Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/841 E. 2022/1495 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ALANYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 03/02/2022
DAVANIN KONUSU: Sigorta (Yangın Sigortası Kaynaklı)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 27/10/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili,müvekkilinin merkezi İstanbul’da bulunan Antalya ili, … Mah, … No:… Serik-Antalya adresinde soğuk hava işletmeciliği ve dondurulmuş su ürünleri ticareti yapan bir firma olduğunu, müvekkilinin yangının meydana geldiği iş yerini davalı … Tic. Ltd. Şti isimli firmadan kiraladığını, müvekkili firmanında bulunduğu bir çok iş yerinin birlikte kullandığı soğuk hava deposunda 29/06/2020 tarihinde sebebi bilinmeyen bir şekilde yangın çıktığını, yangın sonucunda müvekkilinin soğuk hava deposunda bulunan dondurulmuş deniz ürünlerinin tamamen yandığını, yangının merkezinin müvekkili olan firma olmadığını, soğuk hava deposunu kullanan diğer iş yerlerinin olduğunu, bu hususun İtfaiye Daire Başkanlığı tarafından tanzim olunan yangın raporu ile de tutanak altına alındığını ve itfaiye ekibinin yangının çıkış sebebinin tespit edemediğinden tespitin bilirkişi heyeti tarafından yapılmasını talep ettiğini, müvekkiline ait iş yerinin … Sigorta tarafından sigortalandığını, dava dışı … Sigorta’nın müvekkili firmanın iş yerinde gerekli incelemeleri yaptıktan sonra müvekkili olan firmanın bir kısım zararlarını ödediğini, Mal sahibi olan … Tic.Ltd.Şti’nin meydana gelen zarardan kusursuz sorumluluk ilkeleri çerçevesinde sorumlu olduğunu, yangının kaynağına göre, BK’nun genel hükümleri gereği ve ayrıca ağırlaştırılmış özen yükümlülüğü yani kusursuz sorumluluk uyarınca bina sahibi … Tic.Ltd.Şti.’nin ve onun sigortacısı … Sigorta’nın poliçesi ile sorumluluğunun mevcut olacağını, davalı sigorta şirketinin poliçe limitleri dahilinde müvekkili olan firmanın zararlarını karşılamasını talep ettiklerini tüm bu nedenlerle davalı … Tic.Ltd.Şti’nin yangın nedeni ile meydana gelen 1.485.771,45 TL alacağın yangın tarihi olan 29/06/2020 tarihinden itibaren … bankası avans faizi oranı ile birlikte tahsili ile müvekkiline ödenmesine, istifade tekerrür olmamak ve davalı sigorta şirketinin poliçe limitleri dahilinde sorumlu olmak, meydana gelen zarardan şimdilik 10.000.00,-TL nin ileride bilirkişi raporuna göre poliçe limitleri dahilinde arttırılmak kaydıyla ve 29.06.2020 tarihinden itibaren merkez bankası avans faizi oranı ile birlikte tahsili ile müvekkiline ödenmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Limited Şirketi vekili, yetki itirazları doğrultusunda davanın esasına geçilmeden önce sayın mahkemece yetkisizlik kararı verilerek dosyanın görevli ve yetkili Serik Mahkemelerine gönderilmesini, eldeki davanın hmk 61-62 maddeleri gereğince yangın ve zarardan asıl-tek kusurlu ve sorumlu olan “… Anonim Şirketi, Mersis No:… , … Vergi Dairesi: … , Adres:… Caddesi No…. … /İstanbul, UETS:…-…-…” firmasına ihbar edilmesine, görevsizlik itirazımız doğrultusunda mahkemenin eldeki davaya bakmakta görev yönünden yetkisiz olduğundan davanın görev yönünden usulden reddi ile görevli sulh hukuk mahkemesine gönderilmesini, davanın tüm davalılar açısından öncelikle usulden aksi kanaatte ise esastan reddini, davacının eldeki davasında haksız ve kötü niyetli olmasından dolayı dava değerinin %20′ sinden az olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, bu tazminatın davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine ve kötü niyetli davacının HMK 326 maddesinde sayılanların haricinde HMK 329/1 gereğince müvekkili ile aralarında kararlaştırılan yasal ve nispi vekalet ücretinin de davacıdan dahili ile davalıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan davanın reddi ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “… 29/06/2020 tarihinde, davacı firmanında bulunduğu bir çok iş yerinin birlikte kullandığı soğuk hava deposunda oluşan yangın hasarı sebebiyle işyerini kiraya veren davalı … Ticaret Limited Şirketi ile diğer davalı sigorta şirketinin zarardan sorumlu oldukları ileri sürülerek tazmini talep edilmiştir. Davalılardan … Limited Şirketi ile davacı arasında kira sözleşmesi mevcut olup, bu sözleşme uyarınca; davacı kiracı, davalı … Ticaret Limited Şirketi ise kiralayan durumundadır. Davacı ile davalı … Limited Şirketi arasında uyuşmazlık, kira ilişkisinden doğduğuna göre; davaya bakma görevi sulh hukuk mahkemesindedir. Davalılardan birinin özel mahkemede yargılanmasını gerektirmesi halinde diğer davalıların da aynı mahkemede yargılanması gerektiğinden; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlük tarihinden sonra açıldığı ve yukarıda belirtilen yasa hükmüne göre kira ilişkisine dayalı uyuşmazlıklarda özel görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu; zararın aynı maddî olaydan kaynaklanmış ve zararın tek olması, davaların birlikte görülmesinin ve bütün talepler yönünden ihtilafın aynı mahkemede çözülmesi gerektiği; diğer davalının sigorta şirketi olmasının veya tarafların tacir olmasının sonuca etkili olmadığı kanatiyle benzer nitelikteki Sakarya Bölge Adliye Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı ilamı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin … Esas, … Karar, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi … Esas, … Karar sayılı ilamları da nazara alınarak mahkememizin işbu uyuşmazlığın çözümünde görevli olmadığı kanaatine varılmıştır. Görev kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re’sen dikkate alınır. Görev hususu dava şartı olduğundan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun … Esas, … Karar sayılı ilamı doğrultusunda doya üzerinden yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddesine göre mahkememizin görevsizliğine ve davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine …” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı … LTd. Şti vekili istinaf dilekçesinde özetle;İhtisas mahkemelerinin kurulmasıyla artık genel mahkemelerin davaya bakma yetki ve görevleri kendiliğinden son bulduğunu, bu sebeple tamamen ticari bir dava olan eldeki davaya da ihtisas mahkemesi olan ilk derece mahkemesince bakılması gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava vedia sözleşmesi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın görevsizlik sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya incelenmesinde, davanın 19/10/2020 tarihinde açıldığı, Serik 1.Sulh Hukuk mahkemesinin görevsizlik kararı ile gönderilen dosya için Alanya Asliye Ticaret Mahkemesince de görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1’inci maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak yasa ile belirlenebilir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir.
Anayasa’nın 37’nci maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” denilerek görev ve kesin yetki kurallarının gücü, tabii hakim ilkesi olarak ifade edilen evrensel bir ilkenin anayasa hükmü haline getirilmesi suretiyle ortaya konmuştur. Tabii hakim ilkesi gereği yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce, yürürlükte bulunan yasalar aracılığıyla görevi, yetkisi ve işleyişi belirlenmiş olan mahkemede görülmesi gereklidir.
Dava açmanın maddi hukuk ve yargılama hukuku bakımından birtakım sonuçları vardır. Dava açmanın yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından biri davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık sabit hale gelmesidir (perpetuatio fori). Bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişiklikler görevi ve yetkiyi etkilemez. Bu çerçevede ortaya çıkan ikinci önemli sonuç da mahkemenin davayı inceleme zorunluluğunun doğmasıdır. Nitekim yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hükmü yoksa mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerinde derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemeye gönderemezler; bunlara bakıp sonuçlandırmak zorundadırlar.
6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 4/1-a ve 7/2-f düzenlemelerine göre Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak, Kurul Genel Kurulunun görevleri arasındadır.
Ancak yargı çevresi bir mahkemenin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağıyla ilgili olup, bir görev kuralı niteliğinde değildir. Bu karar ancak bundan sonra o yerde görülecek davaların yargılamasını yapacak mahkemeyi belirlemek maksatlıdır.
Nitekim karar 07.07.2021 günü alınmış, ancak yürürlük tarihi 01.09.2021 olarak belirlenmiştir. Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı, sadece bu kararın yürürlük tarihinden sonra açılacak davaları ilgilendirir. Aksi fikrin kabulü halinde Kurul’un tabii hakim ilkesini çiğneyerek derdest davaları dilediği mahkemede inceletme yetkisinin bulunduğu yolunda, Anayasa’ya aykırı bir sonuca varılacaktır.
Yukarıdan beri gösterilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar çerçevesinde davaya bakmakla görevli mahkemenin Serik Asliye Hukuk(Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi olduğu anlaşıldığından davalı … Ltd. Şti vekilinin istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davalı … Ltd. Şti vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı …Ltd. Şti vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı …Ltd. Şti tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince davalı …Ltd. Şti tarafından peşin yatırılan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince davalı …Ltd. Şti iadesine,
6-Kararın Dairemiz tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.26/10/2022