Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/665 E. 2022/641 K. 08.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
EK KARAR TARİHİ: 21/01/2022
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 08/04/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Başkanın inceleme raporu okundu.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)İhtiyati Haciz İstemi :
İhtiyati haciz talep eden vekili dava dilekçesinde özetle “… Karşı taraf ile müvekkili arasında ticari ilişki ve cari hesap gereği karşı tarafa gıda ve türevi ürünlerden oluşan mal teslimi yapıldığını, gıda ve türevi ürünlerin karşı tarafa teslim edildiğini, taraflar arasındaki irsaliye, e-fatura ile cari hesaba göre müvekkilinin karşı taraftan 80.825,25 TL alacaklı olduğunu, 19/08/2021 tarihinde e- faturanın vadesinin geldiğini ancak fatura bedellerinin ödenmediğini, e- fatura bakiyesinin muaccel hale geldiğini, haricen yapılan araştırmalarda borçlunun haciz kabil malı olduğunu ve bu malları kaçırdığını ileri sürerek, 80.825,25 TL alacağın tahsili için borçlunun taşınır, taşınmaz mallarıyla üçüncü şahıslarda ki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini …” talep ve dava etmiştir.
B-) İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk Derece Mahkemesi tarafından ” …. talep edilen 80.825,25.-TL miktarlı borcun muaccel olmasına rağmen ödenmediği ve rehin ile de temin edilmemiş bulunduğu anlaşılmakla, ihtiyati haciz talebi İİK’nın 257. maddesine uygun olmakla, borçlunun kendisine ait menkul ve gayrimenkulleri ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının borca ve ferilerine yetecek kadarına ihtiyati haciz konulmasına” karar verilmiştir.
C-) İhtiyati Hacze İtiraz :
İhtiyati hacze itiraz eden vekili dilekçesinde özetle “… müvekkilinin ihtiyati haczin gerçekleştiği tarihte …./AYDIN adresinde ikamet ettiğini, alacak iddiasında bulunan tarafın yetkisiz mahkemede ihtiyati haciz talebinde bulunduğunu, yetkili mahkemesinin Aydın Adliyesi olduğunu, ihtiyati haciz talep eden vekilinin müvekkilinden talep edebileceği herhangi bir alacağı bulunmadığını, ihtiyati haciz talebine dayanak yapılmış olunan faturanın kötü niyetli olarak tanzim edildiğini, ticari ilişkinin varlığını ve faturaya konu edilmekte olunan malın teslimine ilişkin olarak delillerin sunulmadığını, faturadan kaynaklı alacak talebinde bulunulabilmesi için yargılamanın yapılması gerektiğini, doğrudan fatura ve sevk irsaliyesi gerekçe gösterilmek suretiyle ihtiyati haciz kararı verilmesinin doğru olmadığını, mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararına istinaden Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …. Esas sayıl dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibine müvekkilinin herhangi bir borcu olmaması gerekçesiyle itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, müvekkilinin ticari hayatına devam edebilmesi için talepleri yerinde görülmez ise ihtiyati haciz miktarı olan 80.225,25.-TL bedelin mahkememize teminat olarak yatırılması suretiyle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini …” talep etmiştir.
D-)İlk Derece Mahkemesi Ek Kararı :
İlk Derece Mahkemesi tarafından “… ihtiyati hacze itiraz eden vekili alacağın faturaya dayandığını, faturanın tek başına düzenlenmesi mümkün olduğundan alacağın varlığını ispata yeterli olmadığını belirtmişse de İİK’ nın 258/1. Maddesine göre alacaklının, alacağın varlığı ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Bu çerçevede dosyaya sunulan fatura ve sevk irsaliyesi alacağın varlığı hakkında yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde mahkememizde olumlu kanaat oluşturacak nitelikte ve elverişlilikte değerlendirildiğinden mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararının usul ve yasa hükümlerine uygun olduğu, ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilerek ihtiyati hacze itirazın reddine, teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılması talebi yönünden ise icra takibine başlandıktan sonra İİK’nın 266. Maddesi uyarınca İcra Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan mahkememizin görevsizliği nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Kararı muteriz borçlu istinaf etmiş ve dilekçesinde “…6100 sayılı HMK m 6/1 “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” şeklinde tanımlanmıştır. Müvekkil davacının ihtiyati haciz talebini gerçekleştirdiği tarihte “…. Mah. …. Sk. No: …. …. /AYDIN” adresinde ikamet etmektedir. İş bu ikametgah adresinin bağlı olduğu yargı çevresinde yargılamanın veya talebin değerlendirilmesi gerekmektedir. İlk derece mahkemesi belirtilen sebeplerden kaynaklı olarak yetkisiz olması sebebiyle ihtiyati haciz kararı veremeyecektir. Bu nedenle ilk derece mahkemesi tarafından verilmiş olunan karara itiraz etmekteyiz. Yetkisiz mahkemece verilmiş olunan htiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmekteyiz. …. isimli şirket müvekkile karşı daha öncesinde 07.04.2021 tarih ve … seri numaralı ve 13.04.2021 tarih ve …seri numaralı faturaları tanzim ederek müvekkile gönderilmiştir. Müvekkil Akhisar İkinci Noterliğinin 20.04.2021 tarih ve …. yevmiye ve Köşk Noterliğinin 13.04.2021 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarları ile fatura bedellerine açıkça itiraz ederek faturaları iade etmiştir. Müvekkil bu ihtarnamesinde …. isimli şirketle faturaya dayanak bir ticari ilişkisinin olmadığını belirterek şirketle cari hesap iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirtmiştir.İhtiyati haciz talebinde bulunan taraf nisan ayında iade edilen faturalardan sonra ağustos ayında 80.225,25 TL fatura tanzim ederek ihtiyati haciz talebine dayanak oluşturulmuştur. Ancak …. isimli şirketin bu faturaları düzenlenmesini gerektirecek ticari ilişkisi bulunmamaktadır. …. isimli şirketi kötüniyetli olarak farklı tarihlerde birden fazla sayıda fatura düzenlemiştir. Bu faturalar hiçbir suretle gerçeği yansıtmamaktadır. … isimli şirketin faturaları düzenlemesini gerektirecek nitelikteki ticari ilişkinin varlığını ispatlaması gerekmektedir. Ancak …. isimli şirket bu ticari ilişkiyi ispatlayabilmiş değildir. Aksine salt olarak fatura dayanak yapılması suretiyle ihtiyati haciz talebinde bulunulmaktadır. Bu şekilde ticari ilişkinin varlığını ve faturaya konu edilmekte olunan malın teslimine ilişkin olarak deliller sunulmadan ihtiyati haciz kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu düşünmekteyiz. Belirtmiş olduğumuz şekliyle faturaya dayanak yapılabilecek surette ticari ilişkinin varlığı araştırılmadan salt olarak fatura dayanak yapılması suretiyle ihtiyati haciz kararı verilmesinin doğru olmadığını düşünmekteyiz. … isimli şirketin müvekkile farklı tarihlerde birden fazla kere fatura kesmesini gerektirecek ticari veya hukuki ilişki bulunmamaktadır. Salt olarak faturanın varlığı alacağın varlığı gösterir belge sayılamayacaktır. Faturadan kaynaklı alacak talebinde bulunulabilmesi için yargılamanın yapılması gerekmektedir. Ancak ilk derece mahkemesi bu durumun varlığına rağmen ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İş bu karara karşı gerçekleştirilmiş olunan itirazlarımız hakkında ise ilk derece mahkemesi ret kararı verilmiştir. Gerek ilk derece mahkemesince verilmiş olunan ihtiyati haciz kararı gerekse de itirazın reddi kararı usul ve yasaya aykırıdır. Tüm bu hususlar değerlendirmeye alınmadan doğrudan fatura ve sevk irsaliyesi gerekçe gösterilmek suretiyle ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Bu şekildeki kararın doğru olmadığını düşünmekteyiz. ,,,,” beyanı ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve ihtiyati hacze itirazın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :
Dava; ihtiyati haciz isteminden ibarettir.
İstinaf edilen husus ise ihtiyati hacze itirazın reddi yönündeki ek karar hakkındadır.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
TTK.nun 23. maddesinin 2. fıkrası hükmü ile, faturanın özellikle tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenenin aleyhine, bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır.
Ne var ki, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir.
Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK.nun 23. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır.
Buna göre; fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. TTK.nun 23. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. İkinci fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura münderecatının doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir.. Görüldüğü gibi salt fatura düzenlenmiş olması alacağın varlık ve miktarına kesin olarak delil kabul edilemeyecektir.
Genel anlamda borç ilişkisi, iki taraf arasındaki hukuki bağdır. Bu bağ gereğince, taraflardan biri olan borçlu, bir şey vermek, yapmak veya yapmamak gibi bir edimi yerine getirmek borcu altına girer. Görüldüğü üzere bir borç ilişkisinde üç unsur bulunmaktadır: 1. Bir edimi yerine getirmekle yükümlü olan borçlu, 2. Borçlunun borcunun konusu olan edim, 3. Borcun ifasını, edimin yerine getirilmesini istemek hakkına sahip olan alacaklı (Reisoğlu, 2013: 33). Borçlu temerrüdünde, muaccel olan bir borcun, ihtarın yapılmış veya belirli bir vadenin dolmuş olmasına rağmen borçlu tarafından ifa edilmemesi söz konusudur. Borçlunun temerrüdü, borç muaccel olmadan gerçekleşmez. Borcun muaccel olması ve borçlunun temerrüdü hali birbirinden farklı kavramlardır. Borcun muacceliyeti konusunda zaman önem arz eder. Borçta vade tayin edilmiş ise bunun dolması gerekmektedir. Çünkü borç henüz muaccel olmamışsa borçlu temerrüde düşmez. Temerrüdün ortaya çıkabilmesi için muaccel olan borcun borçlusunun, borcunu ifa etmemesi gerekir. Borcun muaccel olmasından amaç, ödeme zamanının, vadesinin gelmesidir. Öyle ki borçlu ifayı geciktirmek için artık herhangi bir sebebe dayanmayacak, alacaklı da borcun derhal ifasını istemek imkanına kavuşmuş bulunacaktır. İfa (ödeme) günü gelmiş olan borç “muaccel” olmuş (acelesi olan) borç demektir (Kocayusufpaşaoğlu vd., 1998: 56).
Bu anlamda eldeki ihtiyati haciz talebine bakıldığında; faturanın cari hesaba kaydı borcun muaccel olduğu anlamına gelmeyecektir. Faturanın ne zaman ödenmesi gerektiği hususunda tarafların iradelerini gösterir bir belge veya kayıt bulunmadığından ortada muaccel bir alacak olup olmadığı hususu tartışmaya açıktır. Bu nedenle muaccel bir alacak olarak kabul edilemeyecek bu alacakla ilgili borçlunun mal kaçırma hazırlığında olduğu veya malvarlığını elden çıkardığı vb. Olarak İİK 258/2. Madde koşullarının oluştuğuna dair bir kanıt sunulmamıştır.
Somut olayda davacının ihtiyati haciz talebinden önce takip yaptığı, davalı yanın takibe itiraz ettiği nedenle alacağın çekişmeli hale geldiği de kabul edilmelidir.
Muterizin sunduğu belgelerde ticari ilişkinin kabul edilmediği, önceki faturaların iade edildiği ve bu hususta ihtarnameler keşide edildiği yönünde belgeler dosyaya sunulmuş olmakla; alacağın varlık ve miktarı konusunda ” yaklaşık ispat” koşulunun sağlandığı da kabul edilemeyecek olmakla ; muteriz borçlunun istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1 -Muteriz/ borçlunun istinaf başvurusunun KABULÜNE ; İlk derece mahkemesi olan Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/01/2022 tarih ve … D. İş Esas – … D. İş Karar nolu ek kararının HMK 353/1-b-2 maddesine göre KALDIRILMASINA
2- Muterizin ihtiyati hacze itirazının KABULÜNE ; ihtiyati haczin KALDIRILMASINA
3- İstinaf eden tarafından yatırılan peşin harcın talep halinde yatırana ilk derece mahkemesince İADE EDİLMESİNE
4-İstinaf eden muteriz tarafından yapılan istinaf yargılama giderleri olan ; başvuru harcı gideri 220,70 TL, istinaf dilekçesinin tebliği için yapılan 13,00 TL , dosyanın istinafa gidiş/dönüş giderleri için yapılan 34,00 TL ki toplam 267,70 TL yargılama giderinin haciz alandan alınıp MUTERİZ TARAFA VERİLMESİNE
5- İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine YER OLMADIĞINA
6- İstinaf incelemesi için yatırılan ve artan istinaf gider avansının yatıranına İlk derece mahkemesince İADE EDİLMESİNE
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 08/04/2022 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.