşları ve Nakliye zararlarının da meydana geldiğini, Profil Demir ve Saç levhaların sele kapılarak kaybolduğunu, bu malzemeye ilişkin faturalar ve ödeme belgelerinin mevcut olduğunu, zarar hesabına dahil edilmesi gerektiğini, Kereste, Plywood ve kalıp malzemelerinin yine sele kapılarak kaybolduğunu, işin yapımında kullanılan Hitachi 350 Ekskavatörün sele kapılarak zarar gördüğünü ve tamir edilmek zorunda kalındığını ve yapılan işlemelere ilişkin dış servis formunun mevcut olduğunu, yapım işinde kullanılan 2 adet kiralık jeneratörden 1 tanesinin selde kaybolduğunu ve muayyen bedelinin hesaplamaya dahil edilmesi gerektiğini, diğerinin ise onarım bedelinin kendileri tarafından karşılandığını, 2 adet kiralık flyt dalgıç pompanın selde kaybolduğunu, her iki dalgıç pompa bedelinin zarara dâhil edilmesi gerektiğini, proje yapım aşamasında kullanılan inşaat demirlerinin meydana gelen zarar neticesinde zayi olduğunu ve yapım işinde kullanılan ocak taşlarının zayii olduğunu, yine yapım işi sırasında oluşan hasarın poliçe ile teminat altına alınmış olmasına rağmen davalı tarafından hiçbir zararın karşılanmayacağını, ödeme talebini reddettiklerini belirterek şimdilik 2.000.000,00.-TL zarar bedelinin zararın meydana geldiği tarihten itibaren davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama ve vekâlet giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalı vekili, davacı tarafın 16/12/2018 tarihli hasara ilişkin talebinin … nolu ve 06/02/2019 tarihli hasara ilişkin talebinin … nolu hasar dosyaları ile açıldığını, 16/12/2018 tarihli hasara ilişkin 21/12/2019 tarihinde eksper tarafından saha çalışmalarının yapıldığını, ekspertiz aşamasında iken 06/02/2019 tarihli hasarın meydana geldiğini, bu çerçevede her iki hasarın eksper incelemesinin aynı anda yürütüldüğünü, jeoloji raporuna göre; … çayının konumu itibariyle üst kotta bulunan çaylardan beslendiği ve çanak şeklinde yapısı ile akışa geçen suların toplanmasının doğal olduğu, taşkın döneminde taşınan granül malzememin … çayına gelmesinin beklenen bir hadise olduğunun tespit edildiğini, meteoroloji raporunda; 16/12/2018 ve 06/02/2019 tarihinde yoğun yağışlar meydana geldiği ve toplamda 164,3 mm yağış düştüğünü, Aralık ayı için Antalya ilinde 88 yıllık yağış ortalamasının 259,30 mm olduğu ve dolayısıyla ortalama üzerinde bir yağış olmadığını, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası … Projesi Değerlendirme Raporunda h2. Sediment Birikmesi başlıklı bölümünde “Proje ile … ve kolları boyunca inşa edilecek tesisler taşkın tehlikesi altında kalacağı, ayrıca, …’nın getirdiği malzeme, denizin içeri alınması ile oluşacak körfezin girişine yığılacak ve bir süre sonra hem patak içinde hem de çevredeki yapılar için sorun teşkil edeceği” taşkınlarla gelen malzemenin, denizin içeri alınması için kazılan alanı da dolduracağının unutulmaması gerektiğinin tespitine yer verildiğini, anılan bilgi ve belgeler ile raporların değerlendirilmesi sonucunda … projesi kapsamında yapılacak kazıların altı suyunu izole eden akıfer hacmini küçülteceği, küçülen akifer hacminin yer altı suyunu izole edemeyeceği, açığa büyük miktarda yeraltı suyunun çıkacağı, proje öncesi yayımlanan bilimsel nitelikli raporlarda da bu sorunların ele alındığını, sigorta ettirenin bu verilere rağmen kazı işlerini yaptığını, …’nın çanak şeklindeki yapısı itibariyle akifer hacmi küçülten vaziyeti ile sürekli bu tip hadiselerin meydana geldiği ve geleceği nitekim yağış miktarının ortalamanın üstünde olmamasına rağmen ihtilaf konusu hadiselerin meydana geldiği dolayısıyla gerçekleşen hadisenin ani ve beklenmedik olmadığı sonucuna varıldığını, dava konusu hadisenin ani ve beklenmedik bir sebepten meydana gelmediğinden sigorta poliçesinin genel şartları “sigorta kapsamı” başlıklı 1. Maddesi gereğince teminat dışında olduğunu, TTK’nın sigortalı malın ayıbından doğan hasarların teminat dışı olduğunu düzenleyen 1453/2 maddesi gereğince tazminat talep edilemeyeceğini, poliçenin genel şartları A4 madde h bendinde “Plan, proje ve hesap hatasından dolayı sigortalı mallarda meydana gelecek fiziksel ziya ve hasarların” I bendinde ise “malzeme bozukluğundan, ayıbından veya kusurlu işçilik neticesinde olan hasarların” teminat dışında olduğunun belirtildiğini, sigortalının poliçe tanzimi ve devamı aşamasında beyan yükümlüğüne aykırı davranmış olduğunu, davacının talep etmiş olduğu hasarın mezkur sigorta poliçesi teminatı kapsamında olduğu kabul anlamına gelmemek kaydıyla belirlenecek tazminat tutarından, poliçede “şantiye tesis ve ekipman ile iş makineleri teminatı” bulunmadığından bu kalemlerin mahsubu ile %20 muafiyet tenzili yapılmasını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “… 6102 sayılı TTK 1454.madde gereğince; “Sigorta ettiren üçüncü bir kişinin menfaatini onun adını belirterek veya belirtmeyerek sigorta ettirebilir. Sigorta sözleşmesinden doğan haklar sigortalıya aittir. Sigortalı, aksine sözleşme yoksa sigorta tazminatının ödenmesini sigortacıdan isteyebilir ve onu dava edebilir. Üçüncü kişinin adının belirtildiği durumlarda, tereddüt halinde, sigorta ettirenin üçüncü kişinin temsilcisi olarak değil, kendi adına fakat üçüncü kişi lehine hareket ettiği kabul edilir.” buna göre de sözleşme dava dışı sigortalı lehine yapılmış olmakla sözleşmeden doğan haklar sigortalıya ait olduğundan davacıların aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; sigorta poliçesi ile sigorta edilen işin …-…koruma ve rusubat kontrolü amaçlı yapım işi olduğunu, bu işin davacılarca adi ortaklık kurulmak suretiyle yüklenici sıfatıyla ihale eden alındığını ve sözleşmelerin imzalandığını, adi ortaklığın tüzel kişiliğinin bulunmaması nedeniyle davacılar adına bu davanın açıldığını, poliçeye konu ve teminat altına alınan işin yüklenicisinin davacılar olduğunu, poliçenin ilk sayfasında da teminata konu işin belirtildiğini, davacıların yaptığı iş esnasında meydana gelen zararın davacılara ait olmayacağı düşüncesinde hukuki isabet bulunmadığını, davacılara ait zararın rizikonun kendisini oluşturduğunu, sigortacının teminat bedeli ödemekte kaçınmasının dürüstlük kuralına ve hukuka da aykırı olduğunu, davalı tarafında cevap ve ikinci cevap dilekçesinde de husumet itirazında bulunmadığını, savunmayı genişletmeye muvafakatlerinin olmadığını, İlk Derece Mahkemesince toplam zararın tespiti için bilirkişi heyetlerinden raporlar aldırıldığını, neticede poliçe kapsamında 3.528.955,96 TL zararın meydana geldiğinin sabit olduğunu, bu zarar nedeniyle …’ın herhangi bir talebinin bulunmadığını çünkü meydana gelen zarar bedelinin tazmin hakkının müvekkillerine ait olduğunu, yapım işi sözleşmesi, idari şartname, birim fiyat sözleşmesi, teknik şartname, sözleşme dökümanları ve dosyaya sunulan evraklar incelendiğinde hak sahibinin davacılar olduğunun sabit olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, ödenmeyen sigorta bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davada husumet 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesinde düzenlenmiş olup, dava şartıdır. Taraflarca ileri sürülmese de resen nazara alınır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, dava konusu sigortanın başkası lehine sigorta olduğu, sigorta poliçesi incelendiğinde sigortalının … Genel Müdürlüğü, sigorta ettiren ise davacılardan … Ltd. Şti. olduğu, TTK 1454/1 maddesi hükmüne göre aksine bir sözleşme yoksa sigorta tazminatını sigortalının talep edebileceği, poliçede bu yönde (aksine) bir hüküm olamadığı, davacıların aktif dava ehliyeti bulunmadığı görülmekle İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL istinaf karar harcının davacılardan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacıların istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın Dairemiz tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1. bendi gereğince aynı kanunun 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. .25/09/2023