Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/827 E. 2022/1726 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 03/02/2022
DAVANIN KONUSU: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 28/11/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, …. nin …. Bankası AŞ …. Şubesi müşterisi, …. İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin %50 ortağı ve yönetim kurulu başkanı olduğunu, aynı zamanda şirketi temsile tek yetkili kişi olduğunu, davacı şirketin uzun zamandır …. Bankası AŞ’nin …. Şubesi mudisi olduğunu, hesabında uzun süre yüklü miktarda para bulunduğunu, müvekkilinin … Şubesinde bulunan ….. numaralı vadesiz ve …. numaralı vadesiz ticari döviz hesabında bulunan paraların 01/01/2015 ile 04/10/2016 tarihleri arasında iradesi dışında usulsüz şekilde üçüncü kişilerin uhdesine geçirildiğinin tespit edildiğini, davalı banka yetkilileri tarafından, söz konusu ödemelerin …. , …. , …. ve …. a veya bu kişilerle birlikte hareket edenlere yapıldığının belirtildiğini, adı geçen kişilerin para çekme hususunda herhangi bir yetkilerinin olmadığı gibi bu şahıslara ödeme yapılması talimatının da verilmediğini, ödemelere ilişkin dekontlarda bulunan imzaların müvekkil şirket yetkilisine ait olmadığını, davalı bankanın zararın ödeneceğini bildirmesine rağmen herhangi bir ödeme yapmadığı gibi gönderilen ihtarnamelerin de sonuçsuz kaldığını, davalı bankanın kendisine bırakılan mevduatı ve değerleri, güvenle saklamak ve yetkili kişinin talebiyle işlem yapmak zorunluluğu bulunduğunu, bankaların kendilerine yatırılan paraları mudilerce istenildiğinde veya belli bir vadede aynı veya misli olarak iade etmekle yükümlü olduklarını, hiçbir gerekçe ve bahane ile yararlandıkları mevduatı mudilere iadeden kaçınamayacaklarını, banka uhdesine bırakılan paranın hesap sahibine ödenmemesi halinde bankanın gerek mevduattaki hesaptan ve gerekse zamanında ödenmemesinden kaynaklanan zarardan sorumlu olacağını, bankanın davacı şirketin bilgisi ve bankacılık usulleri gereği davacı tarafın yazılı talimatı olmaksızın hesabındaki paralarını ödemiş olduğundan davacı şirkete ödediği paraları iade etmekle yükümlü olduğunu beyanla güncel kur üzerinden 566.865 USD karşılığı 2.055.452,49 TL + 401.000,00 TL olmak üzere toplam 2.456.452,49 TL dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ; Davalı banka vekili cevap dilekçesinde davanın zamanaşımına uğradığını, yetkili mahkemenin HMK’nun 6. Maddesi uyarınca bankanın genel müdürlüğünün bulunduğu İstanbul Mahkemeleri olduğunu, 11/03/2015 tarih 250.000,00 USD tutarlı tediye işlemi dışındaki diğer tüm işlemlere ait fişlerdeki/ talimatlardaki imzaların firma kaşesi üzerine atılarak gerçekleştirildiğini, 11/03/2015 tarih 250.000,00 USD tutarlı tediye işlem fişindeki imzanın ise firma kaşesi üzerine atılmadığını, fiş üzerindeki imzanın … nin kendi el yazısı ile müvekkil bankaya hitaben yazdığı 07/10/2015 tarihli dilekçesinde yer alan imza ile birebir örtüştüğünü, hatta işlem gününde firmanın müşteri ilişkileri yetkilisi …. ın aranarak işlem için teyit alındığını, banka kayıtlarında davacı şirket yetkilisi …. ye ait üç farklı imza örneğinin bulunduğunu, imza örnekleri karşılaştırıldığında imzaların kendi içinde bir standardı bulunmadığını ve kolay taklit edilebilir olduğunu, davaya konu işlemlerin bir kısmının yazılı talimata istinaden, diğer bir kısmın ise işlem fişi üzerine doğrudan imza alınması suretiyle yapıldığını, davacının müvekkil bankanın kusurlu olduğunu iddia etmekte ise de bu kusur nedeniyle hangi zararları gördüğünü ispat edemediğini, açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkil bankanın tüm işlemlerinin davacının işleyişine, amaçlarına ve talimatlarına uygun olarak tesis edildiğini belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, HSK’nın 07/07/2021 gün ve 608 sayılı kararında 01/09/2021 tarihinden önce açılan davaları da kapsar şekilde bir düzenleme yapılmadığı, kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren açılan davaları kapsadığı, bu nedenle Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) verilen kararın yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece karşı görevsizlik kararı verildiğini, bu durumda olumsuz görev uyuşmazlığının talebe bağlı olmaksızın ve re’sen Antalya Bölge Adliye Mahkemesince giderilmesi gerektiğini, iki mahkeme arasında görev hususunun tartışıldığını, hangi mahkemenin görevli olduğunun tespiti amacıyla mecburi olarak istinaf talep ettiklerini, istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; HSK’nın 07/07/2021 gün ve 608 sayılı kararında devam eden mahkemelerle ilgili herhangi bir düzenlemenin bulunmadığını, karar ile yargı çevrelerinin belirlendiğini ve kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiğini, bu karar nedeniyle Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya incelenmesinde, davanın Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde 28/03/2017 tarihinde açıldığı, Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla görülmekte iken Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun 07/07/2021 tarihli 608 numaralı kararına istinaden dava dosyasının Antalya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesince de görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1’inci maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak yasa ile belirlenebilir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir.
Anayasa’nın 37’nci maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” denilerek görev ve kesin yetki kurallarının gücü, tabii hakim ilkesi olarak ifade edilen evrensel bir ilkenin anayasa hükmü haline getirilmesi suretiyle ortaya konmuştur. Tabii hakim ilkesi gereği yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce, yürürlükte bulunan yasalar aracılığıyla görevi, yetkisi ve işleyişi belirlenmiş olan mahkemede görülmesi gereklidir.
Dava açmanın maddi hukuk ve yargılama hukuku bakımından birtakım sonuçları vardır. Dava açmanın yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından biri davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık sabit hale gelmesidir (perpetuatio fori). Bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişiklikler görevi ve yetkiyi etkilemez. Bu çerçevede ortaya çıkan ikinci önemli sonuç da mahkemenin davayı inceleme zorunluluğunun doğmasıdır. Nitekim yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hükmü yoksa mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerinde derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemeye gönderemezler; bunlara bakıp sonuçlandırmak zorundadırlar.
6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 4/1-a ve 7/2-f düzenlemelerine göre Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak, Kurul Genel Kurulunun görevleri arasındadır.
Ancak yargı çevresi bir mahkemenin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağıyla ilgili olup, bir görev kuralı niteliğinde değildir. Bu karar ancak bundan sonra o yerde görülecek davaların yargılamasını yapacak mahkemeyi belirlemek maksatlıdır.
Nitekim karar 07.07.2021 günü alınmış, ancak yürürlük tarihi 01.09.2021 olarak belirlenmiştir. Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı, sadece bu kararın yürürlük tarihinden sonra açılacak davaları ilgilendirir. Aksi fikrin kabulü halinde Kurul’un tabii hakim ilkesini çiğneyerek derdest davaları dilediği mahkemede inceletme yetkisinin bulunduğu yolunda, Anayasa’ya aykırı bir sonuca varılacaktır.
Yukarıdan beri gösterilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar çerçevesinde davaya bakmakla görevli mahkemenin Kemer 1. Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi olduğu anlaşıldığından davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekili ve davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurularının ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davacıdan 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden davalıdan 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı ve davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı vekili ve davalı vekili lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-c. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.28/11/2022