Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/84 E. 2022/177 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 14/07/2021
DAVANIN KONUSU: Konkordatonun Feshi
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 03/02/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davacı banka ile davalı … Şti arasında 11/10/2017 tarihli 650.000,00 TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, kredi kulandırıldığını, kredi borcunun zamanında ödememesi nedeniyle borçlu ve kefiller aleyhine, Denizli 5. Noterliğince keşide edilen ihtarnamenin keşide edilmesine rağmen ödeme yapılamaması üzerine alacaklarının muaccel hale geldiğini, davalıların mahkememizde … Esas sayılı dosyası ile konkordato talebinde bulunduğunu, mahkemenin 20/12/2019 tarihli kararı ile firmanın konkordato talebinin borçların 1’er ay ara ile 30 eşit taksitte 01/08/2019 tarihinden başlamak üzere faizsiz ödenmesi şartı ile kabul edildiğini ve konkordato projesinin tasdik edildiğini, konkordato projesine göre Mart 2020, Nisan 2020 ile Mayıs 2020 tarihlerinde davacının bankaya ödenmesi gereken borç taksitlerini ödemediğini, 2004 sayılı İİK nun 308/e bendinden konkordatonun kısmen feshi halinin düzenlendiğini, bu nedenlerle İİK M. 308 hükmü gereğince konkordatoya ilişkin tüm sonuçların kaldırılarak müvekkil banka yönünden konkordatonun feshine, konkordato tedbirlerinin kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı borçlular üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davacı tarafça, Konkordato projesine göre Mart 2020, Nisan 2020 ile Mayıs 2020 tarihlerinde ödenmesi gereken borç taksitlerinin ödenmediğinden bahisle Mahkemenizde görülmekte olan Konkordatonun feshi davası açıldığını, davanın haksız olup, reddinin gerektiğini, davalı müvekkillerin borçlarını 2020 Yılının Mart ayına kadar eksiksiz ve düzenli olarak ödediklerini, müvekkillerin iyi niyetli olduklarını ve yapılandırılan borçlarını proje kapsamında ödeyerek hem içerisinde bulundukları ekonomik sıkıntıları düzeltmek hem de alacaklıların alacağını tahsil etmesini sağlama gayreti içerisinde olduklarını, konkordato projesine göre Mart 2020, Nisan 2020 ile Mayıs 2020 tarihlerinde ödenmesi gereken borç taksitlerinin ödenmemiş olmasının müvekkillerin kusurundan kaynaklanmadığını, Covid-19 virüsü nedeniyle tüm dünya gibi ülkemizde de 2020 Yılının Mart ayından itibaren ekonominin durma noktasına geldiğinin bilindiğini, pandemi sürecinde tüm dünya koşullarında ve ülkemizde yaşanan ekonominin durma noktasına gelmesinin etkisi ile birlikte yaşanan sokağa çıkma kısıtlamalarında ve alınan önlemler doğrultusunda parekende sektöründe müvekkilin faaliyetine devam edebilmesinin mümkün olmadığını, bu sürece müvekkillerin etki edebilmesinin de mümkün olmadığının göz önüne alınmasını, 26.03.2020 Tarihli Kayyım Raporunda “korona virüs Salgınının ve tehdidinin henüz ne zaman biteceği tahmin edilmese de mahkeme kararıyla ödenmesi gereken 30 aylık taksit ödemelerin Mart/2020, Nisan/2020, Mayıs/2020 taksitlerinin üç ay ertelenmesine (ödenmesine), virüs salgınının bitmesi ve normal ekonomik hayatın devam ettirilmesi halinde Mart/2020 taksidinin, Haziran/2020 ve takip eden aylarda ödenmesine devam edilmesi, şirketin Salgınından dolayı belirli bir süre için kapalı kalmasından dolayı cari borçlarını da (satış yapamadığından) ödeyemez durumda kalacağında yukarıda bahsi geçen maddedeki gibi Mart/2020, Nisan/2020, Mayıs/2020 ödemelerinin üç ay ertelenmesi, firmanın işçi çıkarmadan faaliyetini sürdürebilir ve borçlarını ödeyebilir kanaati oluştuğunun açıkça belirtildiğini, bu husus göz önüne alındığında, Mart/2020, Nisan/2020, Mayıs/2020 ödemelerinin yapılamamasında müvekkillerin kusurunun bulunmadığı ve iş bu taksitlerin üç ay ertelenmesi ile konkordato projesinden beklenen menfaatin gerçekleşeceğinin açıkça ortada olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri, masraf ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı şirket hakkında verilen konkordato projesinin tasdikine dair mahkememiz ilamı 17.03.2021 tarihinde kesinleşmiştir.10.03.2021 tarihli kayyım görüş raporunda tasdik edilen projeye göre davalı şirketin davacıya 2020 yılı Mart,Nisan ve Mayıs aylarına ilişkin taksitleri ödemediği anlaşılmakla davacının kısmi fesih talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı, davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece ödenmeyen taksitlerin tamamlanıp tamamlanmadığı hususunun tespit edilmeden verilen kararın usule aykırı olduğunu, konkordatonun kısmen feshi için açılan davada esas yönünden inceleme yapılmadığını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, konkordatonun feshi istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kesinleşmiş konkordato tasdik kararına göre davacının 2020 Mart, Nisan ve Mayıs taksitlerini ödememesine, bu durumda taksit erteleme talebini kabul etmeyen davacı yönünden konkordatonun feshi koşullarının bulunmasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL istinaf karar harcının davalılardan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davalıların istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde davalılara iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın Dairemiz tarafından taraflara tebliğine,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 bendi ve İİK’nın 308/a bendi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren ON GÜNLÜK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 03/02/2022