Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/1253 E. 2023/1216 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 30/03/2023
İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN
DAVANIN KONUSU : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
GEREKÇELİ
KARARIN YAZIM TARİHİ : 20/06/2023
İlk Derece Mahkemesinin dava dosyası istinaf yasa yolu incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye Hakimin inceleme raporu okundu.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; 20/09/2022 tarihinden bu yana müvekkili ve …’in davalı şirketin münferit yetkili eşit hisseli iki ortağı olduğu, davalı şirketin kuruluş amacının dava dışı … Mim. Müh. İnş. Taah. Tur. Tar. Hayv. San ve Tic. Ltd. Şti.’nin üreteceğin taşınmazların satışı olduğu aynı amaçla … İnş. Tur. Oto Kiralama Tr. Tic. Ltd. Şti ile de sözleşme imzalandığı;
toplam 467.710.-Euro karşılığı 6 adet daire satışı gerçekleştirdiği, bu paranın diğer ortak … tarafından şirket hesaplarına aktarılmadığı, …’in müvekkiline karşı hasmane bir tutum sergilediği, şirket yararına olan sözleşmeleri feshetmeye çalıştığı, şirket hesapları üzerinde gerçek dışı işlemler yaptığı, şirket ortakları arasında çok sayıda ceza davası ve şikayet dosyaları olduğu, şirketin temsil ve idaresinin imkansız hale geldiği, müvekkili tarafından şirkete verilen borç paranın müvekkiline iade edilmediği gibi şirketin müvekkiline borç verdiği anlamına gelecek şekilde bankacılık işlemleri yapıldığını belirterek; müvekkilinin davalı şirket ortaklığından çıkmasına, ihtiyati tedbir yolu ile Mehmet Sevim’in şirkete ait banka hesapları üzerinden işlem yapmasının engellenmesine ve şirkete yönetim kayyımı tayin edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme istinafa konu kararında özetle; davanın, ortaklıktan çıkma davası olmasına rağmen davacının herhangi bir ayrılma payı ve ekonomik talebi bulunmadığı gibi şirketin yönetimi ile ilgili açılmış bir dava da bulunmadığından, davacının korunmaya değer bir hukuki menfaati olmadığı gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şirketin her iki ortağın müşterek imzası ile temsil edildiği, çıkma davasının açılması üzerine mahkemenin davacı ortağın haklarını koruyucu lazım gelen önlemleri alması gerektiği, şirketin bir temsilcisinin olmaması sebebiyle arabuluculuk sürecinden de olumlu sonuç alınamadığı, TTK.’nun 630. Maddesine göre her ortağın mahkemeden, haklı sebeplerin varlığı halinde yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını isteyebileceği, bu yüzden mahkemenin aksi yöndeki kararının kaldığrılması gerektiğini belirterek; ihtiyati tedbir yoluyla şirkete temsilci atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, limited şirket ortaklığından çıkmaya, talep ise çıkma talep eden ortağın haklarının korunması için davalı şirketi müşterek temsile yetkili ortağın/müdürün ihtiyati tedbir yoluyla şirkete ait banka hesapları üzerinde işlem yapmasının engellenmesine ve şirkete yönetim kayyımı tayin edilmesine ilişkindir.
Mahkeme herhangi bir ayrılma payı ve ekonomik talebi ve şirketin yönetimi ile ilgili bir davası bulunmayan davacının ihtiyati tedbir talebinde hukuki yararı olmadığı gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
TTK.’nun 638. Maddesine göre “Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir. Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.”
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgiler, yasaya uygun gerektirici nedenler, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delil- lerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması, davacı ortağın çıkma payı talep etmemiş olması, bu durumda payının korun- ması için şirket hakkında tedbir talep etmekte de hukuki yararının bulunmaması, kaldı ki TTK.’nun 630 maddesine dayalı olarak haklı sebeplerle şirket yöneticisinin yönetim ve temsil yetkisinin kaldırılmasının da istenmemiş olması karşısında; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-f. maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi..20/06/2023

……

KARŞI OY

MUHALEFET ŞERHİ
Dosya içinde mevcut ticaret sicil gazetesi örneğinden davacı ile diğer ortağın davalı şirketin müşeterek yetkili temsilcileri olduğu, davacının halen cezaevinde olduğu, aralarındaki dosyaya yansıyan husumet karşısında davalı şirketi birlikte yönetmelerinin mümkün olmayacağı, şirkete yönetim kayyımı atanmasının gerektiği; çıkma davasına açan davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla mahkemece gereken önlemlerin alınması için davacının açıkça çıkma payını talep etmesi gerekmeyeceği, bunun ancak davacının çıkma payını talep etmediğini bildirmesi halinde dikkate alınması gerektiği kanaatinde olduğumdan çoğunluk görüşüne katılmadım. 20.06.2023

……