Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/701 E. 2022/595 K. 01.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 01/11/2021
DAVANIN KONUSU: Muarazanın Giderilmesi
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 01/04/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, 1. Çal İcra Müdürlüğünün … Talimat dosyadan icra ihalesi yoluyla yaklaşık 18.000 ton miktarında Traverten renk girişleri olan delikli moloz taşı ihaleye katılan … adlı şahsa satılmış ve ihale kesinleşince yerinde teslim tutanağı düzenlenerek teslim edildiğini, İcra ihalesinden Bu malları satın alan … (TC Kimlik No:… ) yazılı sözleşme ile bu malları davalı …’a (Simmer Traverten) 33.000,00 TL bedelle sattığını, davalı …’ın bu malları 28.05.2018 tarihli yazılı sözleşme ile bu malları … Mermer Maden San. Tic. Ltd. Şirketine 38.135,00 TL+KDV bedelle sattığını, ödenmesi ise 12.000,00 TL peşin kalanı ilk satıştaki …’e verilen senetlere şirket yetkilimiz …’nun müşterek borçlu olarak imza atması ile yapıldığını, davalı Şirketimize Honaz Noterliği 12.09.2018 tarih ve … yevmiye no ile Satıştan Caydığını ifade eden bir ihtarname gönderdiğini, satın alan davacı firma “ Caymayı kabul etmediğini- sahaya gelen kamyon ve elemanlara mani olmaktan vazgeçmelerini ihtar eden bir cevabi ihtarname gönderdiğini, Denizli 7. Noterliği 18.09.2018 tarih ve … yevmiye) satım konusu mallar için yapılan sözleşmede taraflara cayma hakkı verilmediğini, … ile müvekkil şirket arasında yapılan satış sözleşmesinin Hususi Şartlar bölümünün I. maddesine göre; sözleşme tarihinden itibaren söz konusu traverten moloz mermerlerin satıcı taraf ile alakası kalmadığını, satışı, taşınması atılması … tüm hakları alıcı tarafa aittir.“ maddesine göre zilyetliğin devride yapıldığını, yani mülkiyet devrinin yapıldığını, sözleşme ve sözleşmedeki zilyetliğin devrine ilişkin bu madde sözleşmenin kurulması için tek başına yeterli olduğunu, Fatura kesmek veya kesmemek vergisel bir sorundur, davalı taraf fatura kesmediğinden ve çektiği ihtarnameye dayanarak malların kendi mülkiyetinde olduğunu iddia ettiğini, mallar … Mermer/… Mermer ocak sahalarında yer almaktadır. Mallar Satıcı firmanın sahası içinde olmadığını, zilyetlikte sözleşme ile devir edildiğini, satış sözleşmesi ve ihtarnameye cevabımıza rağmen sahaya giden müvekkil şirketin araçlarına gerek davalı ve gerekse; davalının Cayma İhtarnamesi’nden bir örnek verdiği … MERMER Şantiyesinde bulunan yetkililer izin vermediğini, sahada bulunan malların satışı yapılan mallar olup/olmadığına ve kalan tonajına ilişkin Çal Sulh Hukuk Mahkemesi … Değ.iş sayılı dosya ile tespit yaptırıldığını, davalı satışını yaptığı bu mallardan nerdeyse yarısını üçüncü kişilere sattığını, bu nedenlerden dolayı taraflar arasında mülkiyet durumu ihtilaf konusu olan ve (Çal İcra Müdürlüğü … Tal. Dosyadaki ihale konusu malların) satışı taraflar arasında imzalanmış olan traverten moloz malların; mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespiti ile; dava konusu malların Şimdilik tedbiren dava sonunda kesin olarak teslimine karar verilmesini; dava ve tespit masrafları ile yasal vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Çal Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/09/2021 tarih, … Esas … Karar sayılı ilamı ile; dosyanın, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 08/07/2021 tarihli resmi gazetede yayımlanan, 07/07/2021 tarih ve 608 karar numaralı Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı çevresini Denizli ili mülki sınırları olduğuna dair 01/09/2021 yürürlük tarihli kararı gereği Denizli Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/11/2021 tarih, … Esas … Karar sayılı ilamı ile; “Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı çevresinin Denizli ili mülki sınırları olarak belirlenmesine, iş bu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiş olup, halihazırda açılmış davaların Denizli Asliye Ticaret Mahkemesine devredileceğine dair bir düzenleme mevcut değildir. Bu nedenle iş bu davanın açılış tarihinin 01/09/2021 tarihinden önceki bir tarih olan 04.12.2018 tarihi olduğu da göz önüne alınarak HSK’nın yukarıda anılan kararı nedeniyle istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik yada gönderme kararı ile derdest dosyaların Denizli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine olanak bulunmadığı, yukarıdaki açıklamalar göz önüne alındığında uyuşmazlığın meydana geldiği ve davanın açıldığı tarihte görevli olan mahkemenin uyuşmazlığı çözmesi gerektiği yönündeki ara kural doğrultusunda mahkememizin görevsizliğine” karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın Denizli ili Çal ilçesi hudutları içindeki maden sahaları yanında bulunan mermer moloz artıklarının satışından ve teslim edilmemesinden kaynaklı ve tarafları tacir kişilerden olmakla dava yetkili ve görevli Çal Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Çal Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığını, mahkemece görevsizlik kararı verildiğini, Resmi Gazetede yayınlanan HSK kararı gereğince ticaret mahkemelerinin yargı çevresinin değiştiğini, bu nedenle Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin davayı inceleyip karara bağlaması gerektiğini istinaf başvuru sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava; sözleşmeden kaynaklanan muarazanın giderilmesine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Öncelikle; davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile bakan Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasında bir görev uyuşmazlığı bulunmadığı; zira Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının teknik anlamda ve HMK daki dava şartı olarak düzenlenmiş görevsizlik kararı niteliğinde olmadığı, karar niteliğinin “ devir” “ gönderme” niteliğinde bulunduğu kabul edilmelidir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1’inci maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak yasa ile belirlenebilir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir.
Anayasa’nın 37’nci maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” denilerek görev ve kesin yetki kurallarının gücü, tabii hakim ilkesi olarak ifade edilen evrensel bir ilkenin anayasa hükmü haline getirilmesi suretiyle ortaya konmuştur. Tabii hakim ilkesi gereği yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce, yürürlükte bulunan yasalar aracılığıyla görevi, yetkisi ve işleyişi belirlenmiş olan mahkemede görülmesi gereklidir.
Dava açmanın maddi hukuk ve yargılama hukuku bakımından birtakım sonuçları vardır. Dava açmanın yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından biri davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık sabit hale gelmesidir (perpetuatio fori). Bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişiklikler görevi ve yetkiyi etkilemez. Bu çerçevede ortaya çıkan ikinci önemli sonuç da mahkemenin davayı inceleme zorunluluğunun doğmasıdır. Nitekim yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hükmü yoksa mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerinde derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemeye gönderemezler; bunlara bakıp sonuçlandırmak zorundadırlar.
6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 4/1-a ve 7/2-f düzenlemelerine göre Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak, Kurul Genel Kurulunun görevleri arasındadır.
Ancak yargı çevresi bir mahkemenin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağıyla ilgili olup, bir görev kuralı niteliğinde değildir. Bu karar ancak bundan sonra o yerde görülecek davaların yargılamasını yapacak mahkemeyi belirlemek maksatlıdır.
Nitekim karar 07.07.2021 günü alınmış, ancak yürürlük tarihi 01.09.2021 olarak belirlenmiştir. Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı, sadece bu kararın yürürlük tarihinden sonra açılacak davaları ilgilendirir. Aksi fikrin kabulü halinde Kurul’un tabii hakim ilkesini çiğneyerek derdest davaları dilediği mahkemede inceletme yetkisinin bulunduğu yolunda, Anayasa’ya aykırı bir sonuca varılacaktır.
Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararı yerinde olup, davacı vekilin istinaf başvurusun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.01/04/2022