Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/813 E. 2022/637 K. 08.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ : 13/12/2021
DAVANIN KONUSU : Ticari Şirket
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 08/04/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Başkanın inceleme raporu okundu.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle “… davalı şirketin finansal tablo ve raporlarının gerçeğe uygun olmadığı, dilekçe ekinde sundukları Uşak 3. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyanın iddianamesi ile şirket yöneticilerinin / hakim ortakların şirket içinde illegal bir yapı oluşturduğu ve şirket kaynaklarını şahıslarına aktardıkları, nitelikli dolandırıcılık suçuna ilişkin iddianame içeriğinin finansal tablo ve belgelerin gerçek olmadığını açıkça ortaya koyacak delilleri içerdiğini, davalı şirket 2020 yılında yapılan genel kurulda 2019 ve 2020 yılı için ayrı ayrı YK başkanına ikramiye verilmesinin kararlaştırıldığını, Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile 2019 yılı Genel Kurulunda alınan kararların iptali davasında mahkemece davalı YK başkanına aylık 60.000,00-TL ödenmesinin tedbiren engellendiğini ve kararın Antalya BAM’dan geçtiğini, bu kere tedbir kararını işlevsiz kılmak için aynı rakamın toplu olarak ikramiye adı altında kanuna karşı hile yapılarak ödenmek istendiğini, davalı hakim ortakların kanuna karşı hile yapmakla YK üyelerine verilen fahiş ücret ve ikramiyeler yönünden ve tüm dava konusu taleplerine ilişkin tedbir kararı verilmesini …” talep ve dava etmiştir.
B-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :
İlk Derece Mahkemesi tarafından 13/12/2021 tarihli ara karar ile “…davacıların iptalini talep ettikleri genel kurul kararlarının ve bu kararların iptal sebeplerinin incelenmesinde; 24/05/2020 tarihli genel kurulda iptale konu yönetim kurulu üyelerinin mali haklarının belirlenmesine ilişkin 8. maddenin uygulanması açısından yargılama sırasında söz konusu kararın yerinde olup olmadığı hususunun araştırılacağı, TTK ve şirket ana sözleşmesine uygun olup olmadığı hususunun yargılamayı gerektirdiği, bu aşamada söz konusu maddenin yürütülmesinin TTK 449.maddesi gereğince tedbiren geri bırakılmasının 6100 Sayılı HMK 389.maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbirin şartlarına uygun olduğu anlaşılmakla talebin bu madde yönünden kabulü ile yürütülmesinin geri bırakılmasına, bu hususta Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasına…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Kararı ihtiyati tedbire itiraz eden taraf istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “…. Mahkemece alınan bu karar genel kurulun görev yetkilerini düzenleyen hükümlere, Ticaret Kanunun Yönetim kurulu üyelerinin mali haklarını düzenleyen hükümlere ve Anayasanın bazı hükümlerine aykırıdır. Mahkemece verilen iş bu tedbir kararı nihai kararla elde edilebilecek neticeyi sağlamakla tedbir niteliğinde olmayan nihai bir karar niteliğindedir. Yargıtayın bir çok kararında nihai neticeyi sağlayacak biçimde tedbir kararı verilemeyeceği özellikle vurgulanmıştır.
Bu sonucu sağlayacak bir hüküm için yargılamanın tamamlanması gereklidir. Henüz delillerin toplanması aşamasın da bulunan bir davada bu şekilde hüküm kurulması Hatalı ve adil olmayan yargılamanın gereksiz olduğu yönünde bir sonuç doğurmuştur. Yönetim Kurulu üyelerinin mali haklarını TTK . ‘nın 394. Maddesi düzenlemektedir. Bu hüküm Yönetim kurulu üyelerinin mali haklarının (Huzur hakkı, Ücret, İkramiye, Prim ve yıllık kardan pay) belirlenmesi hak ve yetkisini Genel Kurula vermiştir. Yine TTK 408/2-b maddesinde Yönetim kurulu üyelerinin ücretlerinin belirlenmesini Genel kurulun devredilemez görev ve yetkileri içinde sayılmıştır. Bu hükme göre de Yönetim kurulu üyelerinin mali hakları Genel kurulun devir edilemez yetki ve görevleri içindedir. Bu Kanun maddeleri nazara alındığında öne çıkan düşünce Mahkemenin genel kurulun yerine geçip yerindelik incelemesi yapamayacağıdır. Mahkemenin genel kurul kararları üzerinde yerindelik denetimi yapma hak ve yetkisi bulunmamaktadır. Genel Kurul Anonim şirketlerin Karar organıdır. Şirket için kendisine verilen görev ve yetkileri dahilinde kararları alan bir organdır. Genel kurul da pay sahipleri kendilerini payları oranında temsil eder ve alınacak kararlara payları kadar etki edebilirler. Basit bir ifade ile pay sahipliği demokrasisi geçerli olup nispi bir temsil mevcuttur. Genel kulun bu yapısı gereği pek tabiidir ki alınacak karar çoğunluğun iradesi şeklinde olacaktır. Azınlığın isteği doğrultusunda karar verilmemesi o kararın adil olmadığı anlamına gelmez. Aksine çoğunluğun kararda etkili olacağı açıktır. Bu Anonim şirketlerin yapısı gereği ve ayrıca olması gerekli bir işleyiş tarzıdır. Bu sebeple Mahkemelerin genel kurulun yerine geçerek kararın yerindeliği hususunda değerlendirme yapması mümkün olmayıp mahkemelerin böyle bir yetkisi de bulunmamaktadır. Yerel Mahkemenin kendi gerekçesinde ” söz konusu kararın yerinde olup olmadığı hususunun araştırılacağı” yönündeki gerekçe Mahkemenin görev ve yetkisini aşarak müvekkilim şirketin yönetimine karışmış ve pay sahiplerinin iradesini yok saymış olacağı açık bir biçimde ortadadır. …” denilerek ara kararın kaldırılmasını ve ihtiyati tedbire itirazlarının kabulü ile tedbirin kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :
Dava; genel kurul kararının iptali davasıdır.
İstinaf edilen husus ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbire itirazın reddine dair ara karar hakkındadır.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nun 445 ve devamı maddelerinde genel kurul kararlarının iptali başlığı altında iptal sebepleri, iptal davası açabilecek kişiler, butlan ve 449.maddede kararın yürütülmesinin geri bırakılması düzenlenmiştir.
TTK’nun 445. maddesinde”(1) 446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.”hükmü yer almaktadır.
TTK’nun 449.maddesine göre, genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir.
İlk derece mahkemesince davayı neticelendirir şekilde bir ara karar kurulmadığı gibi; yaklaşık ispat ölçüsünün nelerden ibaret olduğu tartışılarak verilmiş bir karar ve itiraz üzerine alınmış istinafa konu ara karar yerinde olup, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1 -Davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE
2- İstinaf eden Davalı taraftan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcı peşin alınmış olmakla ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA
3- İstinaf eden davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin KENDİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA
4- İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine YER OLMADIĞINA
5- İstinaf incelemesi için yatırılan ve artan istinaf gider avansının yatıranına İlk derece mahkemesince İADE EDİLMESİNE
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 08/04/2022 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.

……