Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/1053 E. 2023/959 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 14/03/2023
TALEP: İhtiyati Haciz
GEREKÇELİ
KARARIN YAZIM TARİHİ: 17/05/2023

İlk Derece Mahkemesinin dava dosyası istinaf yasa yolu incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye Hakimin inceleme raporu okundu.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; davalının, müvekkili firma ile imzaladığı 07/12/2021 tarihli “bağımsız gayrimenkul danışmanlığı sözleşmesi” uyarınca ‘bağımsız emlak danışmanı’ ola- rak müvekkilinin isim hakkı sahibi olduğu … adı altında çalışmakta iken tarafların kar- şılıklı anlaşarak sözleşmeyi 10/08/2022 tarihinde sona erdirdikleri, mülk sahibi tarafından 120 gün süreyle müvekkilinin yetkilendirildiği 14/06/2022 tarihli sözleşmesi ile davalı …’ın da sorumlu emlak danışmanı olarak yetkilendirildiği, ancak davalının sözleş- menin sona erdiği 10/08/2022 tarihinden ve ilgili sözleşmesinin süresinin bitmesinden sonra satıcı ve yine müvekkili firmanın müşterisi olan alıcı ile iletişime geçerek danışmanlık söz- leşmesine aykırı olarak … ilçesi … ada … parseldeki taşınmazın satışına aracılık etttiği, kar- şılığında alıcıdan 50.000-TL satıcıdan 20.000-TL olmak üzere toplam 70.000-TL hizmet bedeli aldığı; yine sözleşmenin bitimindan sonraki 28/12/2022 tarihinde müvekkilinin siste- mine kaydettiği … ilçesi … ada … ve … parsellerde kayıtlı taşınmazların sözleşme süresinin sona ermesi üzerine müvekkili portföyünden çıkarılmasından sonra … parseli kendisinin satınladığı, … parselinde arkadaşı tarafından satınalınmasını sağladığı ve aynı taşınmazları internet üzerinden tekrar satışa çıkardığı; davalının bu eyleminin aralarındaki sözleşmenin 5.21 maddesinde geçen rekabet etme yasağını ihlal etmesi sebebiyle 100.000,00 TL cezai şart ödemesini; 5.17 maddesinde geçen haksız rekabete bulunma yasağını ihlal etmesi sebebiyle 100.0000,00 TL cezai şart ödemesini; 5.28 maddesi gereğince müvekkilinin zararından sorumlu olması sebebiyle şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın ve 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme istinafa konu kararında özetle; haksız rekabetin mevcut olup olmadığı ve mevcutsa ne kadar tazminata hükmedilebileceğinin yargılamanın başında belli olmadığı gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu alacağın davalının haksız eylemlerini ikrar ve tazminat ödemeyi kabul ettiği, 23.11.2022 tarihinde taraflarca imzalanan sulh ve ibra protokolü ile davaya konu ihlal ve tazmini gereken zarar miktarı ve ödemenin 24/01/2023 tarihinde yapılacağı açık olup yaklaşık olarak ispatlandığı halde en azından dava- lının ikrar ettiği miktar üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmemesinin doğru olmadığını belir- terek; kararın kaldırılmasını ve ihtiyati hacze karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacının davasına dayanak ettiği sözleşmenin haksız rekabet hükümleri yönünden geçersiz olduğu zira sözleşmede rekabet yasağının geçerli olacağı ilçe sınırları belirtilmediği gibi, iki yıllık sürenin de çalışma hürriye- tine ilişkin anayaya hükmüne aykırı olduğu; davacının ihtiyati haciz talebine dayanak ettiği sulh protokolünün de müvekkili tarafından maruz kalınan baskı ve korku altında imzalanmış olması sebebiyle yaklaşık ispatı sağladığından söz edilemeyeceğini belirterek davacının isti- naf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, haksız rekabete ve rakabet yasağına aykırı davaranışa ilişkin cezai şart alacağı ile meydana gelen zararın tazminine ilişkindir.
Mahkeme davacının ihtiyat haciz talebini yaklaşık ispat şartı gerçekleşmediği gerek- çesi ile red etmiş, davacı daha sonra davalı ile yaptıkları sulh protokolünün yaklaşık ispatı sağladığı gerekçesi ile kararı istinaf etmiştir.
Uyuşmazlık davalının aralarında yapılan sözleşme gereği rekabet yasağını, haksız rekabet hükümlerini ve tazminat sorumluluğunun yasal şartlarının oluşup oluşmadığı, buna ilişkin yaptığı sulh sözleşmesi ile bağlı olup olmadığı hususlarındadır.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki “BAĞIMSIZ GAYRİMENKUL DANIŞMANLIĞI ANLAŞMA- SI” nın 5.17 maddesinde” … sözleşmenin sona erdiği tarihten itibaren 2 yıl içerisinde, … gayrimenkul emlak ofisinin bulunduğu ilçe sınırları içerisinde, işbu sözleşme kapsamında gerçekleştirdiği ticari faaliyetlere benzer bir faaliyette bulunmayacaktır. Aksi halde, … 100.0000,00 TL cezai şart ödemeyi, … taahhüt etmektedir.” Denilmek suretiyle haksız rekabet; 5.21 maddesinde “Gayrimenkul Danışmanının işbu sözleşmenin sona ermesini müte- akiben, … 2 (iki) yıl süre ile doğrudan veya dolaylı olarak, kendisi veya ortağı, hısımları, ortağı olduğu/olacağı şirket dahi kullanmayacağını veya kullandırılmayacağı … aykırı hare- ket edilmesi halinde, … 100.000,00 TL cezai şart ödeyecektir. …” denilmek suretiyle rekabet yasağı; 5.28 maddesinde “gayrimenkul danışmanı iş bu sözleşmeden kaynaklanan yüküm- lülüklerini yerine getirmediği takdirde … doğacak her türlü zararı tazmin etmekle yükümlü” olduğu belirtilerek tazminat sorumluluğu olduğu belirtilmiştir.
Davacının dayandığı Suhl ve ibra protokolünde ise davalının 5.21 maddesine aykırı davranışı sebebiyle 70.000 TL yi 24/11/2022 tarihinde ödemesi öngörülmüştür.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgiler, yasaya uygun gerektirici nedenler, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması, cezanın miktarı, geçersizliği ve indirilmesinin TBK.’nun 182. Maddesine göre hakim tarafından yapılacak değerlendirmeye bağlı olması sebebiyle alacağın yaklaşık olarak ispatlandığı söz edilemeyecek olması karşısında; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-f. maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.17/05/2023