Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/1206 E. 2023/1261 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 27/09/2022
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 06/07/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davacının Antalya ili … ilçesinde bulunan … Hastanesinin sahibi olduğunu, dava dışı …. Bankası tarafından davalılar aleyhine Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe istinaden davacı şirkete önce İİK.89/1 maddesi gereğince 1. Haciz ihbarnamesi gönderildiğini, davacı şirketin itiraz süresini kaçırdığını, bunun üzerine alacaklı banka tarafından ikinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini, ikinci haciz ihbarnamesinin 19/12/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, icra takip dosyasına 20/12/2020 tarihli itiraz dilekçesi sunulduğunu, 7 günlük itiraz süresi hesap edilirken iş günü hesabı yapıldığını, dolayısıyla yapılan itirazın icra dairesi tarafından kabul edilmediğini ve nihayet alacaklı banka tarafından üçüncü haciz ihbarnamesi gönderdiğini, bu tebligatın da 10/02/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, dava dışı banka tarafından davacıya gönderilen haciz ihbarnamesi ile davalılardan olan alacağın 835.757,71 TL olduğunun bildirildiğini, İİK. 89/4 fıkrası gereğince 15 günlük yasal süre içerisinde davalılara belirtilen tutarda borcun olmadığı yönünde iş bu davanın açıldığını beyanla, davacı şirketin her iki davalıya borcunun bulunmadığının tespitine, yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece,”…İİK.89 maddesi gereğince açılan menfi tespit davasında husumetin takip alacaklısına yöneltilmesi gerektiği halde davacı tarafça husumetin takip borçluları aleyhine yöneltildiği” gerekçesiyle eldeki dava yönünden pasif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davada husumet yokluğu değil hasımda yanılma olduğunu, HGK kararları uyarınca takibin alacaklısı yanında takip borçlusuna karşı dava açılabileceğini, eğer mahkeme bunun klasik menfi tespit davası olduğunu kabul edecek olursa da eksik harcın ikmali için taraflarına süre verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, İİK 89/3 maddesince çıkartılan üçüncü haciz ihbarnamesinden sonra İİK. 89/4. Maddesi gereğince açılan haciz ihbarnamesinin tebliği üzerine açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın pasif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Her ne kadar davacı, istinaf dilekçesinde davasının İİK’nın 89. Maddesi kapsamında kabul edilmemesi halinde İİK’nın 72. Maddesi uyarınca açılan menfi tespit davası olarak kabul edilmesi gerektiğini ve bu yönde eksik harcın tamamlanması için süre verilmesi gerektiğini belirtmiş ise de Yargıtay 4. H.D 2019/1501 Esas 2020/2984 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, davanın hukuki nitelendirmesi hâkime ait olup davanın İİK’nın 89. maddesi kapsamında açıldığı anlaşılmaktadır. İİK’nın 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davası, takip borçlusunun takip alacaklısına karşı açacağı bir dava türü olup, somut olayda, davacı takip borçlusu olmadığından, belirtilen kanun hükmünün uygulanması mümkün değildir. Takip kapsamında davacı tarafça yapılmış herhangi bir ödeme bulunmadığından davaya istirdat davası olarak da devam edilemeyecektir. Hukuki nitelendirme hakime ait olmakla davanın, İİK’nın 89. Maddesi kapsamında açılan menfi tespit davası olduğu kabul edilerek yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; davalıların takip borçlusu olduğu, İİK’nın 89. Maddesine göre açılan davalarda husumetin takip alacaklısına yöneltilmesi gerektiği değerlendirmesi ile pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-Kararın Dairemiz tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1. bendi gereğince aynı kanunun 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.06/07/2023

….