Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/1521 E. 2023/1280 K. 07.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ : 28/04/2023
DAVANIN KONUSU : Tazminat
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 07/07/2023
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin ortağı olduğu şirketin iki ortağı bulunduğunu, ortaklardan davacı …’ın bu şirketin %75’ine, diğer davalı kardeşi …’ın ise %25’ine sahip olduğunu, davalı …’ın davacı şirketin en önemli mal varlığı olan Antalya ili … İlçesi … Mah. … ada, 1 parselde kayıtlı taşınmazı 05/04/2019 tarihinde diğer davalı şirkete devrettiğini, devrin davalı … tarafından bedelsiz bir şekilde yapıldığını, bu devirden dolayı müvekkilinin ortağı olduğu şirkete yapılmış bir ödeme olmadığını, limited şirkete ait en önemli mal varlığının alınmış bir genel kurul kararı olmadan devrinin yapılmasının yasal olmadığını, davalı şirketin bu taşınmaz için herhangi bir bedel ödemediği gibi taşınmaz üzerindeki ipotek yükünü de kaldırmadığını belirterek; dava konusu taşınmazın davalı şirket adına olan kaydının iptali ile müvekkili şirket adına kayıt ve tesciline, işletme hakkının devrinin iptali ile müvekkili şirkete iadesine, ticari işletme konusu malların ve menkullerin iptali ile davacı şirkete iadesine, devir tarihinden dava tarihine kadar müvekkili şirketin bu devirden kaynaklanan zararının tespiti ile davalı şirketten alınarak davacı şirkete teslimine, mahkeme farklı kanaat halinde ise taşınmazın işletme bedelinin içindeki menkullerin dava tarihi itibariyle bedelinin tespiti ile davacı şirket adına dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesi ve dava konusu taşınmaz üzerine tedbir konulması yine ticari işletme devrinin tedbiren müvekkili şirkete teslim edilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 31/03/2023 tarihli ara karar ile, “… dava konusu otelin işletmesinin tapu kaydı ile birlikte davacı şirket tarafından davalı şirkete devredildiği, mahkememizin … esas sayılı dava dosyasında davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine tapu iptali ve tescil davası açıldığı, dosyanın henüz derdest olduğu, somut dava da ise, işletme ve tapunun şirket yetkilisi davalı … tarafından genel kurul kararı alınmaksızın devredildiği, şirketin tüm mal varlığının bu otel ve işletmeden mevcut olduğu, devrin tasfiye niteliğinde olduğu, herhangi bir bedel ödenmediği iddiası ile dava açıldığı, sonrasında inançlı temlik sözleşmesi ibraz edildiği, davalı tarafça sözleşmeye ve imzaya itiraz edildiği, sözleşmenin geçerliliği ve imzanın aidiyetinin yargılama sonunda ortaya çıkacak olması, davada tapu kaydı ile birlikte tüm otel işletmesinin, demirbaşlarının iadesinin talep edildiği anlaşılmakla, davacı vekilinin tedbir talebi yerinde görülmüş olup, dava konusu otel ve işletmenin korunması açısından HMK 389 vd. maddeleri gereğince davalı şirkete dava konusu … Otelin işletmesi ile sınırlı olmak üzere dava sonuna kadar … ve …’in kayyum olarak atanmalarına” karar verilmiştir.
Davalı tarafın tedbire itirazı sonucunda mahkemece duruşma açılmış ve yapılan duruşma sonucunda 28/04/2023 tarihli ara karar ile, “…davacı tarafından davalılar aleyhine Antalya İli, … İlçesi, … Mah., … ada, 1 parsel 76 cilt, 7481 sayfadaki otelin tapu kaydının iptali ve davalı şirket adına tescili ile ticari işletme hakkının geri alınması ve işletmenin menkullerinin geri alınması talepli dava açıldığı, mahkememizin 31/03/2023 tarihli ara kararı ile; davacı vekilinin tedbir talebinin kabulü ile; davalı şirkete … Otelin (… Hotel) İşletmesi ile ilgili ve sınırlı olmak üzere dava sonuna kadar … ve mali müşavir …’in yönetim kayyumu olarak atanmalarına karar verildiği anlaşılmıştır. İtiraz eden davalı vekili tarafından ileri sürülen itiraz sebeplerinde davanın başında taşınmazın tapu kaydına ihtiyati tedbir konulması ve ticari işletmenin tedbiren Antalya … Şirketine teslim edilmesinin talep edildiği, mahkemece ticari işletmenin devri yönündeki talebin reddedildiği, sadece tapu kaydına tedbir konulduğu, bu kararın da istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği ileri sürülmüş ise de; istinafa konu olan karar sadece tapu kaydına tedbir konulması olup, redde yönelik bir istinaf bulunmadığı gibi yargılamanın her aşamasında durum ve şartlarda değişiklik olması halinde yeniden tedbir talep edilebileceği, mahkememizce de davanın konusunu teşkil eden işletme hakkına yönelik olarak dava sonuna kadar korunması açısından tedbir kararı verildiği, yine davacı tarafça Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında da aynı taraflar arasındaki davada kayyum atanmasının talep edildiği, taleplerin reddedildiği ileri sürülmüş ise de, söz konusu dava da davanın konusu işletme devri olmadığından mükerrer nitelikte sayılamayacağı, yine davalı tarafça ileri sürülen iddianın genişletildiği, değiştirildiği, davanın derdestlik sebebiyle reddinin gerektiği, dosyaya sunulan inanç sözleşmesinin sahte olduğu, dava konusu işletmenin devri için genel kurul kararının gerekmediği, yeni bir delil ibraz edilmediğine ilişkin itirazları ise yargılamayı gerektirip tamamı yargılama sonunda karar verilecek hususlar olmakla mahkememizce 31/03/2023 tarihinde verilen dava konusu işletmenin dava sonuna kadar korunmasına yönelik tedbir kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, itirazın reddine” karar verilmiştir.
Karara karşı davalı … Ltd. Şti. Vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı … Ltd. Şti. Vekili istinaf dilekçesinde özetle; dayanılan hukuki sebebin belli olmadığını, eldeki davanın “inanç anlaşmasına” dayanması halinde derdestlik sebebiyle reddinin gerektiğini, inanç anlaşılmasına delil olarak dayanılmadığını, bahse konu inanç anlaşması başlıklı belgenin sahte olduğunu, sahteliği ileri sürülen belge hiçbir işleme konu edilemeyeceğini, dava konusu taşınmazın devri için genel kurul kararının gerekmediğini, davanın esasını çözer nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, davacının haklılığını yaklaşık olarak dahi ispat edemediğini, yeni bir delilin ortaya çıkmadığını, aynı konuda başka mahkemeden de ihtiyati tedbir talep edildiğini ve reddedildiğini, ihtiyati tedbir yoluyla kayyum atanamayacağını, kesin hüküm engelinin var olmadığını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Talep, ihtiyati tedbire itirazın reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
UYAP sisteminden yapılan incelemede, inanç sözleşmesinin sahte olduğu gerekçesiyle, … tarafından Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet başvurusu yapıldığı, soruşturma sonucunda, uzmanlık raporu ile inanç sözleşmesi başlıklı belgede … kaşesi üzerine atılı imzanın …ın eli ürünü olduğunun tespit edildiği, bu nedenle şüpheliler … ile …’ın sahtecilik suçu işlemedikleri, …’ın ise … ve …’a iftira attığı kanaatine ulaşıldığı gerekçesiyle, … soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği, karara itiraz edildiği ancak Antalya 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 28/03/2023 gün ve … D. İş sayılı karar ile, itirazın reddine kesin olarak karar verildiği, otelin bulunduğu taşınmazın alacaklı … A.Ş’ye ihale sonucunda satılmasına ilişkin açılan ihalenin feshi davası sonucunda yerel mahkemece verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 26/04/2023 gün ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile, ihalenin feshine karar verildiği, dosyanın Yargıtayda olduğu, kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, savcılıkça yapılan soruşturma sonucuna ve dosya kapsamına göre, mevcut delil durumu itibariyle bu aşamada ihtiyati tedbir için yaklaşık ispatın ve HMK’nın 389 ve 390. Maddesindeki koşullarının bulunmasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı … Ltd. Şti. vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Ltd. Şti. vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.07/07/2023

….