Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/551 E. 2022/794 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 12/10/2017
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 10/05/2022

İlk Derece Mahkemesinin dava dosyası istinaf yasa yolu incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla, istinaf incelemesi HMK’nın 356. vd. maddelerince duruşmalı olarak yapılan açık yargılama sonucunda dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin eski gelini olan davalıya, oğlu … ‘ın evlilik biliğinde davalı …’a yanlış davranmayacağının teminatı olarak 10/12/2005 tarih, 10/04/2012 vadeli 50.000,00 TL bedelli bir adet bono düzenleyerek davalı …’a emanet olarak verdiğini, davacının oğlu ile gelininin arasının o sıralar düzeldiğini ancak daha sonra boşandıklarını, boşanma kesinleşmesi üzerine müvekkilinin oğlu …’ ın davalı … aleyhine evlilik birliğinde edinilmiş mallara katılma alacağı davası açtığını, davalı tarafın teminat olarak verilen bonoyu üçüncü kişiye devrederek icra takibi yaptırdıklarını, oysa bononun teminat için verilip bedelsiz olduğunu ileri sürerek, icra takibine konu bono nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitini, şayet takip nedeniyle davacının takip başlatan üçüncü kişilere ödeme yapmak zorunda kalması halinde, davaya istirdat davası olarak devam edilip üçüncü kişiye ödemek zorunda kalınan bedelin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
DAVALILARIN SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı … vekili, 2005 yılında eski eşi … ile kayınpederi olan davacının birlikte işlettikleri hırdavat dükkanı nedeniyle ekonomik sıkıntı yaşadıklarını, kendisine düğünde takılan altın takılarını bozdurarak ve bir miktarda kendi ailesinden aldığı nakit parayı davacı kayınpederine verdiğini, karşılığında davacının davaya konu senedi düzenleyerek teslim ettiğini, kendisinin davacının oğlundan boşanırken ziynet eşyası talebinde bulunmadığını, zira ziynet eşyalarının bozdurularak davacıya senet karşılığında verilmiş olduğunu, bonoda teminat kaydı olmadığını, ispat yükünün davacıya düştüğünü savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, davacının açtığı istirdat davasının icra takibinin alacaklısı olan dava dışı alacaklıya açılması gerektiğini, davalı yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddi gerektiğini, zira davaya konu senet kapsamında davalı …’ ın hiçbir ilgisi olmadığını, davaya konu senedin kambiyo senedi vasfını taşıdığı ancak teminat olduğuna ilişkin hiçbir kayıt olmadığını, davalı … tarafından davacıya verilen altın takıları ve bir miktar paraya karşılık senedin tanzim edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı …’ ın davacıya nakit para verdiği yönündeki iddialarını yazılı delille ispatlayamadığı ve cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmadığı, aynı şekilde davacı tarafça da senet karşılığında söz konusu altın takıların teslim edilmediğini yazılı delille ispatlayamadığı, dava dilekçesinde yemin deliline dayanmadığı, mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen raporda belirtildiği üzere davacının davalı tarafça ispat edilemeyen borç para verme ilişkisi yönünden 57.647,34 TL’ lik kısım yönünden davalı …’ a yönelik davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı …’ a yönelik davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karar aleyhine davacı vekili ve davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindein deliller kısmında açıkça yemin deliline dayandıkları halde bu haklarının kullandırılmadığını, davalı … hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddedilip maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davanın esastan reddedilip, nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davalı tarafın bildirdiği delillere dayanılarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, istinaf nedeni olarak ileri sürmüştür.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının bono karşılığında kendisine altın takı teslim edilmediğini ilişkin iddiasının yazılı delille ispatlayamadığını, yemin deliline de başvurmadığını, senet metninde açıkça malen yazılmış olmasının, senede konu malın davacıya teslim edildiği anlamına geldiğini, mahkemece tarafların isticvab edildiğini, davacının beyanlarında senedin malen verildiğine ilişkin kaydı talil ettiğini, senedin teminat senedi olduğunun ispatlanamadığını bu nedenle davanın tümden reddi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, tanık bildirilmesi için kendilerine süre verilmediğini, altın, ziynet eşyalarının değerinin senedin vade tarihi olan 10/04/2012 tarihi itibariyle ispatlanması gerektiğini, davacının oğluna kefil olup dava konusu senedi verip boşanmadan sonra senet bedelini geri istemesinin hakkın kötüye kullanımı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, teminat amaçlı verildiği iddia edilen bonoya dayalı olarak başlatılan ve icra takibinden sonra açılan menfi tespit, istirdat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesinde dava değeri 70.000,00 TL gösterilmiş, bu tutar üzerinden harç yatırılmıştır.
Mahkemece yazılı gerekçeyle davanın davalı … yönünden kısmen kabulüne, diğer davalı yönünden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 10/07/2018 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile “Dosya kapsamına göre, dava ve takibe konu senedin davalı …’ ın senet düzenleme tarihinde evli olduğu eşi …’ in babası olan davacıya, altın takılarının verilmesi karşılığında düzenlenmiş olduğu, senette malen kaydı olduğu, davalının altın takılar yanında nakit para verdiğine ilişkin iddiasını ispatlayamadığı, bu durumda davalı tarafça mahkemeye sunulan ve kuyumcu bilirkişice incelemesi yapılan düğüne ilişkin iki adet CD ve fotoğraflara göre davalı …’ a takılan altın ziynet eşyalarının, senedin düzenlendiği 12/10/2015 tarihi itibariyle değeri olan 16.216,96 TL’ nin davaya dayanak icra takibi tarihi itibariyle takibe konulmuş olsa idi takip dosyasının ödemeyle infaz edildiği 13/03/2015 tarihi itibariyle oluşacak borç miktarının 27.144,66 TL olacağı, takibe konu 50.000,00 TL’ lik bonoya istinaden davacının takip alacaklısı dava dışı üçüncü şahsa 13/03/2015 tarihinde 84.812,00 TL ödemek zorunda kaldığı bu durumda davacının fazladan 57.667,34 TL ödediği anlaşılmış, dava açıldıktan sonra ödeme nedeniyle menfi tespit davası da istirdat davasına dönüştüğünden İlk Derece Mahkemesince bu bedel yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olup, davalı … vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusu yerinde değildir.
Takip konusu bono miktarı itibariyle HMK’ nın 201.vd.maddeleri uyarınca tarafların iddialarını yazılı belgeyle ispatlamak zorunda oldukları nazara alınarak davalı … vekilinin tanıklarının dinlenmemesine ilişkin istinaf başvurusu da yerinde değildir.
Davalılardan …’ ın icra takip dosyasında taraf olmadığı, dava ve takibe konu senetteki taraf olarak imzasının olmadığı, dolayısıyla aleyhine açılan menfi tespit ve istirdat davaları yönünden pasif husumeti olmadığı, pasif husumetin HMK’ nın 114/1-d.maddesince dava şartı olup mahkemece resen gözetilmesi gerektiği, bu davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerekirken esastan reddine karar verilmesi ve vekili lehine de nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin bu yöne ilişen istinaf başvurusunun yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak davacı vekilinin davalı …’ a ilişkin hüküm fıkraları yönünden istinaf başvurularının kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davalı … yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle HMK’ nın 114/1-d ve 115/2.maddelerince usulden reddine karar verilmesi ,ayrıca davacı vekilinin diğer istinaf başvuru nedenleri ile davalı … vekilinin tüm istinaf başvuru nedenlerinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” şeklinde karar verilmiştir.
Dairemiz kararının davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 23/10/2019 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile, “1- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davalı … vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, teminat bonosunun paraya çevrilmesi nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkin olup davaya konu senet incelendiğinde keşidecisinin davacı, lehtarının davalı …, keşide tarihinin 10.12.2015, vadesinin ise 10.04.2012 olduğu; yine bono üzerinde, “malen” kaydının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davalı …, her ne kadar dava konusu bonoya kısmen karşılık olacak şekilde nakit para verdiğini söyleyerek senet metnini talil etmiş ise de; davacının dava dilekçesinde, üzerinde malen kaydı bulunan senedi, teminat bonosu olarak nitelendirerek talilde bulunduğunun anlaşılmasına göre, ispat yükünün davacı tarafa ait olduğu kabul edilip sonuca ulaşılması gerekirken, hatalı değerlendirme yapılarak hüküm kurulması doğru olmamış kararın anılan nedenle bozulması gerekmiştir.
3- Bozma sebep ve şekline göre, davalı … vekilinin 2 numaralı bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.” şeklinde karar verilmiştir.
Taraf vekillerine Yargıtay bozma ilamı ekli duruşma gün ve saatini gösterir davetiye tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili, önceki karara direnilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, Yargıtay bozma ilamına uyulmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili duruşmaya katılmamıştır.
Usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre, Dairemizin 10/07/2018 gün ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile; davanın davalı … yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle verilen usulden red kararına ilişkin temyiz talebinin reddine karar veriliştir. Davalı … yönünden verilen usulden red kararı kesinleşmiş olmakla bu konuda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Davalı …’a karşı açılan davada ise, Dairemizce uyulan usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere, davanın, teminat bonosunun paraya çevrilmesi nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkin olduğu, davaya konu senet incelendiğinde keşidecisinin davacı, lehtarının davalı …, keşide tarihinin 10.12.2015, vadesinin ise 10.04.2012 olduğu; yine bono üzerinde, “malen” kaydının bulunduğu, davalı …, her ne kadar dava konusu bonoya kısmen karşılık olacak şekilde nakit para verdiğini söyleyerek senet metnini talil etmiş ise de; davacının dava dilekçesinde, üzerinde malen kaydı bulunan senedi, teminat bonosu olarak nitelendirerek talilde bulunduğunun anlaşılmasına göre, ispat yükünün davacı tarafta olduğu, davacı tarafın iddiasını yazılı delille ispatlayamadığı gibi davalı …’a yemin teklif edilmeyeceğinin belirtildiği, bu durumda davalı …’a açılan davanın kanıtlanamadığından reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalı … hakkında açmış olduğu dava yönünden Dairemizce verilen karar kesinleşmiş olmakla YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
2-Davacının davalı … yönünden açtığı davanın kanıtlanamadığından REDDİNE,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin alınan 1.195,43 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.114,73 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … tarafından ilk derece mahkemesinde herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince davacıya İADESİNE,
8-Davacının istinaf incelemesi yönünden;
a-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 49,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
b-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
c-Dairemiz kararının Yargıtayca bozulması üzerine 6100 Sayılı HMK’nın 373/4. maddesi gereği duruşma açıldığından davalı … lehine vekalet ücreti verilmesine YER OLMADIĞINA,
d-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
9-Davalı …’ın istinaf incelemesi yönünden;
a-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 985,00 TL nispi istinaf karar harcının istem halinde davalı …’a İADESİNE,
b-Davalı … tarafından istinaf incelemesi için yapılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 93,75 TL tebligat gideri, 83,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 262,95 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’a VERİLMESİNE,
c-Dairemiz kararının Yargıtayca bozulması üzerine 6100 Sayılı HMK’nın 373/4. maddesi gereği duruşma açıldığından davalı … lehine vekalet ücreti verilmesine YER OLMADIĞINA,
d-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
10-Temyiz incelemesi yönünden;
a-Davalı …’ın temyiz başvurusu reddedildiğinden davalı … tarafından yapılan temyiz yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
b-Davalı …’ın temyiz başvurusu kabul edildiğinden davalı … tarafından yapılan 176,60 TL temyiz kanun yoluna başvurma harcı, 35,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 211,60 TL temyiz yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
c-Bozma üzerine duruşma yapılması nedeniyle taraflara vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 356. maddesi uyarınca duruşmalı olarak oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince karar tarihi itibariyle dava değerinin kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi. 10/05/2022

….