Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/1077 E. 2023/1392 K. 05.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 23/02/2023
DAVANIN KONUSU : Alacak
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 05/09/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili: müvekkili şirket ile davalı … Sanayi ve Ticaret A.Ş arasında yat çekek yeri kızaklama, denize indirme, denizden çekme, yat bakım inşası konusunda sözleşme imzalandığını, sözleşmenin işin konusunu oluşturan B başlığı altında işbu sözleşmenin ihale makamı ve işveren arasında ihale makamına ait yat ve tekne çekek yerinde mevcut tekerlekli melal kızak sisteminin metal kızak ve ızgarası ile 60 tonluk iravel lift ve tüm malzemesi ve hizmetleriyle birlikte .. Müdürlüğünün talimatları doğrultusunda işveren tarafından 50-500 ton ağırlığındaki ve azami 50m uzunluğundaki yatların ve teknelerin (gemilerin) kızaklama, denize indirilmesi ve denizden çekilmesi ite karada bakım ve onarım hizmetlerini yapmak maksadıyla (çekek yerinin inşası, inşa için yatırım yapılması ve yapılım yatırımın itfası) tanzim edildiğini, taraflar arasında sözleşmenin konusunun bu şekilde belirlendiğini, ücret ve ödeme şartlarının ise, … Limanı çekek yerinde ihale makamının işverene yat ve tekneleri kızaklama, denize indirilmesi ve denizden çekilmesi ile denizde ve karada barınma bakım ve onarım hizmetlerini yaptıracağını, karşılığında ise hesap ücretinin ödeneceğini, ücrete esas olacak bürüt miktar, her türlü yat, tekne ve geminin denize indirilmesi ve denizden karaya çekilmesi, denizde ve karada barınma bakım onarım elektrik ve su hizmetleri için … hizmet tarifesine göre ihale makamınca firmalara faturalanacak miktar olacağını, bu miktardan … imtiyaz hakkı kullanım sözleşmesiyle ilgili %10 imtiyaz hakkı ödemesi düşüleceğini, ücrete esas döneme ait işletme … kirası, elektrik, su, 3. Şahıs mali sorumluluk ve tekne çekek yeri all risk sigortaları olmak üzere 5 adet masraf kaleminin 1/3’ünün ihale makamına 2/3’ünün işverene ait olmak üzere ihale makamınca mahsup edileceğini, ihale makamı ile işveren arasında her ayın ilk haftasında hesap – mahsup işlemlerinin yapılacağını ve yapılacak bu işlem çerçevesinde işverene en geç her ayın 15’ine kadar ödeme yapılacağını, işverenin kendisine yapılacak her ödeme karşılığında ihale makamına hizmet faturası keseceğini, iş bu sözleşmenin ilk halinde yatırımların nasıl ve ne şekilde yapılacağı, haksız fesih halinde yatırımların herhangi bir bedel talebi olmaksızın ihale makamına bırakılacağının kararlaştırıldığını, ihale makamı … Ltd. Şti. adına yapmış olduğu iş için belli bir müddet fatura kestiğini, ileri zamanlarda hizmet vermeye devam ettiği halde fatura kesmeyi durduruğunu ve buna karşılık alacaklarının ödenmediğini, ihale makamının ne olursa olsun ihale bedelini ödemekle yükümlü olduğunu, ihale makamının ödemeyi ortadan kaldıracak her hangi bir yasal prosedür olmamasına rağmen taraflarınca gönderilmiş olan hizmet bedelinin ödenmesine ilişkin faturalarda tahsil edilemeyen borç altında … Ltd. Şti. isimli firma da gösterilerek ödeme yapmadığını, müvekkili şirket ile davalı arasında yapılan sözleşme gereği müvekkili şirketin haklı bir şekilde elde ettiği 380.000,00.-USD’ye haksız şekilde el koyan davalı şirketten alınmasına yönelik olarak işbu davanın açıldığını belirterek, açıklanan nedenlerle, müvekkili şirket ile davalı arasında yapılan sözleşme gereği müvekkili şirketin haklı bir şekilde elde ettiği 380.000,00.-USD’yi haksız bir şekilde el koyan davalı şirketten alınmasına yönelik olarak açılan davanın kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, davalı hakkında açtığı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.02.2019 tarih … Esas … Karar sayılı dosyasında 380.000,00USD ödenmesine dair hüküm kurulduğunu, davayı açarken faiz istemeyi unuttuklarını ve mahkemece alacaklarının faiz uygulanmadan kabulü kararı verildiğini, ilgili dosyada hükmedilen 380.000,00USD alacak için ilgili dosyanın dava tarihi olan 06.09.2016 tarihinden, karar tarihi olan 20.06.2019 tarihine kadar TCMB’nın dövize fiilen uygulanan azami faiz oranları üzerinden işlemiş 59.242,84 USD’nin ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili; müvekkili şirketin … Bölgede faaliyet gösterdiğini ve yine aynı bölgede yer alan limanın da kullanımının kendisi ile aynı grupta yer alan bölgenin en büyük çimento ihracatçısı ve ülkenin en büyük çimento fabrikalarından … Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye ait olduğundan o bölgede yatların çekme faaliyeti, karadan denize indirilmesi ve o süreçteki hizmetlerden yararlandırılması alanlarında faaliyet gösterdiğini, davacıdan da bu faaliyeti kapsamında bazı hususlarda destek aldığını, yaptığı hizmetlerden dolayı şu ana dek hiçbir şirkete ödenmesi gerekli borcu bulunmadığını, müvekkili şirketin belirtileceği ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucunda davacı şirkete hiçbir borcunun olmadığının tespit edileceğini, taraflar arasında 1 adet sözleşme olduğunu, ilgili sözleşme kapsamında tarafların hak ve yükümlüklerinin belirlendiğini ve ödemelerin ne şekilde yapılacağının kararlaştırıldığını, sözleşme gereği müvekkilinin fatura bedellerini tahsil etmesi durumunda davacıya tahsil edilen meblağın 2/3’lik kısmını ödeyeceğini, şu an itibariyle hizmet verilen fakat atıl vaziyette sahipsiz bekleyen “… ” isimli teknenin sahibi olan … Ltd. Şti adına yapılan hizmet bedellerinin anılan şirketten tahsil edilemediğini, tahsil edilen dönemde tutarların ise sözleşme hükümlerine göre davacı şirkete hemen ödendiğini bu şirket sahiplerinin yurt dışında olması hatta taahhüdü ihlal suçundan dolayı ceza alıp yurt dışına kaçması ve ülkeye dönmemesi sebebiyle bu şirketten tahsil edilemeyen tutarında davacıya ödenemediğini, müvekkili şirket ile davacı arasında, 17.04.2009 tarihinde; “yat ve tekne çekek yerinde mevcut tekerlekli metal kızak sisteminin, meta) kızak ve ızgarası ile 60 tonluk travel lift ve tüm malzemeleri ve hizmetleriyle birlikte, … Müdürlüğü’nün talimatları doğrultusunda işveren (davacı) tarafından 50 -500 ton ağırlığındaki ve azami 50 metre uzunluğundaki yatların ve teknelerin (gemilerin) kızaklama, denize indirilmesi ve denizden çekilmesi ile karada bakım ve onanın hizmetlerini yapmak maksadıyla çekek yerinin inşası, inşa için yatırım yapılması ve yapılan yatırımın itfası” konulu “çekek yeri kızaklama, denize indirme ve denizden çekme, yat bakım inşası ve yatırımı, yatırım sonrası işletme, itfa sözleşmesi” imzalandığını, müvekkili şirketin faturalandırdığı hizmet bedellerini söz konusu şirketten tahsil edememesi üzerine dava dışı şirket aleyhine düzenlenmiş olan hizmet faturaları üzerinden icra takibine geçildiğini, … Ltd. Şti adına yapılan hizmet bedellerinin faturalandırıldıktan sonra anılan şirketten tahsil edilemediğini bu nedenle anılan şirket adına icar takibine geçildiğini, … Ltd. Şti adına düzenlenmiş 09.10.2013 tarih ve Seri … Sıra no: … ve 24/09/2013 tarih seri … sıra no:… nolu hizmet bedeli faturaların ödenmemesi nedeniyle cari hesap ekstresine göre Antalya 9. İcra Müdürlüğünün … esas nolu dosyası üzerinden 22.081,48-$ (44.677,32-TL asıl alacak) tutar için icra takibine geçildiğini, borçlu … Ltd. Şti tarafından söz konusu dosya için müvekkil şirket hesabına 23/12/2013 tarihinde 46.127,00.-TL ödeme yapılarak icra dosyasının takipsiz bırakılarak kapatıldığını, tahsil edilen bu tutarında davacı ile müvekkili şirket arasında akdedilen sözleşme gereği 1/3’ünün müvekkil şirkete, 2/3’ünün de davacı şirkete ödendiğini, … Ltd Şti’nin hizmet bedellerini ödememesi üzerine, icra takibine geçildiğini, ancak şirket yetkilisinin (… ) Türkiye’ye girişinin yasaklandığı hususunda bilgi verildiğini, şirkette muhatap bulamadıklarından dolayı müvekkilinin alacağını söz konusu şirketten tahsil edemediğini, müvekkilinin şirket alacağın takibi hususunda üzerine düşeni yaptığını, şirketin limandan çıkışına engel olduğunu ve şirket sahibine taahhüdü ihlalden ceza aldırarak tüm resmi yazışmaları da yapmasına rağmen alacağını alamadığını, bu nedenle işlemlerin halen devam ettiğini, ödemelerin yapılmaması üzerine müvekkilinin 31/07/2015 tarihinde dava dışı … Ltd. Şti ‘ye fatura kesimini durdurduğunu, 31/07/2015 tarihi itibariyle dava dışı … Ltd. Şti’nin müvekkili şirkete 479.873,58-$ borcu bulunduğunu, ödenmeyen hizmet faturaları için Antalya 16. İcra Müdürlüğünün … Esas, Antalya 16. İcra Müdürlüğünün … esas, Antalya 16. İcra Müdürlüğünün … esas, Antalya 16. İcra Müdürlüğünün … esas, Antalya 16. İcra Müdürlüğünün … esas, Antalya 16. İcra Müdürlüğünün … esas, Antalya 16. İcra Müdürlüğünün … esas, Antalya 16. İcra Müdürlüğünün … esas, Antalya 16. İcra Müdürlüğünün … esas, Antalya 16. İcra Müdürlüğünün … esas, Antalya 16. İcra Müdürlüğünün … esas, Antalya 13. İcra Müdürlüğünün … esas, Antalya 10. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyaları üzerinden icra takibine geçildiğini, ancak dava dışı şirket yetkilisinin Türkiye’ye girişinin yasaklandığı bilgisi alındığını, şirkette muhatap bulunamadığı için söz konusu alacakların dava dışı şirketten de tahsil edilemediğini, dava dışı şirkete ait hizmet verilen lüx yatın müvekkili şirket işletmesinde bulunmakta olduğunu, müvekkili tarafından borca karşılık rehin edildiğini, davacının tahsil edilememiş alacaklarının tahsil edilmiş gibi iddialarda bulunarak müvekkili aleyhine huzurdaki davayı açtığını, davacının söz konusu şirketin borca batık olduğunu bildiği için bu yola başvurduğunu, davacının, müvekkilinin hizmet verdiği dava dışı şirketten alacağını tahsil edemediğini bilmesine rağmen, huzurdaki davayı kötü niyetli olarak açtığını, müvekkilinin sözleşme hükümlerine aykırı bir davranış içerisinde bulunmadığını belirtmiş olup açıklanan nedenlerle, müvekkili aleyhine haksız ve hukuki dayanaktan yoksun açılan işbu davayı kabul etmediklerini davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı taraf tebligata rağmen cevap vermemiştir.
Mahkemece, “… Taraflar arasında düzenlenen 17/04/2009 tarihli Çekek yeri, kızaklama, denize indirme ve denizden çekme yat bakım hizmetleri sözleşmesi gereğince davacı şirket tarafından taraflar arasında davalı şirkete ait ait yat ve tekne çekek yerinde mevcut tekerlekli melal kızak sisteminin metal kızak ve ızgarası ile 60 tonluk iravel lift ve tüm malzemesi ve hizmetleriyle birlikte … Müdürlüğünün talimatları doğrultusunda işveren tarafından 50-500 ton ağırlığındaki ve azami 50m uzunluğundaki yatların ve teknelerin (gemilerin) kızaklama, denize indirilmesi ve denizden çekilmesi ite karada bakım ve onarım hizmetlerinin yerine getirileceği kararlaştırılmıştır. Taraflar arasında sözleşme ilişkisinin varlığı hususu ihtilafsız olup, uyuşmazlık; sözleşme uyarınca kararlaştırılan ücret alacağının 818 sayılı BK 149 maddesi uyarınca geciktirici şarta tabi bulunup bulunmadığı, davacının davalıdan sözleşme uyarınca 380.000,00.-USD’yi isteyip isteyemeyeceği hususlarına ilişkindir. Taraflar arasında varlığı ihtilafsız olan 17/04/2009 tarihli sözleşmenin (c) maddesi ücret ve ödeme şartları başlığını taşımaktadır. Buna göre; “1-… Yerinde ihale makamı işverene yat ve teknelerin kızaklama, denize indirilmesi ve denizden çekilmesi ile denizde ve karada barınma, bakım ve onarım hizmetlerini yaptıracak, karşılığında aşağıda belirtilen şekilde belirlenip hesaplanacak ücreti ödeyecektir. 1-A: İ-Ücrete esas olacak brüt miktar her türlü yat, tekne ve geminin denize indirilmesi ve denizden karaya çekilmesi, denizde ve karada barınma, bakım, onarım, elektrik ve su hizmetleri için … hizmet tarifesine göre firmalara faturalanacak miktar olacaktır. İİ-Bu miktardan … imtiyaz hakkı kullanım sözleşmesi ile ilgili %10 imtiyaz hakkı ödemesi düşülecektir. İİİ-Ücrete esas döneme ait işletme … kirası, elektrik, su, 3.şahıs mali sorumluluk ve tekne çekek yeri, auriz sigortaları olmak üzere 5 adet masraf kalemi 1/3’ü ihale makamına, 2/3’ü işverene ait olmak üzere ihale makamınca mahsup edilecektir. İİİİ-Yukarıda İ başlığı altında belirtilen ücrete esas olacak brüt miktardan, İİ ve İİİ nolu başlıkta belirtilen gider ve masraflar bu başlıkta belirtilen usul ve esaslara göre hesap edilip düşüldükten sonra kalan bakiye miktarın 2/3’ü işverene ödenecektir. 2-İhale makamı ile işveren arasında her ayın ilk haftasında hesap mahsup işlemleri yapılacak ve yapılacak bu işlem çerçevesinde işverene en geç her ayın 15’ine kadar ödeme yapılacaktır. İşveren kendisine yapılacak her ödeme karşılığında ihale makamına hizmet faturası kesecektir.” Davalı taraf cevap ve ikinci cevap dilekçesinde sözleşme gereği müvekkilinin fatura bedellerini tahsil etmesi durumunda davacıya tahsil edilen meblağın 2/3’lük kısmını ödeyeceğini, şu an itibariyle hizmet verilen fakat atıl vaziyette sahipsiz bekleyen … isimli teknenin sahibi olan … LTD ŞTİ adına yapılan hizmet bedellerinin anılan şirketten tahsil edilemediğini, tahsil edilen dönemde ise tutarların sözleşme hükümlerine göre davacı şirkete hemen ödendiğini, bu şirket sahiplerinin yurtdışında olması sebebiyle bu şirketten tahsil edilemeyen tutarın davacıya ödenmediğini, müvekkilinin sözleşme hükümlerine aykırı bir davranışının olmadığını, dava dışı … LTD ŞTİ’nden hizmet bedellerini tahsil edemediği için mağdur olduğunu, icra kanalıyla … LTD ŞTİ’nden alacağını tahsil etmesi durumunda davacıya sözleşme hükümlerine göre ödemeleri yapacağını, bu beyanlarının borcun ödenmediğinin kabulü olarak değil, hak edilen hizmet bedellerinin dava dışı şirket tarafından ödenmemesi nedeniyle, hem müvekkilinin kendi alacağı hem de davacının alacağı meblağın tahsil edilememesinden kaynaklandığını belirtmektedir. Davalı tarafın bu savunması sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK 149 maddesinde açıklanan şarta bağlı borçlara ilişkindir. BK 149 maddesine göre; “Bir akdin mezunu teşkil eden borcun mevcudiyeti meçkük bir hadisenin tahakkukuna talik edilmiş ise o akit şarta bağlı akit olur. İki taraf hilafını kast etmedikleri halde şarta bağlı akit ancak şartın tahakkuku anından itibaren hüküm ifade eder.” hükmünü amirdir. Geciktirici şarta bağlı borçlandırıcı işlem bir borç sözleşmesi olmakla, yapıldığı andan itibaren tarafları bağlar. Diğer bir anlatımla, taraflar şart gerçekleşmeden önce de yapmış oldukları sözleşmeyle bağlıdırlar. Bundan dolayı da taraflar dürüstlük kuralına aykırı olarak şartın gerçekleşmesini engelleyecek her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır. Davalı taraf savunmasında, davaya konu alacağın şarta bağlı olduğunu, hizmet verilen dava dışı … LTD ŞTİ’nden olan alacağını tahsil ettiğinde davacıya ödeme yapılacağını, bu nedenle henüz muaccel hale gelmiş bir borcunun bulunmadığını savunmaktadır. Ancak davaya konu edilen 17/04/2009 tarihli hizmet sözleşmesi incelendiğinde, davalının savunmasında belirttiği gibi alacağın şarta bağlı olduğu hususu düzenlenmemiştir. Sözleşmede buna ilişkin, yani ihale makamı olan davalı şirketin 3.kişilerden olan alacağını tahsil ettikten sonra davacıya alacağının ödeneceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Sözleşmenin (c) maddesi ücret ve ödeme şartlarına ilişkin olup, söz konusu hükümde alacağın şarta bağlı olduğuna ilişkin düzenleme söz konusu değildir. Davalı tarafın savunmanın genişletilmesi mahiyetindeki beyanlarına da itibar edilmemiştir. Davalının ticari defter ve kayıtları üzerine Bucak Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla inceleme yaptırılarak rapor aldırılmış, SMM Bilirkişi … tarafından düzenlenen 17/12/2021 tarihli raporda sonuç olarak; Davalı … Firması tarafından hazırlanan … firmasının … çekek yerinde yaptığı hizmetlere ilişkin 2013 Yılı Aralık 2015 Yılı Aralık dönemlerine Gelir/Gider ve Pay dağılım tablolarının incelenmesinde, tablonun gelir bölümünde ve tahsil edilmeyen fatura tutarları bölümünde Dava dışı … Ltd Şti’nden 460.945,99 USD bedelin tahsil edilmediğinin anlaşılmakta olduğu, taraflarca imza altına alınan 17/04/2009 tarihli sözleşmede ihale makamınca (Davalı … Denizcilik) elde edilen gelirlerin tahsil edilip edilmediği durumlarda, İşverene (Davacı … Pazarlama) pay edilip edilmemesi hususu açık bir şekilde belirtilmediği, fakat Davalı … Denizcilik Firması tarafından hazırlanan … firmasının … çekek yerinde yaptığı hizmetlere İlişkin 2013 Yılı Aralık 2015 Yılı Aralık dönemlerine Gelir/Gider ve Pay dağılım tablolarının davacı … Pazarlama personelleri ya da yetkilileri tarafından kabul edildiği, dava dışı … Ltd Şti. firmasına hizmet verilen tarafından kabul edildiği, 2013 Yılı Aralık 2015 Yılı Aralık dönemleri ‘arasında dava dosyasında davacının bir itirazına ilişkin bilgi ya da belgeye rastlanmadığı da dikkate alınarak, sözleşme hükümlerinin değerlendirilmesi ile ilgili kesin kanaatin mahkeme tarafından verilmesi ve değerlendirilmesi kaidesi ile sözleşmede belirtilen pay oranları dikkate alınarak, tabloda tahsil edilmeyen 460.945,99 USD faturalar toplamından yapmış olduğu hesaplama ile Davacı … Pazarlama firmasının payına düşen tutarın 340.926,19 USD olduğu kanaat ve sonucuna varıldığı görülmüştür. Davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesine ilişkin bilirkişi raporu ile birlikte davacının ticari defterlerinin incelenerek her iki rapor arasındaki farkın neyden kaynaklandığı hususunda evvelce rapor sunan SMMM Bilirkişi …’dan ek rapor aldırılmış, bilirkişi 05/06/2022 tarihli ek raporunda sonuç olarak; Davacı ile davalının ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıdan dava tarihi itibari ile cari hesaptan kaynaklanan alacağının 19.780,07 TL olduğu, ancak kök raporda da belirtildiği gibi davacının talebinin sözleşmeye göre hak etmiş olduğu ancak düzenlenmediği faturalara ait alacak talebi olduğundan ticari defter ve kayıtlarda görünen 19.780,07TL’lik alacak talep konusu ile ilgili bir alacak olmadığı davacı yan davalı ticari defterleri dışında tekrar kendi defterlerinin incelenmesi talebinde bulunmuş ise de ticari defterlerinde düzenlenmeyen faturalara ilişkin herhangi bir kayıt olamayacağından tekrar davacının ticari defterlerinin incelenmesine gerek olmayacağı, kök raporunda da belirttiği üzere davalının ticari defterleri belirtilen hususlara göre incelenmiş ve davalının incelenen ticari defter kayıtlarında davalının … Ltd. Şti firmasından tahsil edemediği tutarlar için bir tablo yapıldığı ve tahsil edilemeyen bu tutarlar için sözleşmeye göre davacının payına düşen tutar 340.926,19 USD olarak tespit edilmiş olduğu görüldüğünü, davalı vekilinin itiraz dilekçesi incelendiğinde hesaplama hataları olduğu belirtildiğinden tablo hesaplamaları tekrar incelenmiş olup hesaplamalarda bazı hatalar olduğu görülmüş olup yapılan yeni hesaplamaya göre davalının dava dışı firmadan tahsil edemediği 460.945,99USD bedelden davacının payının 276.567,59USD olduğu hesaplanmış olup taraflar arasındaki sözleşmenin değerlendirilmesi ve davalının bu bedeli tahsil etmemiş olmasından ötürü bedelinin davacı tarafça talep edilip edilmeyeceğinin takdirinin mahkemeye ait olduğu yönünde görüş ve kanaatte bulunulmuştur. Mahkememizce 05/06/2022 tarihli rapora itibar edilerek davanın 276.567,59 USD üzerinden kabulüne fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Birleşen … esas sayılı dava dosyasında davacı vekili mahkememizin 26.02.2019 tarih … Esas … Karar sayılı dosyasında 380.000,00USD ödenmesine dair alacak için ilgili dosyanın dava tarihi olan 06.09.2016 tarihinden, karar tarihi olan 20.06.2019 tarihine kadar TCMB’nın dövize fiilen uygulanan azami faiz oranları üzerinden işlemiş 59.242,84 USD’nin ödenmesini talep etmiştir. Faiz, her ne kadar, fer’i nitelikte bir alacak ise de, bunun asıl alacak davasından ayrı, başlı başına bir dava ile istenmesini engelleyen bir kanun hükmü yoktur. Bu bakımdan, önceden açılmış olan alacak davasında faiz isteme hakkının saklı tutulduğunun bildirilmemiş olması da, faizin ayrı bir dava ile istenmesine engel değildir. (Yargıtay 11.HD 24/05/2007 T 2006/5110 E-2007/7948 K) Davalı taraf faiz alacağı yönünden açılan davaya da cevap vermemiştir. Her ne kadar davacı vekili 380.000,00 USD karşılığı faiz alacağı talebinde bulunmuşsa da mahkememizce yeniden yapılan yargılamada kabul edilen alacak bedeli 276.567,59.-USD olup, ilk dava tarihi 06.09.2016 tarihinden, verilen ilk karar tarihi olan 20.06.2019 tarihine kadar TCMB’nın dövize fiilen uygulanan azami faiz oranları üzerinden mahkememizce yapılan hesaplamada işlemiş faiz alacağının 43.153,64 USD olduğu anlaşılmakla bu yönden davanın kabulüne” karar verilmiştir.
Karara karşı asıl ve birleşen davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının hak ve taraf ehliyeti olmaması nedeniyle verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, birleşen dava yönünden davalıya yapılan tebligatların usulüne uygun yapılmadığını, davalının hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, uyuşmazlığa konu alacağa yürürlükte olmayan 818 sayılı BK’ya göre değerlendirme yapıldığını, davacının hesap – mahsup işlemlerine itirazının olmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, davacının alacaklı olmadığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin hukuki niteliğinin adi ortaklık sözleşmesi olduğunu, davacının sözleşmenin feshine ilişkin herhangi bir ihtarının olmadığını, davacının birleşen dosyada talep ettiği faiz alacağı yönünden yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle asıl davanın kısmen kabulü ile 276.567,59 USD’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davanın kısmen kabulü ile 43.153,64 USD’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, Dairemizin kaldırma kararları doğrultusunda işlem yapılıp yargılama yapılmasına, yargılama sırasında alınan ve hükme esas alınan 05/06/2022 tarihli ek raporun ayrıntılı gerekçeli, denetime elverişli, usul ve yasaya uygun bulunmasına, asıl ve birleşen dosyada davalının vekil ile temsil edilmiş olmasına, taraf teşkilinin sağlanmasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; asıl ve birleşen davada davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl ve birleşen davada davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince asıl davada alınması gerekli 55.705,93 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 13.885,87 TL harcın mahsubu ile bakiye 41.820,06 TL istinaf karar harcının asıl davadan davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince birleşen davada alınması gerekli 17.681,34 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 4.399,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 13.281,71 TL istinaf karar harcının birleşen davada davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
4-Asıl ve birleşen davada davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
6-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından asıl ve birleşen davada davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-Kararın Dairemiz tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1. bendi gereğince aynı kanunun 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/09/2023