Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/151 E. 2023/220 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ALANYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 19/12/2022
DAVANIN KONUSU : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
GEREKÇELİ
KARARIN YAZIM TARİHİ : 07/02/2023

İlk Derece Mahkemesinin dava dosyası istinaf yasa yolu incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye Hakimin inceleme raporu okundu.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; aralarında boşanma ve katılma alacağı davası olan müvekkili ile diğer davalı … ’ın davalı şirketin ortağı olduklarını, şirketteki müvekkilinin ortaklık payının %75 davalı … ın ise %25 olduğunu, 07/04/2021 tarihinden bu yana davalı … ‘nın şirketi münferiden temsile yetkili ortak olduğunu;
Davalının bu yetkisini kötüye kullanarak şirketin … Alanya Şubesindeki hesabına ve pos cihazına bloke koydurdurarak müvekkilin müdahalesini önlediği, şirketi tek başına, şirket ve or- taklık yapısına uygun olmayacak şekilde yönettiği, şirkete yapılan ödemeleri kişisel malvarlığına aldı- ğını belirterek; şirketin haklı nedenlerle feshine ve tasfiyesine, aksi halde davalı …’nın ortaklıktan çıkarılmasına ve tedbiren, şirketin … Alanya Sanayi Şubesindeki hesabına ihtiyati tedbir konulup, şirkete kayyım tayin edilmesini talep etmiştir,
Davalı … vekili itiraz ve cevap dilekçelerinde özetle; verilen ihtiyati tedbir kararının şirketlerin devamlılığı ilkesine aykırı olduğu gibi, şirketin ticari faaliyetinin sürdürülmesine engel olacak nitelikte olduğunu, şirketin bu karar sebebi ile zarara uğrayacağını, tedbir talebinin somut delillere dayanmadığı, dava dilekçesi ekindeki ticaret sicil gazetesi örneği ile ticaret sicil memurluğunca düzenlenmiş tapu yetki belgesinin dava ve talebin haklılığına yaklaşık olarak ispatlar nitelikte olmadığını; davalıya isnat edilen şirkete ait malvarlığının kişisel olarak mal edinildiği, şir- ketin alacağı olan tutarların şahsına ödenmesini talep ettiği, ödemelerin şirket hesaplarına aktarma- dığı yönündeki iddiaların doğru olmadığını; Asıl davacının ortaklık sıfatından kaynaklanan yükümlü- lüklerini ihlal ettiği ve şirkete karşı dürüstlük ve özen borcuna aykırı davrandığı, bu sebeple davacının ortaklıkdan çıkartılması gerektiğini belirterek; ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilme- sini talep etmiştir.
Mahkeme istinafa konu kararında özetle; İhtiyati tedbirin, davanın kazanılması halinde bu sonucunu etkisiz kılabilecek şekilde dava konusunun el değiştirmesini engelleyecek nitelikte geniş veya sınırlı olabilen bir hukuki koruma olduğu, “davacının iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm deliller toplandıktan ve incelendikten sonra ortaya çıkacak ise de; davacının davalı şirkette %75 pay oranın bulunması, şirket ortağı olan davacı ve davalı arasında Alanya 3. Aile Mah- kemesinin … E. sayılı dava dosyasında boşanma ve katılım alacağından kaynaklanan davanın devam etmesi, davalı şirketin banka hesaplarından para çekilmesi, kredi çekilmesi vb. bankacılık işlemlerinin şirket müdürü tarafından tek başına yapılması halinde ihtiyati tedbir talep eden davacı ortağın hakkını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı veya tamamen imkansız hale geleceğine ilişkin dosya kapsamına sunulan belgelerle yaklaşık ispat koşulunun da gerçekleştiği” gerekçesi ted- bire itirazın reddine karar vermiştir.
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının tedbir talebinin dayanaklarının soyut iddialardan ibaret olduğunu, tedbir kararının gerekçesi olarak belirtilen Aile mahkemesi dosyasının konusu olan mal rejiminin tasfiyesi ile iş bu davanın konusunun farklı şeyler olduğunu açılan boşan- ma davasının gerekçe gösterilerek verilen tedbir kararının mahkemenin görev sınırlarını ihlal ettiği anlamına geldiğini, kaldı ki Aile mahkemesinin davacının şirket malvarlığı üzerine tedbir konulma- sına ilişkin talebini red ettiğini, verilen tedbir kararının şirketin devamlılığı ilkesine aykırı olduğunu, şirketi çalışamaz borçlarını ödeyemez hale getirdiğini, davacının şirkete kayyım tayinine ilişkin tedbir talebini red ederken böyle bir tedbir talebini kabul etmesinin çelişkili olduğunu, zira sonuçlarının daha ağır olduğunu, menfaat dengesinin gözetilmediğini, bu kararla şirketin çalışanlarının ücret ödemele- rini, günlük masraflarını ödeyemez hale getirdiğini belirterek; mahkemenin 19.12.2022 tarihli ara kararın kaldırılmasına ve mahkemenin 28/11/2022 ve 09/12/2022 tarihli tedbir kararlarının kaldırıl- masına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, tarafların birlikte ortağı oldukları şirketin haklı nedenlerle feshi ve tasfiyesi, aksi halde davalı …’nın ortaklıktan çıkarılması istemine; talep ise davalı …’ın davalı şirketin … Alanya Sanayi Şubesi’deki, … Bankası, … bankası, … bankası, … Bankası, … , … , … Bankası, … (Sanayi şubesi dışındaki şubeler), … , … bank, … , … , … , … , … bankasından tek başına para çekme, kredi çekme vb. bankacılık işlemlerinin engellenmesine ilişkin verilen ihtiyati tedbir tedbir kararının kaldırılmasına ilişkindir. Davalı itirazı ile belirtilen ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
TTK nun limited şirketleri ilişkin 636/3-4. Maddesinde “Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.” Denilmektedir. Bu davanın davalı tarafı şirketttir. Yine 641. maddesinde “Ortak şirketten ayrıldığı takdirde, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini istem hakkını haizdir.” Denilmektedir.
Şirket ortaklığından çıkarma ise aynı kanun 640. Maddesinde düzenlenmiş olup bir ortağın şirket ortaklığından çıkarılması şirket tarafından açılacak çıkarma davasına bağlıdır. Bu konuda mad- denin 3. Bendinde “Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şir- ketten çıkarılması hâli saklıdır.” Denilmektedir.
Fesih davasını açan davacı ortak kanunun yukarıda belirtilen 636. Maddesine uygun olarak mahkemeden tedbir talep etmiş olup bu talebin mahiyeti de davalının şirket sermayesini azaltmaya dönük işlemlerini kısıtlayıcı niteliktedir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacı ile davalı itiraz ve istinaf eden arasında bir boşanma davasının varlığının inkar edilmemesine, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Sonuç olarak; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 80,70 TL maktu istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-f. maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi..07/02/2023