Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/539 E. 2022/421 K. 11.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
EK KARAR TARİHİ: 10/12/2021
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 11/03/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Başkanın inceleme raporu okundu.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)İhtiyati Haciz Talebi :
İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; borçlu … tarafından müvekkiline verilen 25.09.2019 vadeli 100.000,00 Euro bedelli 25.08.2019 keşide tarihli bononun vadesi gelmesine rağmen halen ödenmediğini, borçluya ulaşılamaması üzerine Antalya Genel İcra Dairesi … E. Sayılı dosyası ile takibine geçildiğini, borçlunun mal kaçırma ve adres değiştirme olasılığının bulunduğunu, yapılan araştırmaların da bu yönde olduğunu, mahkemece uygun görülecek teminat karşılığı, borçlunun, borca yeter miktarda menkul, gayrimenkulleri ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi, menkullerin muhafazası için ihtiyati haciz talep etme zorunluluğunun doğduğunu, bu nedenlerle borçlu …’ın borca yetecek miktarda menkul, gayrimenkulleri ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının uygun bir teminat karşılığı ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
B-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :
İlk Derece Mahkemesi tarafından 04/10/2021 tarihli değişik iş kararı ile “…25/08/2019 tanzim, 25/09/2019 ödeme tarihli, 100.000,00.-EURO bedelli bonoya istinaden talep edilen 1.033.200,00.-TL (1 EURO = 10,3 100.000 X 10,33 = 1.033.000,00.-TL) miktarlı borcun muaccel olmasına rağmen ödenmediği ve rehin ile de temin edilmemiş bulunduğu anlaşılmakla, ihtiyati haciz talebi İİK’nın 257. maddesine uygun olmakla, borçlunun kendisine ait menkul ve gayrimenkulleri ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının borca yetecek kadarına ihtiyati haciz konulmasına…” karar verilmiştir.
C-)İhtiyati Hacze İtiraz :
İhtiyati haciz kararına itiraz eden vekili itiraz dilekçesinde özetle “…mahkemenin yetkili olmadığına, yetkili mahkemelerin borçlunun ikametgahı, tanzim yeri, ödeme yeri mahkemesi veya sözleşmede belirtilen yer mahkemeleri olduğunu, müvekkilin resmi ikamet adresinin … – Almanya olduğunu, Türkiye’de ise ikamet adresinin … köyü – … – Mersin olduğunu, müvekkilin tacir sıfatının olmadığını bu nedenle bonoda yazılı yetki şartının geçerli olmadığını, takibe konu bonoda imza, rakam ve yazıların müvekkile ait olmadığını, talep eden tarafa bonoyu vermesini gerektiren bir borcun bulunmadığını, talep eden tarafın müvekkilin eski husumetlisi olduğunu belirterek mahkememizin 01/10/2021 tarih ve … değişik iş kararına, İİK 265 maddesi uyarınca ihtiyati haczin şartlarına ve mahkemenin yetkisine…” itiraz etmiştir.
D-)İlk Derece Mahkemesi Ek- Kararı :
İlk Derece Mahkemesi tarafından 10/12/2021 tarihli ek karar ile “…mahkememizin 01/10/2021 tarihli kararı ile talep eden tarafça ibraz edilen 25/08/2019 düzenleme tarihli, 25/09/2019 ödeme tarihli, 100.000.-Euro bedelli bonoya istinaden talep doğrultusunda 100.000.-Euro karşılığı 1.033.200,00.-TL yönünden ihtiyati haciz kararı verildiği anlaşılmıştır. Talep, İİK 265 Maddesi gereğince açılmış ihtiyati hacze itiraz talebidir. İİK’nun 265 maddesinde itiraz nedenleri sınırlı olarak sayılmış olup, sadece yetki, teminat ve ihtiyati haciz şartlarına yönelik olarak itiraz edilebilecektir. Karşı tarafın imzaya ilişkin itirazları ihtiyati hacze itiraz sebepleri arasında yer almadığından ve bu itirazlar ancak yargılamada toplanacak deliller ile değerlendirilebilecek nitelikte olduğundan mahkememizce dikkate alınmamıştır. Yetkiye ilişkin itiraz yönünden yapılan değerlendirmede bononun yasal unsurları ihtiva eden geçerli bir bono olduğu, ödeme yerinin Mersin olduğu, senet metninde ihtilaf vukuunda Antalya Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı görülmüştür. İİK 258. Maddesine göre ihtiyati hacizde yetkili mahkeme İİK 50.maddesi uyarınca tayin edilir. İİK’nun 50.maddesinde ise yetki konusunda HMK hükümlerine atıf yapılmıştır. Buna göre bonoya dayalı olarak borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili mahkemede veya bonoda belirtilen ödeme veya düzenleme yeri mahkemelerinde talepte bulunulabilir. Somut olayda ödeme yeri Mersin olup, davalının ikamet adresinin yurt dışı olduğu, ve icra dosyasında tebligatın da buraya yapıldığı görülmektedir. Diğer taraftan bonoda yetkili mahkeme olarak Antalya mahkemeleri kararlaştırılmış ise de, HMK’nun 17. maddesi uyarınca yetki sözleşmesi ancak tacirler arasında yapılması halinde geçerli olabilecektir. Taraflar gerçek kişi olup, talep eden tarafların tacir olduğunu ileri sürmemiş bu yönde herhangi bir delil de sunmamıştır. Bonoda da tarafların tacir olduğu ile ilgili herhangi bir ibare bulunmamaktadır. Dolayısıyla yetkiye ilişkin bonodaki düzenleme geçersiz olup dikkate alınmamalıdır. Neticeten talebin Antalya mahkemelerinde ileri sürülmesini öngören herhangi bir yetki kuralı bulunmadığından itiraz edenin yetkiye ilişkin itirazının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Kararı davacı yan istinaf etmiş, taraflar arasında imzalan protokol fotokopisini sunarak tarafların ticari işleri nedeni ile bu senedin verildiğini ve bu nedenle senetteki yetki şartının geçerli olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :
Dava; ihtiyati haciz isteminden ibarettir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
TTK’nin 776/1-f maddesi gereğince senette tanzim yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı Kanun’un 777/4 maddesine göre ise tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bononun, tanzim edenin adının yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Somut olayda ihtiyati hacze talep konusu bonoda tanzim yerinin … Köyü /Mersin olarak yazılı olduğu görülmüştür.
Talep konusu bononun TTK’nin 776. Maddesinde belirtilen unsurları taşıdığı, lehtar olması nedeniyle alacaklının takip hakkına sahip bulunduğu anlaşılmaktadır.
İİK’nin 50. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447/2. maddelerinin göndermesiyle uygulanması gereken HMK’nin 6. maddesi; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri, 22/11/2001 tarihli ve 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenir” hükmünü içermektedir.
İİK’nin 50/1. maddesine göre; para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK’nin 447/2. maddesi atfıyla aynı Kanun’un yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. Ayrıca, talep dayanağı akdin yapıldığı yer icra dairesi de takibe yetkilidir.
Buna göre, bonoya dayalı ihtiyati haciz talebi , genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki mahkemede (HMK. 6. md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde (6102 Sayılı TTK’nin 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, ödeme yeri olarak düzenlenme yeri kabul edilir) (HMK. 10. md.) ve ayrıca İİK’nin 50/1. maddesi uyarınca bononun düzenlendiği yerdeki mahkemeden yapılabilir.
Talep tarihi itibariyle yürürlükte olan 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde, tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır, düzenlemesine yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, yapılan yetki sözleşmesi, münhasır yetki sözleşmesi olacaktır. Taraflar, yetkili kıldıkları mahkemenin ve icra dairelerinin yanında, kanunen yetkili kılınan genel veya özel yetkili mahkeme ve icra dairelerinin de yetkisinin devam etmesini istiyor ise, diğer bir anlatımla, münhasır olmayan yetki sözleşmesi yapmak istiyorlarsa, bu durumun yetki sözleşmesinde ayrıca belirtilmesi gerekir.
Bunun yanında, maddede bahsi geçen tacir sıfatının Türk Ticaret Kanununa göre tayin edilmesi gerekir.
Takip tarihi itibariyle yürürlükte olan, 6102 sayılı TTK’nin 11. maddesine göre, ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Aynı kanunun 12. maddesi gereğince, bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa kendi adına işleten kişiye tacir denir.
Protokol itirazı inceleyen mahkemeye itiraz ile sunulmadığı gibi, bahsedilen ticari ilişkinin nevi de belli olmadığından tarafların sırf protokolde ticari işten bahsetmeleri tarafları tacir haline getirmeyecektir. İhtiyati haciz yargılaması delil toplanmaya elverişli bir yargılama da değildir. Bu nedenle ilk derece mahkemesi kararı yerinde olup, istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekecektir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1 -İhtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE
2- İstinaf eden taraftan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcı peşin olarak alınmış olmakla ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin KENDİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA
4- İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine YER OLMADIĞINA
5- İstinaf incelemesi için yatırılan ve artan istinaf gider avansının yatıranına İlk derece mahkemesince İADE EDİLMESİNE
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1–f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 11/03/2022 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.