Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/1435 E. 2023/1596 K. 10.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 10/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 17/04/2018
DAVANIN KONUSU :İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 10/10/2023

İlk Derece Mahkemesinin dava dosyası istinaf yasa yolu incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla, istinaf incelemesi HMK’nın 356. vd. maddelerince duruşmalı olarak yapılan açık yargılama sonucunda dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiğini, davalıya ait taşınmazın 340.000,00 TL bedelle şirketin kullandığı ve kullanacağı kredilerin güvencesini oluşturmak için banka lehine ipotek oluşturulduğunu, ipotek akit tablosunun 5. maddesinde davalının ipotek limiti miktarı kadar borcun tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olmanın yanında ayrıca ipotek limiti miktarınca kefil sıfatıyla da sorumlu olduğunu kabul ve taahhüt ettiğini, böylece davalının müşterek ve müteselsil kefil olduğunu, ipoteğin paraya çevirilmesi yolu ile takip başlatıldığını ve ayrıca davalı hakkında Antalya 10. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyanında da genel haciz yolu ile takibe geçildiğini, ancak takibin itiraz ile durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, takip konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, davacı bankanın aynı alacak nedeniyle ipoteğin paraya çevrilmesi ve genel haciz yolu ile iki ayrı icra takibi başlattığını, takipte istenen faiz miktarının fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından, dosya kapsamı ve benimsenen 12.03.2018 tarihli bilirkişi kurul raporuna göre, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takiplerinden sonra davalı borçlu tarafından davacı bankaya 340.000,00 TL ödeme yapıldığı, takip tarihi itibari ile davacı bankanın ipotek tutarını aşan 20.000,00 TL alacağının bulunduğu, ancak banka tarafından karşı çıkılmayan, Antalya 16. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında dava dışı ipotek veren … hakkında başlatılan takip sonucu ipotekli taşınmazın 85.000,00 TL bedelle satılmış olması nedeniyle takip tarihi itibari ile davacı bankanın alacağının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine, takibin kötüniyetli olması nedeniyle davalı lehine % 20 tazminata karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karar aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili, ipotek ve kefaletin ayrı ayrı teminatlar olduğunu, takiplerin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla başlatılması nedeniyle teminatlar açısından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini, ipotek teminatından olan alacağın tahsil edildiğini, bu davanın konusu takibin kefalet sözleşmesine konu kefil olunan tutarın tahsili için başlatıldığını, bilirkişi raporlarında hesaplanan banka alacağından ipotek limiti olan tutar tahsil edilmiş olsa dahi bankanın halen alacaklı olduğunu, davalı kefilin asıl borçlunun borcunun devam etmesi nedeniyle kefil olduğu tutar ve fer’ilerinden sorumlu olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, dava dışı şirket ile düzenlenen genel kredi sözleşmesi nedeniyle banka alacağının tahsili için ipotek resmi senedinde kredi borcuna kefil olan davalı hakkında başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dairemizin 18/06/2019 tarih, … Esas- … Karar sayılı kararı ile; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan kabulüne ve Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/04/2018 tarih, … Esas- … Karar sayılı kararının kaldırılması ile davanın kabulüne, davalının Antalya 10. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptalinin takibin devamına karar verildiği, kararın davalı tarafından temyiz incelemesi istemi üzerine Dairemiz kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar sayılı 23/06/2021 tarihli kararı ile; “…Dava, kefil sıfatından kaynaklanan ilamsız takibe yönelik itirazın iptali davasına ilişkindir.
Davalı, genel kredi sözleşmesinde kefil olmayıp, ipotek resmi senedinde kredi borcuna kefil olmuştur. İpotek akit tablosunun 1. maddesi incelendiğinde “….gerek kendisinin/kendilerinin her türlü sözleşmeden kefaletinden/kefaletlerinden…’’denilmek suretiyle teminatın, aynı zamanda ipotek verenin kefil sıfatıyla imzalamış olduğu ve kefaletten kaynaklanan borçlarınında teminatı olarak verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda İİK’nın 45. maddesine göre alacaklı,rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıp sonuçlandırmadan kefile gidemeyeceği açıktır. Bölge adliye mahkemesince uyuşmazlığın yukarıda açıklandığı şekilde değerlendirilerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. ” gerekçesi ile bozulmuştur.
Taraf vekillerine Yargıtay bozma ilamı ile duruşma gün ve saatini bildirir davetiye tebliğ edilmiş, davacı vekili yazılı beyanında bozma ilamına karşı kararda direnilmesini, davalı vekili ise Yargıtay bozma ilamına uyulmasını talep etmiştir.
Dairemizce usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonunda; Dairemizin 09/11/2021 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile “… Dosya kapsamı ve uyulan Yargıtay bozma ilamına göre; Bankanın dava dışı borçluya kullandırdığı krediler nedeniyle davalı tarafın davacı banka lehine ipotek tesis ettiği, banka alacağının ödenmemesi üzerine Antalya 16.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği, bu takip sonuçlanmadan bankanın aynı zamanda ipotekli taşınmaz maliki davalı hakkında,’ davalının tesis edilen ipoteğe ilaveten ipotek tutarı kadar müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olmayı kabul ve taahhüt ‘ ettiği gerekçesiyle 340.000,00 TL asıl alacak, 429.420,00 TL işlemiş faiz ve 21.471,00 BSMV olmak üzere toplam 790.891,00 TL alacak üzerinden Antalya 10. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında takibe geçtiği, vaki itiraz üzerine yapılan takibin devamı için eldeki itirazın iptali davasının açıldığı, Dairemiz istinaf aşaması sırasında üç kişilik bilirkişi kurulundan alınan 13/05/2019 tarihli raporda özetle; davalının taşınmazının satışı sonucunda 21/01/2015 tarihinde 291.500,00 TL tahsilat yapıldığı, 06/03/2015 dava tarihine kadar davalı ve dava dışı asil kredi borçlusundan başka bir tahsilat yapılmadığı, 21/05/2014 tarihli takip nedeniyle asıl alacağın 340.000,00 TL işlemiş faizin, 416.528,33 TL gider vergisinin, 20.826,42 TL 21/05/2015-06/03/2015 tarihleri arası 320 günlük temerrüt faizinin 163.200,00 TL gider vergisinin 8.160,00 TL, 21/01/2015 tarihinde taşınma satışından BK’ 100.maddesine göre mahsup (-) 291.500,00 TL, 06/03/2015 dava tarihi itibariyle toplam alacağın 657.214,75 TL olduğu, dava dışı şirketin 2.572.034,54 TL borcunun devam ettiği belirtilmiştir. İpotek akit tablosunun birinci maddesinde ” gerek kendisinin/kendilerinin her türlü sözleşmeden kefaletinden/kefaletlerinden….” denilmek suretiyle teminatın aynı zamanda ipotek verenin kefil sıfatıyla imzalamış olduğu ve kefaletten kaynaklanan borçlarının da teminatı olarak verildiği anlaşılmıştır. Davalı, genel kredi sözleşmesinde kefil olmayıp ipotek resmi senedinde kredi borcuna kefildir. İİK’nın 45.maddesine göre alacaklı, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıp sonuçlandırmadan kefile gidemez. Takip tarihi itibariyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip henüz sonuçlanmadan davalı hakkında takibe geçilmiştir. Takip şartı gerçekleşmeden davalı hakkında takibe geçildiği gerekçesiyle davanın reddi gerekirken, takip tarihi itibariyle davacı bankanın alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir.13/05/2019 tarihli ek rapora göre takip tarihi itibariyle de bankanın alacaklı olduğu, ancak davalı hakkında yapılan takipte usulen hata yapıldığı, bu nedenle davacı bankanın takipte kötü niyetli kabul edilemeyeceği anlaşılmakla davalı tarafın tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönlerden esastan kabul edilmesi ile Yargıtayca kararımız kaldırılmakla yeni hüküm tesis edilmesine” gerekçesi ile Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/04/2018 Tarih, … Esas, … Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın reddine, davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemiz kararına karşı taraf vekillerince temyiz kanun yoluna başvurulması sonucunda Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 21/02/2023 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile, “temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının aşağıda belirtilen husus dışında bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise aşağıdaki paragraf dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir. Bölge Adliye Mahkemesince, duruşma açılmak suretiyle inceleme yapıldığı hâlde davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 2 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca vekâlet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçeleriyle Dairemiz kararı bozulmuştur.
Taraf vekillerine Yargıtay bozma ilamı ile duruşma gün ve saatini bildirir davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili duruşmada Yargıtay bozma ilamına uyulmasını, davanın reddine ve davalı lehine kötüniyet tazminat koşulları oluştuğundan kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Dairemizce usul ve yasaya uygun görülen Yargıtay bozma ilamına uyularak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının tazminat talebinin REDDİNE,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması 269,85 TL harcın peşin alınan 1.851,95 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.582,10 TL harcın ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 53.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
8-İstinaf incelemesi yönünden;
a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 233,95 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
b-Davacı tarafından istinaf incelemesi için yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
c-Davalı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 79,60 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
d-Temyiz başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan temyiz yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
e-Temyiz başvurusunda bulunan davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
f-Yargıtay bozma ilamı sonrası duruşma yapılması nedeniyle davalı lehine vekalet ücretine yer olmadığına,
g-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
9-Kararın Dairemiz tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, davacı vekilinin yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı 6100 Sayılı HMK’nın 356. maddesi uyarınca duruşmalı olarak oybirliği ile HMK’nın 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.10/10/2023