Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/946 E. 2023/1112 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 08/06/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 10/11/2021
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 08/06/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
… Esas sayılı dosyada davacı vekili, davacı şirket tarafından 12.07.2018 tarihli sözleşme kapsamındaki 700.000-USD’nin tahsili için Denizli 9.İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin …’a 06.09.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, …’ın vekili aracılığı ile icra dosyasına yaptığı 11.09.2018 tarihli itirazı üzerine İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, itirazın haksız ve yersiz olduğunu, davacı şirket yetkilisi ile davalı arasında borçların ne şekilde ödeneceğine ilişkin 12.07.2018 tarihli sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye göre borcun davalı …’ın sahibi olduğu … nolu maden sahasının müvekkili şirketin yetkilisi ve ortağı … ile birlikte dava dışı …’ın kuracağı şirkete devri ile ödenmesinin kararlaştırıldığını, ancak dava dışı …’ın davacı şirket ortağı ve yetkilisi … ile şirket kurmayı ve taraflar arasındaki sözleşmenin tarafı olmayı kabul etmediğini, dolayısıyla sözleşme gereği öncelikle kurulması gereken ruhsatın devredileceği şirketin kurulamadığını, davalı ile yapılan görüşmelerde bu hususun bildirildiğini, davalı tarafından kabul edilen borçların ödenmesinin istendiğini, aradan geçen sürede herhangi bir ödeme yapılmadığı için Denizli 9. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası ile takip başlatıldığını, davalının yetki ve borca itirazları üzerine takibin durduğunu, davalının Denizli 9. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki itirazının iptaline, haksız itiraz nedeniyle asıl alacağın %20’sinde az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya öncelikle yetki yönünden itiraz ettiklerini, hiçbir şekilde borcu kabul anlamına gelmemekle davacı tarafın 12.07.2018 tarihli sözleşmenin her ne kadar müvekkili …’ın … Mermer Doğaltaş San.ve Tic. Ltd. Şti ‘ne olan 700.000 USD borcunu ödeme koşullarına ilişkin sözleşme olduğunu bahsetmişse de sözleşme konusunun “Denizli İli … İlçesi, … Mevkiinde … nolu ruhsat numaralı mermer erişim nolu … nolu sahanın ruhsatının devrine ilişkindir.” olarak belirtilmiş olup bu … Madencilik Mermer Doğaltaş San. ve Tic. Ttd. Şti belirtilen sözleşmenin de tarafı olmadığını, belirtilen sözleşmede kaşesi bulunmadığı gibi şirket yetkilisine ait imzasının da bulunmadığını, öncelikle davacının sözleşmenin tarafı dahi olmadığını, bu sebeple sözleşmeye dayanarak talepte bulunmasının dahi haksız ve kötü niyetli olduğunu, hiçbir şekilde davacı şirketin sözleşmeye taraf olduğunu kabul etmemekle birlikte sözleşmenin konusunda da açıkça belirtildiği üzere 12.07.2018 tarihli sözleşmede belirtilen ruhsat sahasının devrine ilişkin olup müvekkili …’a borcu bulunmadığı gibi, borç ödeme şartlarına ilişkin de olmadığını, bu sebeplerle öncelikle davaya bakmaya yetkili yerin Çal Mahkemeleri olduğunu, davanın yetki yönünden reddi ile yetkisizlik kararı verilmesini, haksız ve kötü niyetli açılmış davanın reddi ile kötü niyetli olarak dava açan davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
… Esas sayılı dosyada davacı vekili, davacı ile davalı … arasında, …’ın davacı …’a olan 1.300.000 USD borcunun ne şekilde ödeneceğine ilişkin 12/07/2018 tarihli sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye göre borcun bir kısmının, davalının sahip olduğu … nolu maden sahasının müvekkil … ile birlikte dava dışı …’ın kuracağı şirkete devri ile ödenmesi gerektiğinin kararlaştırıldığını, ancak dava dışı …’ın müvekkil ile herhangi bir şirket kurmayı ve taraflar arasındaki sözleşmenin tarafı olmayı kabul etmediğini, aradan geçen sürede herhangi bir ödeme yapılmadığı için Denizli 9. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası ile takip başlatıldığını, davalının yetki ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu, HMK nun 6.maddesine göre; genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihte yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, bu nedenle yetki itirazının da yerinde olmadığını, bu nedenlerle öncelikle ihtiyati haciz kararı verilerek; davalının menkul, gayrimenkul ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını, davalının Denizli 9. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptaline, haksız itirazı nedeniyle asıl alacağın % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davaya yetki yönünden itiraz ettiklerini, yetkili icra dairesinin Çal icra dairesi ve çal mahkemeleri olduğunu, zamanaşımı nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, davalı tarafça 1.3000.000 USD’nin müvekkile verildiğini gösterir hiçbir hiçbir yazılı belge bulunmamakta olup icra takip dosyasına ve bu dava dosyasına da bu yönde belge sunulmadığını, dava konusu takibin 12/07/2018 düzenleme tarihli 03/09/2018 faiz başlangıç tarihli 1.3000 USD tutarındaki sözleşmeden kaynaklandığı ileri sürülmüşse de müvekkilin bu sözleşmeden kaynaklı borcunun bulunmadığını, alacaklı tarafın paranın teslim edildiği hususunu ispatlayacak hiçbir belge, delil öne süremediği gibi sözleşmenin de tarafı olmadığını, bu nedenlerden davacı tarafın taleplerinin zamanaşımı nedeniyle reddine, yetki yönünden reddi ile yetkisizlik kararı verilmesine, haksız ve kötüniyetli olarak açılmış davanın reddi ile kötüniyetli olarak dava açan davacı aleyhine % 20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece,”…Birleşen dosya davacısı … ile davalı arasında 12/07/2018 tarihli Denizli … ilçesi, … mevkiinde bulunan … ruhsat numaralı mermer erişim numarası … olan sahanın ruhsatının devrine ilişkin sözleşme imzalandığı, taraflar arasında bu konuda bir uyuşmazlık bulunmadığı, davalı maden ocağının devri için kendi üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini iddia etmekte ise de asıl ve birleşen dosyaya konu icra takipleri nedeniyle gönderilen ödeme emirleri davalıya 06.09.2018 tarihinde tebliğ edilmiş olup davalı tarafından maden ocağı ruhsatının devri için davacı …’a aynı tarihte Denizli 1. Noterliğince düzenlenen vekaletname verilmiştir.Vekaletnamede belirtilen maden ocağı erişim numarası ile 12.07.2018 tarihli sözleşmedeki maden erişim numarasının aynı olmadığının görüldüğü, 12.07.2018 tarihli sözleşmede sözleşmenin yerine getirilmemesi halinde bir cezai şart ve sözleşmenin yerine getirilmesi için taraflarca bir süre belirlenmediği, davacı … ortaklık kuracağı …’a vazgeçmesi üzerine ve icra takip tarihine kadar davalı tarafça maden ocağının devrinin gerçekleştirilmemesi üzerine davalıya ödediği bedelin iadesi amacıyla icra takibi başlatmış olup … tarafından …’a 20.12.2017 tarihinde elden 1.300.000,00 USD verildiği sözleşmenin 4-a maddesinde yazılmış olup her iki tarafta sözleşmeyi imzalamış ve sözleşme içeriğine ve imzalarına bir itirazları bulunmadığından davalı … yerine getirilmeyen sözleşmeye göre davacı … aleyhine haksız olarak zenginleştiği” gerekçesiyle birleşen dosya yönünden davacının davasının kabulüne, asıl dosya yönünden yapılan değerlendirme neticesinde; her ne kadar davalı davacı şirket tarafından kendisine İş bankası aracılığıyla gönderilen 05.03.2018 tarihli havalenin herhangi bir açıklama içermemesi nedeniyle eski tarihli borç ödemesi olarak kabul edileceği iddiasında bulunmuş ise de davalı tarafından imzalanan 12.07.2018 tarihli sözleşmede davacı şirket tarafından gönderilen 700.000,00 USD’nin maden ocağı devir bedeline mahsup edileceği açıkça belirtilmekle ve gelinen aşamada asıl dosyada icra takip tarihi itibari ile maden ocağı devrinin yapılmadığı tarafların kabulünde olmakla davalının davacı şirket aleyhine sebepsiz olarak zenginleşmesine neden olan ödemenin davalıdan tahsili koşullarının oluştuğu” gerekçesiyle asıl dava dosyası yönünden de davanın kabulüne, asıl dava dosyasında ve birleşen dosyada takibe konu alacakların likit olması nedeniyle davacıların icra inkar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; öncelikle mahkemenin yetkisiz olduğunu, sözleşme konusu ruhsat sahasının Çal’da bulunduğunu, davaya bakmakla yetkili mahkeme ve icra dairelerinin Çal olduğunu, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekirken görevsiz Ticaret Mahkemesinde görüldüğünü, esasa ilişkin olarak ise müvekkilin hesabına davacı şirket tarafından gönderilen paranın havale hükmünde olup havalenin de kural olarak ödeme aracı olduğunu, havalenin mevcut bir borcun ödenmesi dışında başka bir amaçla yapıldığını iddia eden tarafın iddiasını ispat etmesi gerektiğini, davacı şirketin ruhsatla ilgili sözleşmenin tarafı olmadığını, ayrıca müvekkilinin ruhsat devri ile ilgili tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, asıl dava ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davanın esasının ruhsat devrine ilişkin sözleşmenin ifası ile ilgili olmamasına, sözleşme öncesinde davalıya verildiği kabul edilen ödünç paralara ilişkin olmasına ve TTK’nın 4/1-f maddesine göre davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerekmesine, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl dava yönünden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 274.469,58 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 68.617,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 205.852,19 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Birleşen dava yönünden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 509.729,22 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 127.432,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 382.296,92 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
4-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
6-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından asıl ve birleşen dava davacılar lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-Kararın Dairemiz tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1. bendi gereğince aynı kanunun 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.08/06/2023