Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/141 E. 2023/259 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 28/11/2022
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 14/02/2023
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dosyasının görevsizlikle mahkememizde bozma öncesi … esas no aldığını, mahkemece yapılan yargılama sonucu verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, mahkememiz kararının Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin … Esas – … Karar no’lu kararı ile esastan bozularak yeniden görülmesi için mahkememize gönderildiğini, mahkememiz tarafından bozmaya konu olan kararla birlikte dosyada mevcut tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmekle davalı karşı taraflarca dava konusu taşınmazlar ile ilgili olarak Manavgat 1. İcra … Esas ve Manavgat 2. İcra … Esas sayılı dosyalar ile İpoteğin Paraya Çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, müvekkiline ilk tebliğ edilen alacaklısı davalı … olan Manavgat 1. İcra Dairesi … esas sayılı dosya ve Manavgat 2. İcra … esas sayılı dosyada da davalı … ‘ ın Kale Noterliği’ nin 13.06.2022 tarih ve … yevmiye numaralı Alacağın Devri/Temlikine istinaden alacaklı olarak … adına takip yapıldığını, işbu icra takibinde icra ödeme emrinin müvekkiline henüz tebliğ edilmediğini, bu nedenle bu davada davalı … ‘ın taraf ehliyeti kalmamış olup davanın yeni lehdar … ‘ a ihbarı ve kendisinin davaya dahil edilmesi gerekmekte olduğunu, davalıların daha mahkemenin kararının kesinleşmesini beklemeden ve kötüniyetli olarak mahkememizin ve istinafın vereceği kararı beklemeden temlik yaparak üçüncü kişi adına takibe geçtiğini, müvekkilinin icra takibi kapsamında icrai işlemlere maruz kalması, icra-haciz tehdidi altında olması, taşınmazlarının satışa konu olması sebebiyle müvekkilinin mal varlığı üzerinde telafisi güç zararlar doğurduğunu ve doğurmaya devam edeceğini, dosyada mevcut yatırmış oldukları teminatlar gözetilerek davada tedbiren dava sonuna kadar müvekkili aleyhine başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu takiplerinin durdurulması, taşınmazların satışının yapılmaması yönünde şartlar oluştuğunu belirterek, dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren Antalya İli, … İlçesi … (…) Mahallesi, … ada … parsel, 3-4-16-17 numaralı bağımsız bölümler üzerindeki ipoteklerin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan Manavgat 1. İcra Dairesi … Esas ve Manavgat 2. İcra Dairesi … Esas sayılı icra takiplerinin dosyaya yatırılan teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı ile durdurulmasına, icra takiplerinde satış işlemi yapılmamasına, Antalya İli, … İlçesi … (…) Mahallesi, … ada … parsel, 3-4-16-17 numaralı bağımsız bölümler üzerindeki ipoteklerin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçilmemesi yönünde müvekkili … ‘ın hisseleri üzerine ihtiyati tedbir şerhi konulmasına, icra takiplerinin teminatsız olarak dava sonuna kadar durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, 07.11.2022 tarihli ara kararının hukuka aykırı olup ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerekmekte olduğunu, davacının tüm iddialarının tamamen kötü niyetli olup bu iddiayı ispatlayacak somut herhangi bir delil ortaya konulamadığını, davacının gayrimenkulü satın alırken ipotek yükü ile birlikte ve ipotek borcunun olduğunu bile bile satın aldığını, finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan alacağın 166.666 USD tutarında miktarı davalı …’a 52.000 USD miktarında tutarının da davalı … tarafından alacaklı … A.Ş.’ye ödendiğini, bunun üzerine alacağın Beşiktaş 27. Noterliğinin 05/04/2018 tarih … yevmiye numaralı temlik sözleşmesi ile 166.666 USD bedelle sınırlı olmak üzere davalı …’a, Beşiktaş 27. Noterliğinin 01/10/2019 tarih … yevmiye nolu temlik sözleşmesi ile 52.000 USD bedelle sınırlı olmak üzere davalı …’a temlik edildiğini, davalıların şahıs olarak kefil olduklarından şahıslarınca kefil sıfatıyla ödeme yapılmasında olağana aykırı ve kötüniyetli bir davranış bulunmamakta olduğunu, davacı vekili müvekkilinin bahse konu finansal kiralama sözleşmesine taraf olmadığını bu sebeple borçlu olmadığını iddia etmiş ise de ipoteğin, alacağa mutlak olarak bağlı olduğunu, yani alacağın, Türk Borçlar Kanunu’nun alacağın temlikini düzenleyen hükümlerine göre temlik edilmesi üzerine ipotek de yeni alacaklıya kendiliğinden geçeceğini, bunun alacağı temellük edenin temlik edene halef olması ve halefiyete alacağa bağlı hakların (ve bu kapsamda teminatın da) dahil olmasının bir sonucu olduğunu, bu sebeple davacının ipotekli taşınmazın maliki olduğundan kefil sıfatına haiz olmadığından ve iyiniyetli 3.kişi olduğu iddialarında bulunamayacağından işbu alacaktan sorumlu olduğunu, kefillerin sözleşmeden kaynaklı borca karşı müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu, alacaklı önünde eşit sayılmakta alacaklı karşısında asıl kişi kadar borçlu konumunda olduklarını, kanunda kefilin, borçlu temerrüte uğramadan ödeme yapmayacağına ancak borçlu temerrüte uğradığı takdirde ödeme yapması gerektiğine ilişkin bir hüküm bulunmadığını, ayrıca mahkememizce belirlenen 218.666,00 USD nin dava tarihindeki karşılığı Türk Lirası üzerinden belirlenen %20 teminat miktarı çok düşük olup müvekkilini zarara uğratacağını belirterek, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “…İİK’nun 72/2.maddesinde icra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkemenin, talep üzerine alacağın % 15’inden az olmamak üzere gösterilecek teminat karşılığında, davaya konu borcun icra takibine konu edilmemesi hakkında ihtiyati tedbir kararı verebileceği düzenlenmiştir. Bu maddenin düzenleniş biçiminden menfi tespit davasına bakan mahkemece mevcut, delil durumu nazara alınarak tedbire karar verilebileceği hususunda takdir hakkı bulunmaktadır. Somut olayda, davacının dava açarken dava dilekçesine eklediği deliller ve Antalya BAM 11.HD’sinin bozma ilamı da dikkate alındığında talep edilen tedbirler için yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği ve davacı borçludan da haksız çıkması durumunda alacaklıların zararlarına yönelik olarak da teminat alındığı anlaşılmakla itirazın reddine …” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davalılar … ve … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının gayrimenkulü satına alırken ipotek yükü ile birlikte ve ipotek borcunu bile bile satın aldığını, müvekkillerinin alacaklı şirkete temlik aldıkları miktar kadar ödeme yaptıklarını, kefil olmaları nedeniyle ödeme yapmalarında olağan dışı ve kötü niyetli bir davranışın bulunmadığını, temlik ile birlikte ipoteğin de yeni alacaklıya kendiliğinden geçeceğini, davacının kefil sıfatına haiz olmadığı ve iyi niyetli 3.kişi iddialarının dinlenemeyeceğini, İlk Derece Mahkemesince itirazlarının değerlendirilmeyip eksik inceleme ile karar verildiğini, belirlenen teminat miktarının da çok düşük olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
İstinafa konu ara karar, 07/11/2022 tarihli ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilen 28/11/2022 tarihli itirazın reddine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, talebin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalılar … ve … vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar … ve … vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının Davalılar … ve …’tan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalıların istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.14/02/2023

……