Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/1445 E. 2023/1366 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 28/04/2023
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 17/07/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; her ne kadar daha önceki tedbir taleplerinin mahkemece red edilmiş olmasına rağmen davalı hakkında bu bono ile ilgili Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırılmasına karar verildiğini belirterek; müvekkili hakkındaki Antalya Genel İcra Dairesi’nin …. E. sayılı dosyası ile Antalya Gayrimenkul Satış İcra Dairesi …. E. sayılı takiplerin durdurulmasını talep etmiştir.
Mahkeme istinafa konu kararında özetle; İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki para- nın alacaklıya verilmemesini isteyebileceği, “adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğin- de, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz.” şeklin- deki HMK’nın 209/1. Maddesi hükmünün icra takiplerinde uygulanması gerektiğine ilişkin İcra ve İflas Kanununda bir hüküm bulunmadığı, Ağır Ceza Mahkemesince resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyete karar verilmesine rağmen takibe konu senedin sahteliğinin ispatına yönelik yargılamanın devam ettiği ve dosyanın imza incelemesine yönelik Adli Tıp Fizik İhtisas Dairesine gönderildiği ancak henüz bir rapor alınmadığı, kesinleşmemiş ceza yargılamasının bulunmasının takibin durdurulması sonucunu doğurmayacağı, daha önce “icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına karar verildiği gerek- çeleri ile davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; imzaya itiraz dışındaki sahtecilik iddia- larının icra mahkemesinde görülen kambiyo senetlerine ilişkin imzaya ve borca ilişkin itiraz- larda inceleme konusu yapılamaması, icra mahkemesinin dar yetkili bir mahkeme olup ancak belli hallerin varlığı halinde takibin iptaline karar verebilecek olması, davalı hakkında ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilmiş mahkumiyet hükmünün gözetilmesinin gerektiği belir- tilerek; verilen kararın kaldırılarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Dava, takipten sonra açılan menfi tespit talebine; talep ise davalı alacaklı hakkında ceza mahkemesi tarafından sahtecilik suçundan verilen kesinleşmemiş mahkumiyet hükmüne dayalı olarak takibin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir talebine ilişkindir.
Mahkemece belirtilen gerekçe ile davacının takibin durdurulmasına ilişkin talebi reddedilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca is- tinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya incelendiğinde davacı vekilinin, müvekkili hakkındaki Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün …. Esasında kayıtlı takibe dayanak bononun müvekkili tarafından davalı emrine keşidesi için makul bir sebep ve hukuki bir ilişkinin olmadığı, müvekkilinin davalıyı tanımadığı, davalı hakkında bu takip dayanağı ile ilgili savcılık soruşturması yürütül- düğünü belirterek; borçlu olmadığının tespiti ile hakkındaki icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ettiği, mahkemenin 17/11/2022 tarihli ara kararı ile davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, daha sonraki 16/02/2023 tarihli ara kararı ile dava- cının adli yardım talebinin kısmen kabulü ile davacının “yargılama giderleri için teminat gös- termekten muafiyet” ine karar verildiği, yine mahkemece 14/02/2023 tarihinde “Davacı veki- linin ihtiyati tedbir isteminin kısmen kabulü ile; … icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına, Davacının teminata ilişkin adli yardım talebi kabul edildiğinden, teminat alınmasına yer olmadığına, … icra takibinin durdurulması talebi hak- kında karar verilmesine yer olmadığına” karar verildiği görülmüştür.
Uyap üzerinden yapılan incelemede, polis kriminalden alınan raporda, bono üzerin- deki yazıların davalı …’a ait olduğu, imzanın ise davacıya ait olup olmadığının anlaşılamadığının belirtildiği, davalının mahkumiyetine ilişkin ağır ceza mahkemesi gerekçe- sinde ise belirtilen 09/06/2022 tarihli rapora atıfla birlikte davalının davacıya 450.000 TL yi elden borç verdiğine ilişkin savunmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, gerekçesi ile sanığın resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından mahkumiyetine karar veril- diği, karırın kesinleştiğine ilişkin bir kayıt olmadığı görülmüştür.
Dosyaya daha sonra giren ATK raporunda da takibe dayanak ve davaya konu bono- daki davacı borçluya atfen atılı imzanın kendisine ait olup olmadığı hususunda kanaate varı- labilmesi için yeni uygulamaya elverişli evrak asıllarının toplanmasının istendiği görülmüştür.
Gerek Ağır Ceza mahkemesinin hükmüne esas aldığı, polis kriminal raporuna göre imzanın davacıya ait olup olmadığı hususunda bir kanaate varılamamış olması gerekse mah- kemenin imzanın davacıya ait olup olmadığına ilişkin ATK dan aldığı raporda bu konuda bir kanaat bildirilmemiş olması karşısında, imzanın davacı borçluya ait olduğunu ispat yükünün davalı alacaklıda olması karşısında takibin devamını sağlayacak nitelik ve kabiliyette bir senet olmadığının açık olması, gerekse Ağır Ceza mahkemesi tarafından davalı alacaklının sahtecilik suçundan mahkumiyetine karar verilmiş olması karşısında takibin durdurulmasına karar verilmesinin gerektiği anlaşıldığından davacının istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak; davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 28/04/2023 tarih ve …. Esas sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
a-Davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin KABULÜ ile; Antalya Genel İcra Dairesi’nin …. esas ve Antalya Gayrimenkul Satış İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyalarındaki icra takiplerinin durdurulmasına,
b-Tedbir kararının infaz işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılmasına,
3-İstinaf incelemesi yönünden;
a-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 179,90 TL harcın istek halinde davacıya İADESİNE,
b-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan 492,00 TL istinaf başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
c-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine istinaf vekalet ücreti taktirine YER OLMADIĞINA,
d-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
4-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. maddesi gereğince kesin olarak karar verildi. 17/07/2023