Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/885 E. 2022/777 K. 09.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ALANYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/01/2022
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 09/05/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Serik 1. Icra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası üzerinden borçlu şirket aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine başlandığını,ipotek konusu taşınmazların Serik ilçesi … mevkiinde bulunan … parsel ve … parsel sayılı taşınmazlar olduğunu, borca karşılık 28.03.2016 tarihinde 201.850 TL, 01.04.2016 tarihinde 18.723 TL nin bankaya haricen yatırıldığını, takip masrafları faiz ve avukatlık ücreti gideri içinde ayrıca makbuz alınarak haricen bankaya ödeme yapıldığını, İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yeni bir takip başlatıldığını ve davacıya icra emri gönderildiğini, icra dosyasının incelenmesinden Antalya Serik icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takip konusu edilen ipotek belgelerinin fotokopilerinin bu dosyaya tekrar konularak aynı İpoteklerle ilgili mükerrer takip yapıldığının görüldüğünü, yasal olmayan biçimde başlatılan bu takipteki icra emrinin iptali gerektiğini, Serik’te başlatılan İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipteki ipotek borcunun ödendiğini, bu kez yeniden İstanbul Anadolu 4. İcra Dairesinde ipotek belgelerinin takip için kullanıldığının açık olduğunu, icra emrinin geçersiz olduğunu, beyan ederek Serik ilçesi … … parsel ve … parselde bulunan taşınmazlar üzerinden yapılan İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Serik icra dosyasındaki borç ile ilgili gayri nakdi kredi tutarının ödenmediğini, bu nedenle İpoteğin fek edilmediğini, ipotekli taşınmaz maliki’nin borçlu şirketin bankaya teminata iştiraya veya iskontoya herhangi bir kişi tarafından verilen veya verilecek olan kendisi veya borçlunun da borçlusu veya acentası bulundukları senetlerden yahut teminat cirosu ile verilen senetlerden sorumluluğu olduğunu beyan ettiğini, söz konusu beyanın imza altına alındığını ve tarafların muvafakatı ile İpoteğin tesis edildiğini, bu ipoteğin bankadaki tüm riskleri kapsadığını, davacı şirketin Serik şubesine ait olan nakti risk tutarını kapattığını gayrinakdi riski kapatmadığını ve … şubesinin borçlusu …’ın borcundan düşmek üzere vermiş olduğu davacı şirketin keşide ettiği 3 adet toplamda 109.250 TL bedeli çeklerin keşide tarihinde ödenmediğini, yine temlik edilen İstanbul Anadolu 4. Icra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla takibe konulduğunu, söz konusu ipoteklerin paraya çevrileceğini ihtar eden dilekçe ekinde ki ihtarnamenin ilgililere gönderildiğini takibe başlandığını aktif bir ipotek mevcut ve Serik şubesinin alacağından bağımsız başka bir alacağı istinaden ipotek resmi senedinde de buna aykırı bir durum teşkil etmeyen alacak hakkı varken bunun kullanılmasından doğal bir durumun olmadığını beyanla davanın reddini ve ipoteğin fekkine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “…Serik 1. Asliye Hukuk Mahkemesince “görevsizlik” değil “gönderme” kararı verilmiştir. Başka bir ifade ile Serik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 22. maddesinde belirtilen şekilde görev uyuşmazlığı doğmadığından merci tayini yolunda bir karar verilmeksizin dava dilekçesinin görev yönünden reddine mahkememizin görevsizliğine kararı verilmesi gerekmiştir. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderine o mahkemece bakılacağından, bu konuda karar vermek görevli mahkemeye bırakılmıştır. Görevsizlik, yetkisizlik ve gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise; talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespitine…” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Serik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının her ne kadar ek karar olarak verilmiş olsa da davadan görevsizlik kararı gereğince el çekme mahiyetinde gibi bir karar olup teknik ve gerçek anlamda bir görevsizlik kararı olduğunu, bu nitelikteki bir kararın ek karar şeklinde devir/aktarma ve iade kararı olarak verilmesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, bu nedenle mahkeme kararının Bölge Adliye Mahkemesince eleştirilerek açıklama yapılması gerektiğini, Alanya Asliye Ticaret Mahkemesi kararının da hatalı olduğunu, göreve ilişkin olarak yasal düzenlemede değişiklik olduğu takdir de yasada açıkça düzenlemeye yer verilmemiş ise derdest tüm davalar yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, somut olayda olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğunu, HMK 21.madesi gereğince görevli yargı yerinin belirlenmesine ihtiyaç bulunduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Asıl dava itirazın iptali, karşı dava ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, asıl ve karşı davanın görevsizlik sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya incelenmesinde, davanın Serik 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde 21/07/2020 tarihinde açıldığı, Serik 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görülmekte iken Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun 07/07/2021 tarihli 608 numaralı kararına istinaden dava dosyasının Alanya Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, Alanya Asliye Ticaret Mahkemesince de görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1’inci maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak yasa ile belirlenebilir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir.
Anayasa’nın 37’nci maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” denilerek görev ve kesin yetki kurallarının gücü, tabii hakim ilkesi olarak ifade edilen evrensel bir ilkenin anayasa hükmü haline getirilmesi suretiyle ortaya konmuştur. Tabii hakim ilkesi gereği yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce, yürürlükte bulunan yasalar aracılığıyla görevi, yetkisi ve işleyişi belirlenmiş olan mahkemede görülmesi gereklidir.
Dava açmanın maddi hukuk ve yargılama hukuku bakımından birtakım sonuçları vardır. Dava açmanın yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından biri davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık sabit hale gelmesidir (perpetuatio fori). Bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişiklikler görevi ve yetkiyi etkilemez. Bu çerçevede ortaya çıkan ikinci önemli sonuç da mahkemenin davayı inceleme zorunluluğunun doğmasıdır. Nitekim yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hükmü yoksa mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerinde derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemeye gönderemezler; bunlara bakıp sonuçlandırmak zorundadırlar.
6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 4/1-a ve 7/2-f düzenlemelerine göre Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak, Kurul Genel Kurulunun görevleri arasındadır.
Ancak yargı çevresi bir mahkemenin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağıyla ilgili olup, bir görev kuralı niteliğinde değildir. Bu karar ancak bundan sonra o yerde görülecek davaların yargılamasını yapacak mahkemeyi belirlemek maksatlıdır.
Nitekim karar 07.07.2021 günü alınmış, ancak yürürlük tarihi 01.09.2021 olarak belirlenmiştir. Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı, sadece bu kararın yürürlük tarihinden sonra açılacak davaları ilgilendirir. Aksi fikrin kabulü halinde Kurul’un tabii hakim ilkesini çiğneyerek derdest davaları dilediği mahkemede inceletme yetkisinin bulunduğu yolunda, Anayasa’ya aykırı bir sonuca varılacaktır.
Yukarıdan beri gösterilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar çerçevesinde davaya bakmakla görevli mahkemenin Serik 1. Asliye Hukuk(Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi olduğu anlaşıldığından davacı karşı davalı vekilinin istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davacı karşı davalı vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı karşı davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin olarak alındığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı karşı davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.09/05/2022
..