Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/1005 E. 2023/1057 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ALANYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 08/03/2023
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 01/06/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, …. Özel Sağlık Hizmetleri Turizm İnşaat Ve Ticaret Limited Şirketinin % 51 hissesinin …. a ait olup, 2010 yılı ile 2014 yılının 1. ayı arasında şirket müdürlüğü görevini yaptığını, şirketin o dönemde işletme adının …. Hastanesi olan özel bir hastaneyi işletmekte olduğunu, hastanenin şuan ki işletme adının …. Hastanesi olduğunu, Antalya 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin …E,.; Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….E. sayılı dosyaları ile 2014 yılının 1. ayında Mahkeme kararı ile şirkete kayyım atandı ve bu tarih itibariyle de … ın görevinin sona erdiğini, şirkete sırası ile …. , … , …. ve … in kayyım olarak atandıklarını, Dr. … ın 27/03/2014 ile 29/03/2014 tarihlerinde …. Hastanesi acil servisinde görev yaptığını, bu iki tarih dışında ise görev yapmadığını, ancak sanki kendisi acil serviste görev yapmış ve hasta muayene etmiş gibi gösterilerek sahte belgeler düzenlendiğini, bu belgelere kendisine ait kaşenin basıldığını belirten suç duyurusunda bulunduğunu ve bu soruşturmanın Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığının …. soruşturma numarası üzerinden başlatıldığını, SGK tarafından da idari soruşturma başlatıldığını, idari soruşturmada 31/03/2014 ile 14/08/2015 tarihleri arasında toplam 4836 adet Dr. …. üzerinden sahtecilik yapıldığının, 31/03/2014 ile 14/08/2015 tarihleri arasında yapılan usulsüzlük kapsamında toplam 683 adet reçetelerden 7.300,66 TL yersiz ödemenin SGK tarafından yapıldığının, toplamda da faizsiz olarak ( 85.812,50 TL hastane ; 7.300,66 TL eczane olmak üzere ) 93.113,16 TL SGK’nın zarara uğratıldığının belirtildiğini, SGK’nın 30/05/2017 tarihinde 93.113,16 TL yersiz ödemenin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile Sağlık Hizmetleri Satın Alma Sözleşmesinin 11.1.16 maddesi uyarınca 4836 adet sahte işlemden dolayı 19.344.000,00 TL’nin, tebliğ tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesini şirketten talep ettiğini, SGK’nın 30/05/2017 tarihli şirkete gönderdiği tebliğ yazısına istinaden şirket hakkında Antalya 8. İcra Müdürlüğünün …. esas numarası üzerinden icra takibi başlatıldığını, şirket vekilinin itirazı üzerine takibin durduğunu, SGK’nın şirket aleyhine itirazın iptali davası açtığını, Antalya 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin …..E. ….K. sayılı ilamıyla davanın SGK lehine sonuçlandığını, kararı sadece SGK’nın istinaf ettiğini, SGK’nın istinafı üzerine Antalya BAM 3. Hukuk Dairesinin ….. esas ve …. karar sayılı ilamıyla SGK lehine hüküm kurulduğunu, 2014 – 2015 yılları arasında hastaneyi yöneten ve müdürlük görevini üstlenen davalılar …. , …. ve …. in sorumluluklarının bulunduğunu, iş bu nedenlerle de kayyımlara karşı görevlerini layıkıyla yapmadıklarından bahisle kaynaklanan tazminat davası dava açma zorunluluğu hasıl olduğunu belirterek, bu aşamada tespit edilen zarar miktarı olan 19.344.000 TL tutarındaki meblağın, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere, ödeme gününe kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkili şirkete verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Tensiple birlikte karar verildiğinden davalılar cevap verememiştir.
Mahkemece, “… davacı şirkete kayyım olarak atanan kişilerin şirketi zarara uğrattığını iddia ederek tazminat istemi ile dava açmıştır. Davacı şirkete Antalya 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/02/2014 tarih ….E. sayılı ara kararı ile kayım atanmış, akabinde çeşitli tarihli Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin ara kararıyla kayımlar değiştirilmiştir. Kayyım, temsil ya da yönetim erkinden geçici veya devamlı olarak yoksun kalan (gerçek ya da tüzel) kişilere veya mallara bu eksikliği gidermek üzere yargı tarafından atanan kamu görevlisidir. Kayyımla ilgili olarak 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 235. ve 412. maddelerinde yer almakla birlikte ayrıntılı kayyım ile genel bir düzenleneme anılan kanunda bulununmamaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 1. maddesi gereğince Mahkeme, hakkında ticari bir hüküm bulunmayan ticari işlerde, ticari örf ve adete, bu da yoksa genel hükümlere göre karar verir. 4721 sayılı Türk Medeninin Kanunun 467. maddesinde vasinin sorumluluğu düzenlenmiş, aynı madde de kayyım hakkında da aynı hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeninin Kanunun 469. maddesinin 2. fıkrasına göre, vesayetle ilgili tazminat ve diğer rücu davaları vesayet dairelerinin bulunduğu yer asliye mahkemesinde görülür. Bu konudaki yetki kesindir. Kesin yetki kamu düzeniyle ilgili olup yargılamanın her safhasında mahkemelerce kendiliğinden nazara alınır. Davacı şirkete Antalya (6.) 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından kayyım atanmış olması ve bu kayyımların sorumluluğu iddiasıyla dava açılmış olması nedeni ile 4721 sayılı Türk Medeninin Kanunun 469/2. maddesi gereğince Antalya Asliye Ticaret Mahkemesi kesin yetkilidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 19. madde gereğince yetkinin kesin olduğu davalarda mahkemenin yetkili olup olmadığını dava sonuna kadar kendiliğinden araştırma zorunda olduğu, anılan kanunun 114/ç maddesi gereğince yetkinin kesin olduğu hallerde mahkemenin yetkili bulunması hususunun dava şartı niteliğinde olduğu, aynı kanunun 115/1 maddesi gereğince dava şartlarının mevcut olup olmadığının her aşamasında araştırılması ve aynı kanunun 115/2 maddesi gereğince dava şartı noksanlığının tespit edilmesi halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden mahkememizin yetkisizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderine o mahkemece bakılacağından, bu konuda karar vermek görevli mahkemeye bırakılmıştır. Görevsizlik, yetkisizlik ve gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise; talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderini ödemeye mahkum edileceği…” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirketin Manavgat’ta bulunduğunu, haksız eylemlerin de Manavgat’ta bulunan Hastanede gerçekleşmiş olması sebebiyle İlk Derece Mahkemesi kararının hukuka aykırı ve hatalı olduğunu, kayyım atanmasına karar verilen tarihte söz konusu şirketin Antalya Ticaret sicil memurluğuna kayıtlı olduğunu, ancak 2014 yılında şirket genel merkezinin Manavgat adresine taşınması ve Manavgat Ticaret Sicil Müdürlüğüne kaydının yapılmış olması sebebiyle yetkili mahkemenin HSK’nın ticaret Mahkemelerinin görev ve yetki sınırlarını belirleyen kararı gereği Alanya Ticaret Mahkemesi olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, kayyımın sorumluluğu sebebiyle tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.01/06/2023