Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/550 E. 2022/1011 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 26/03/2021
DAVA: İflas (İflasın Ertelenmesi)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 07/07/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, inşaat sektöründe faaliyet gösteren davacı şirketin almış olduğu ihale bedellerinin müvekkiline ödenmemesi ya da geç ödenmesi bir kısım hakedişlerden stopaj ödenmeyerek blokaj yapılması nedeniyle nakliye açıdan ciddi bir sıkıntıya düştüğü, zira müvekkilinin aldığı inşaat ihalelerinde kullanılan malzemelerin USD bazında satışının yapıldığını, hakedişlerin gecikmesi nedeniyle bankalardan çekilen kredilerin ödemediğini ve şirketin borca batık duruma düştüğünü, iyileştirme projesinin uygulanması halinde borca batıklıktan kurtulabileceğini ileri sürerek, davacı şirketinin iflasının bir yıl süreyle ertelenmesine ve iflas erteleme tedbirlerine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava hasımsız olarak açılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “… Antalya BAM kararında öncelikle davacı şirketin dava tarihi itibariyle aktif mal varlığının rayiç değerlerinin tespit edilerek, ticari defter ve kayıtları incelenerek, dava tarihi itibariyle borca batık olup olmadığının tespiti, borca batıklık hususunda kayyım ve bilirkişi raporları dikkate alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği ifade edildiğinden ve davacı taraf davanın seyri içinde birçok kez kesin süre verilmesine rağmen dava konusu şirkete ait araçların plakasını ve bulunduğu yeri bildirmediğinden, bilirkişiler …. , …. , …. , … ve … 17/09/2019 tarihli raporunda ifade edildiği üzere ,16/09/2013 tarihi itibariyle düzenlenen borca batıklık bilançosuna göre (dava tarihinde yürürlükte olan İİK’nın 179 ve 6102 sayılı TTK’nın 377.Maddesi gereğince) davacı şirketin aktiflerini reel satış değerleri üzerinden değerlendirilmesi durumunda şirket aktiflerinin borçlarından 247.761,03 TL daha fazla olduğu, bu durumda şirket mevcutlarının ve alacaklarının 16/09/2013 tarihli bilançoda belirtilen kısa ve uzun vadeli borçlarını karşılar bir durumda olduğu, şirketin aktif kalemlerinde yer alan değerleri itibariyle dava tarihinde borca batık bir durumda olmadığı kanaatine varılmakla, bu kanaat doğrultusunda BAM kararında ifade edildiği üzere davanın reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karara karşı, Müdahil … Bankası vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Müdahil …. Bankası vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, davacı firmanın borca batık olmadığı gerekçesinin doğru olmadığını, yapılan bilançonun 2013 verileri ile yapıldığını, borca batıklığın bu hesaplama ile tespitinin mümkün olmadığını, davacının aktif mal varlığının da belli olmadığını, araçların değerinin hakimin önceki raporlarına göre belirlenmesinin hatalı olduğunu, kasko değerlerine bakıldığında dahi mevcut borcu karşılamayacağının aşikar olduğunu, dolasıyla davacının aktifinde yer alan mal varlığının borçlarını karşılar nitelikte olmayıp borca batık durumda olduğunu ve bu nedenle iflasına karar verilmesinin gerektiğini ,istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, iflas erteleme istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga ancak derdest davalarda uygulanmasına devam edilen İİK’nın 179 ve devamı maddeleri uyarınca iflas erteleme davalarında ilk tedbir kararının verildiği tarihten itibaren iflas ertelemesinin toplamda 5 yılı geçemeyecektir.
İflas erteleme davaları, dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir.
İlk Derece Mahkemesince 14/07/2017 Tarihli karar ile davacının iflas erteleme talebinin reddi ile iflasına karar verilmiş ise de, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Dairemizce davacının borca batıklığı tespiti yönünde alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğu ve iflas erteleme davasının dava şartı niteliğindeki dava tarihi itibariyle davacının borca batık olup olmadığı hususlarının tespiti açısından kararın kaldırılarak dosyanın eksikliklerin giderilmesi amacıyla İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Davacı tarafça açılan iflas erteleme davasında, ilk tedbir kararının 10/10/2013 tarihinde verildiği anlaşılmaktadır.
İflas ve iflas erteleme davaları kamu düzenine ilişkin olup, davacının borca batıklığının yargılamanın her aşamasında mahkemece resen dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği açıktır.
İlk Derece Mahkemesince, Dairemizin kararında davacının borca batıklığını doğru değerlendiren bir raporun alınmasından sonra davacı şirketin borca batıklığının bulunmadığı ve dava tarihi itibariyle de borca batık olmadığı takdirde davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiş ise de, Dairemizin bu kararı yanlış yorumlanarak karar tarihine en yakın tarih olan 20/01/2021 tarihli Mali Müşavir, Avukat, Makine Mühendisi, İnşaat Mühendisi, ve Emlakçıdan oluşan bilirkişi heyetine hazırlatılan raporda davacı şirketin 31/12/2020 tarihli güncel değerlere göre hazırlanan bilançosunun -4.225.640,09 TL olduğu yani borca batık durumda bulunduğu, 18/03/2021 tarihli denetim kayyumu raporunda da davacı şirketin hali hazırda gerçek anlamda gayri fail bir durumda bulunduğu, çalışan işçisinin olmadığı, herhangi yatırım ve üretim faaliyetinin bulunmadığı, hatta toplam 25 aylık kayyum ücretinin dahi ödenmediğinin belirtildiği görülmüş olup, İlk Derece Mahkemesince davacı şirket için ilk tedbir kararının 10/10/2013 tarihinde verildiği, aradan geçen 5 yılı aşkın yaklaşık 8 yıllık süreye rağmen karar tarihindeki en yakın rayiç değerlere göre denetim kayyum ücretini dahi ödeyemeyecek vaziyette borca batık durumda olduğu, mali durumunu iyileştirmesinin mümkün olmadığı gözetilerek davacının iflas erteleme talebinin reddi ile iflasına karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuş olup, müdahil … Bankası vekilinin istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, müdahil …. Bankası vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Müdahil …. Bankası vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/03/2021 Tarih …. Esas, ….Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
3-a-Davacının iflas erteleme talebinin REDDİ ile;
Mersin … Müdürlüğünün …. numarasında kayıtlı …. SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ’nin İİK’nun 179/b maddesi gereğince 07/07/2022 tarihi saat 11.20 itibariyle İFLASINA,
b-İflas ile ilgili olarak Mersin Nöbetçi İflas Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına,
c-İflas ile ilgili olarak Mersin Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirimde bulunulmasına,
d-İflasın, İflas Müdürlüğü tarafından İcra İflas Kanununun 166 maddesinde yazılı usullere göre İLANINA, gerekli işlemlerin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
e-Davacı şirket ile ilgili bu dosya ile konulan ve halen devam etmekte olan tedbirlerin hüküm ile birlikte KALDIRILMASINA,
e-Kayyım … görevine son VERİLMESİNE,
g-İflas avansının bakiyesi ve diğer işlemlerin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
h-Alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 56,40 ‭TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
ı-Yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi yönünden;
a)İstinaf başvurusunda bulunan müdahil …. bankası tarafından yatırılan 59,30 TL karar harcının istek halinde müdahil … Bankasına İADESİNE,
b)İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 106,00 TL istinaf posta gidiş-dönüş masrafı toplamı 268,10 TL’nin davacıdan alınarak Müdahil …Bankasına VERİLMESİNE,
c)6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
d) İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından taraflar lehine istinaf vekalet ücreti taktirine YER OLMADIĞINA,
5-Kararın Dairemiz tarafından taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İİK’nın 164.maddesince 10 gün içerisinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere OY BİRLİĞİYLE karar verildi.07/07/2022