Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/64 E. 2022/134 K. 28.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 01/11/2021
DAVANIN KONUSU : Alacak (Çatmadan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 31/01/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Başkanın raporu değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A-)Açılan dava ve iddia :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle “… Müvekkil …’nin Çal Tapu Sicil Müdürlüğünde tapuya kayıtlı, Denizli İli, Çal İlçesi, … Mahallesi, … parselleri sayılı taşınmazların maliki olduğunu, Müvekkil şirket hisseleri … ait iken 2014 yılı sonlarında … tarafından satın alındığını, Davaya konu taşınmazlar üzerinde, … sicil numaralı … ile davalı şirketin madencilik faaliyetinde bulunduğu buna bağlı olarak mermer bloklarını ve çıkan pasaları yine müvekkil şirkete ait taşınmazlara döktüğünün tespit edildiğini, bu tespit üzerine yapılan araştırmalar sonucunda, davalı şirketin, müvekkile ait taşınmazlarda 05.03.2007 tarihinde, … e taahhütname verdiğinin öğrenildiği, davalı şirketin, müvekkile ait taşınmazlara haksız olarak el attığı tarihin 05.03.2007 olduğu, Davaya konu taşınmazlarla ilgili belirsiz alacak olarak 10.000.-TL. Ecr-i Misil bedelinin, hakların doğum tarihlerinden itibaren ticari faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline, Davaya konu taşınmazların, davalı şirket tarafından …’e sunulan Rehabilitasyon Projesine uygun şekilde eski hale getirilmesini veya fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere, yargılama sırasında tespit edilecek bedellere göre harçları tarafımızca tamamlanmak üzere, belirsiz alacak olarak şimdilik, Rehabilitasyon Projesine göre tespit edilecek Eski Hale Getirme Bedeli olarak 10.000,00-TL.nın, hakkın doğum tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline..” talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle “…. Müvekkil şirketin kendisine ait … … nolu sahada alınmış bulunan işletme izni dahilinde izinli bölgelerde üretim yaptığını, davacı şirkete ait tapulu araziler üzerinde izinsiz ve karşılıklı muvakkatler hilafına hiç üretim faaliyetinde bulunmadığını, 2005 yılında müvekkil şirketçe ruhsatın devralınması ile birlikte … tarafından verilmiş bulunan işletme izni çerçevesinde davacı şirketin muvafakati ile çalışma sürdürüldüğünü, verdiği şifai muvafakat çerçevesinde hiç bir itiraz ve talepte bulunmayan davacı şirketin, hisse satışları gerekçe gösterilerek hak iddiasında bulunmasının, ahde vefa ilkesinin ihlal edilmesi ve hakkın kötüye kullanılması olduğu, Davacı şirket, muvafakat etmiş bu güne kadar rıza göstermiş bu nedenle de müvekkil şirketin yasal hakkı olan kamulaştırma hakkını kullanmadığını, taşınmazlardan maden Üretimi yapılmasının taşınmaz sahibine sağlayacağı hiçbir maddi değerin söz konusu olmadığını, Taşınmazların, arazi yapısı ve jeolojik özellikleri nedeniyle gelir getirecek şekilde kullanılması ve davacı şirkete menfaat sağlaması mümkün olmadığı, Maden Kanununda, rezerv bulunan sahalarla ilgili olarak kamulaştırma müessesesinin getirildiği ve mülkiyet hakkı barındırdığı rezervden ari şekilde sadece çıplak mülkiyet olarak kamulaştırılarak maden çıkartılmasına sunulması yasada kabul edildiğini, Ecrimisil talebinde esas olan, maden rezervinden ari şekilde arazinin kullanımın getireceği kira geliri olduğu, Müvekkil şirketçe, 23.12.2016 tarihinde 127891 sayı ile davacı şirketin bu güne kadar verilen muvafakate aykırı davranması nedeniyle kamulaştırma talebinde bulunulduğu, kamulaştırma işleminin neticelenmesi ile birlikte davacı taraf çıplak mülkiyete ilişkin … tarafından belirlenecek bedeli alacak olup, bir hak kaybından da söz edilemeyeceği, bu nedenle kamulaştırma işleminin neticesinin beklenilmesini talep ettiklerini, ecrimisil belirlenmesi yoluna gidilecekse zamanaşımı definde bulunduklarını, usul ve yasaya aykırı mesnetten yoksun davanın reddi ile yargılama giderli ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine..” talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :
İlk derece mahkemesi tarafından”…. Çal Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/09/2021 tarihli ve … Esas-…Karar Sayılı gönderme kararı ile Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı çevresinin Denizli ili mülki sınırları olarak belirlenmesine, iş bu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği gerekçesi ile dosyanın mahkememize gönderilmesine karar verilmiş ise de, davanın açılış tarihinin 01/09/2021 tarihinden önceki bir tarih olan 30.11.2016 tarihi olduğu da göz önüne alınarak HSK’nın yukarıda anılan kararı nedeniyle istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik yada gönderme kararı ile derdest dosyaların Denizli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine olanak bulunmadığı, yukarıdaki açıklamalar göz önüne alındığında uyuşmazlığın meydana geldiği ve davanın açıldığı tarihte görevli olan mahkemenin uyuşmazlığı çözmesi gerektiği yönündeki ara kural doğrultusunda mahkemenin görevsizliğine..”karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Kararı davalı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde “….Çal Asliye Hukuk Mahkemesinin derdest davada Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatını kullanarak davaya devam etmesinin mümkün olmadığı açıkça ortadadır. Çünkü 01.09.2021 tarihi itibariyle Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresi Denizli İli mülki sınırları olarak belirlenmiş olduğundan, Çal Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ticaret mahkemesi sıfatıyla dava bakma yetkisi de sona ermiştir. Bu sebeple görevsizlik kararı verilerek, dosyanın daha önce gönderme kararı veren Çal Asliye Hukuk Mahkemesi’ne görevsizlik kararı ile gönderilmesinde hukuki bir yarar bulunmamaktadır. ..”denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :
Dava ; alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda hukuki uyuşmazlık davaya hangi mahtemede deva medileceği hakkındadır.
Öncelikle ; Çal Asliye Hukuk Mahkemesi’nin göreve ilişkin kararı aslında bir görevsizlik kararı olmayıp ” devir” kararıdır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1’inci maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak yasa ile belirlenebilir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir.
Anayasa’nın 37’nci maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” denilerek görev ve kesin yetki kurallarının gücü, tabii hakim ilkesi olarak ifade edilen evrensel bir ilkenin anayasa hükmü haline getirilmesi suretiyle ortaya konmuştur. Tabii hakim ilkesi gereği yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce, yürürlükte bulunan yasalar aracılığıyla görevi, yetkisi ve işleyişi belirlenmiş olan mahkemede görülmesi gereklidir.
Dava açmanın maddi hukuk ve yargılama hukuku bakımından birtakım sonuçları vardır. Dava açmanın yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından biri davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık sabit hale gelmesidir (perpetuatio fori). Bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişiklikler görevi ve yetkiyi etkilemez. Bu çerçevede ortaya çıkan ikinci önemli sonuç da mahkemenin davayı inceleme zorunluluğunun doğmasıdır. Nitekim yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hükmü yoksa mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerinde derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemeye gönderemezler; bunlara bakıp sonuçlandırmak zorundadırlar.
6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 4/1-a ve 7/2-f düzenlemelerine göre Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak, Kurul Genel Kurulunun görevleri arasındadır.
Ancak yargı çevresi bir mahkemenin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağıyla ilgili olup, bir görev kuralı niteliğinde değildir. Bu karar ancak bundan sonra o yerde görülecek davaların yargılamasını yapacak mahkemeyi belirlemek maksatlıdır.
Nitekim karar 07.07.2021 günü alınmış, ancak yürürlük tarihi 01.09.2021 olarak belirlenmiştir. Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı, sadece bu kararın yürürlük tarihinden sonra açılacak davaları ilgilendirir. Aksi fikrin kabulü halinde Kurul’un tabii hakim ilkesini çiğneyerek derdest davaları dilediği mahkemede inceletme yetkisinin bulunduğu yolunda, Anayasa’ya aykırı bir sonuca varılacaktır.
Açıklanan gerekçe ile ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararı yerinde olup, davalı yanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1-Davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE
2-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalıdan alınıp HAZİNEYE GELİR YAZILMASINA
3-İstinaf eden davalı yan tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin KENDİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA
4-İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine YER OLMADIĞINA
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-c maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/01/2022 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.

….