Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/72 E. 2022/152 K. 31.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 24/11/2021
DAVANIN KONUSU: Alacak
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ:04/02/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİ ÖZETLE; davalı bankanın 10/07/2015 tarihinde müvekkilleri hakkında 07/11/2014 tanzim tarihli 08/07/2015 vade tarihli 2.300.000,00 TL’lik kambiyo senedi ile Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin … E., … D.İş sayılı ihtiyati haciz kararı aldığını ve gayrimenkulleri üzerine haciz konulduğunu, müvekkillerine söz konusu takiple ilgili Denizli 5. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından ödeme emrinin 20/07/2015 tarihinde tebliğ edildiğini, bu müvekkillerinin ödeme emri üzerine haciz baskısı altında, borçlu olmadıkları ve söz konusu takibe konu senette herhangi bir ilgileri olmadığı halde takip tutan olan 1.598.286,00 TL’yi alacaklı görünen bankaya ödemek zorunda kaldıklarını, ayrıca borcu ödedikten sonra gayrimenkullerine konulan hacizlerin kaldırılması için 70.397,74 TL tahsil harcını da icra dosyasına yatırmak zorunda kaldıklarını ve toplamda 1.668.683,74 TL ödeme yaptıklarını, söz konusu kambiyo senedindeki imzalarının kendilerine ait olmadığından böyle bir senet vermediklerinden imza itirazı davası açtıklarını ve kambiyo senedindeki imzalanan incelenmesi sonucu da imzaların müvekkillerine ait olmadığı Denizli 2. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas, …Karar sayılı kararı ile sabit olduğunu, davalıya 25/11/2016 tarihinde ihtar çekilerek ödenen bu haksız paranın faizi ile birlikte iadesinin talep edildiğini, davalı bankanın haksız ödenen parayı iade etmediğini ileri sürerek, haksız icra takibi sonucu ödenen 1.668.683,74 TL’nin 24/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, İcra İflas Yasasının 72/7.maddesi gereğince davanın bir yıllık yasal süre içerisinde açılmadığını, borcu ödeyenin dava dışı … firması olduğunu, davacıların dava açma ehliyeti bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından davacıların kullandırılan kredinin müşterek ve müteselsil kefili olmaları nedeniyle sorumlulukları bulunduğu, yapılan ödemelerin, kullandırılan kredilere mahsuben yapılmış olduğu, yapılan ödeme miktarınca davacıların sorumluluğunun ortadan kalktığı, ayrıca yapılan ödemeler uyarınca davacılara ait taşınmazlar üzerine davalı banka lehine konulan ipoteklerin fekkedilmiş olduğu, davacıların takip dayanağı senetteki imzaların kendilerine ait olmadığını ileri sürerek, yapılan ödemelerin istirdatını talep etmiş olmalarının TMK’nın 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiği gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekilinin istinafı üzerine Dairemizin 04/07/2019 tarih … Esas – … Karar nolu ilamı ile “İlk Derece Mahkemesince, genel kredi sözleşmesindeki kefil imzalarının davacıların eli ürünü olup olmadığı araştırılmalı, genel kredi sözleşmesindeki imzaların davacıların eli ürünü olmaması halinde ödeme ile davacıların ipoteği kalktığına göre ödenen paradan ipotek bedellerinin mahsubuyla artan kısmın istirdadına karar verilmesi gerekip gerekmediği değerlendirilmesi gerekirken eksik incelemeyle karar verilmesi Dairemizce yerinde görülmemiştir” gerekçeleriyle ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından yeniden yargılama yapılarak bilirkişi raporu aldırılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi tarafından; “Davacılar tarafından 28.06.2011 tarih …. yevmiye no.lu 1. Dereceden 200.000,00 TL, 24.07.2014 tarih ….. yevmiye no.lu 2. Dereceden 400.000,00 TL ve 11.11.2014 tarih ….yevmiye no.lu 2. Dereceden 900.000,00 TL bedelli “Resmi Senetleri” ve “İpotek Belgelerinde” (akit tablosu)nda taşınmazların, borçlunun, bankaya karşı doğmuş doğacak, her türlü borçlarının teminatını teşkil etmek üzere 1. ve 2. Derecelerden serbest sırada fekki alacaklı banka tarafından bildirilinceye kadar süresiz olarak toplamda 1.500.000,00 TL bedelle (üst sınır limitli) ipotek edildiği,verilen ipoteklerin üst sınır ipoteği olduğu, dava dışı firma tarafından ödenen tutarların,1.598.286 TL + 70.397,74 TL = 1.668.683,74 TL olduğu Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi Kararı doğrultusunda davacının ipotek limitinden fazla olarak 168.683,74 TL fazla ödemesinin bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DAVACILAR VEKİLİ İSTİNAF DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Davalı bankaya kredi sözleşmesine istinaden verilen ipotekler kredi sözleşmesi ile kullandırılan kredi borcunun teminatı olduğunu, kredi sözleşmesindeki imzaların davacılara ait olmadığının bilirkişi raporuyla geçersiz olduğunu, borcun alt sebebi geçersiz olduğundan yapılan ipotek muameleleride geçersiz olduğunu, kredi borcundan müvekkillerin sorumlu olmayacağından sorumlu olmadığı borçtan dolayı da ödediği paranın ipoteklere mahsup edilmesinin yasal olmadığını, ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DAVALI VEKİLİ, İSTİNAF DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; dava dışı …….ltd.şti. tarafından davacıların ve dava dışı …’nin ipotek borcuna mahsuben ödeme yapıldığını, ipotek limiti üzerinde yapılan ödemenin ödeme dekontundaki açıklamadan da açıkça anlaşılacağı üzere kefil …’ün kefalet borcuna mahsup edilmesi gerekirken istirdadına karar verilmesinin hatalı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Dava, icra dosyasında fazla yatırıldığı iddia edilen paranın istirdadı istemine ilişkindir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 Sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacılar vekili kredi sözleşmesinde kefalet imzalarının davacılara ait olmadığını ipotek sözleşmesinin kredi nedeniyle yapıldığı için geçersiz olduğunu istinaf sebebi olarak ileri sürmektedir. Davacıların ipoteği üst limit ipoteği olup ipotek limiti 1.500,000,00 TL ‘dir ipotek akit tablosunda kredi sözleşmesindeki kefalete atıfta bulunmamaktadır. Davacıların kredi sözleşmesindeki kefaleti her ne kadar geçersiz ise de üst limit ipoteğindeki sorumlulukları devam ettiğinden davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir.
Davalı vekili ödemenin dava dışı bir şirket tarafından yapıldığını, ipoteği aşan kısmın davacı …’ün kefalet borcuna istinaden ifa edildiğini, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür. Dava dışı şirket tarafından takip borcu nedeniyle davalıya ödeme yapıldığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Davacıların kredi sözleşmesindeki imzalarının kendilerine ait olmadığı ve bu nedenle kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu dosya kapsamı ile sabittir. Üst limit ipoteğinde davacıların sorumluluğu ipotek limitini aşamayacağından davacılar adına icra dosyasına yapılan 168.683,74 TL fazla ödemenin istirdadında hukuka aykırı bir yön bulunmadığından davalı vekili istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı ve davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2- Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
Davacı vekili istinaf başvurusu yönünden;
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL istinaf karar harcının istinaf eden davacıdan TAHSİLİ İLE HAZİNİYE GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince yazılmasına,
3-Davacı vekili tarafından istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
Davalı vekili istinaf başvurusu yönünden;
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 11.522,79 inaf karar harcından peşin olarak yatırılan 2.880,7‬0 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 8.642,09‬ TL istinaf karar harcının istinaf eden davalıdan TAHSİLİ İLE HAZİNİYE GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince yazılmasına,
3-Davalı vekili tarafından istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın Dairemizce taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1. bendi gereğince aynı kanunun 361/1 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.

….