Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/507 E. 2022/506 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ALANYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 24/03/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davacının davalıdan olan alacağı nedeniyle dava konusu çeki davalıdan aldığını, çekin zamanında ödenmediğini, davalının davacının amcasının oğlu olduğunu, çekin davacı tarafından ibraz süresi içerisinde bankaya ibraz edilmediğini, çek bedelinin ödenmemesi üzerine takibe giriştiklerini davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazında haksız olduğunu, davacının TTK 732.maddesi uyarınca aralarında temel ilişki bulunan keşideciye karşı müracaatta bulunabileceğini ileri sürerek Alanya İcra Müdürlüğünce … Esas sayılı takip dosyasında borçlu davalının itirazının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile müvekkilinin amca çocukları olduklarını, aralarında ticari bir ilişki bulunmadığını, müvekkilinin davacıya bir borcunun bulunmadığını, müvekkili ile davacı arasındaki tek ilişkinin 2014 yılında olduğunu, davacıya ait şirketin hisselerin müvekkilinin de ortağı olduğu dava dışı …’ye satışından kaynaklandığını, sözleşmenin konusunun davacının ağırlık hissesine sahip olduğu … ve …’ye ait hisselerin dava dışı … .’ye satışının yapılması olduğunu, sözleşmeye …’ye ait otel ve otel altında bulunan dükkanların da dahil olduğunu, işbu sözleşmeden kaynaklı satış bedelinin ödemesinde sıkıntıya düşülmesi sebebi ile sözleşme kapsamında müvekkilin yetkilisi olduğu ….. Turizm İnşaat Tic.ve San.A.Ş.’ye devredilen Antalya İli …. İlçesi …. Mah. …. Ada/Parsel …. , …. Numaralı bağımsız bölümün davacıya iadesi konusunda anlaşıldığını ve 28.12.2018 tarihinde taşınmazın üzerinde ….. lehine ipotek varken davacıya devredildiğini, ancak taşınmaz üzerinde ipotek mevcut olması ve taşınmazda kiracı olması sebebiyle taşınmazın 2019 yılı kira bedelinin teminatı olarak davacının müvekkilinden teminat talep ettiğini ve işbu çekin keşide edilerek davacıya verildiğini, taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırıldığını ve taşınmazın davacı tarafından kiraya verildiğini, 2019 yılı kira bedelinin de davacı tarafından tahsil edildiğini, ancak davacının söz konusu çeki müvekkile iade etmediğini, çek nedeniyle borcunun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından HSK kararı ile Alanya ilçesinde Asliye Ticaret Mahkemesinin kurulup faaliyete geçilmesi sebebiyle dava dosyasının Alanya Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Alanya Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından, süresinde ibraz edilmeyen çeke dayanarak başlatılan icra takibine itirazın iptali talebi ile dava açıldığı, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’nin 04/05/2018 tarih, … E., … K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere kambiyo senedi niteliği taşımayan çekten kaynaklanmakta olan uyuşmazlığın, TTK’nın 4/1-a ve 5/1 maddeleri gereğince, mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerektiği gerekçeleri ile görevsizlik kararı verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, dava konusu çekin bu ticari alım satım ilişkisi nedeniyle verildiğini, ticaret mahkemesince verilen görevsizlik kararının hukuka aykırı olduğunu, istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1’inci maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak yasa ile belirlenebilir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir.
Anayasa’nın 37’nci maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” denilerek görev ve kesin yetki kurallarının gücü, tabii hakim ilkesi olarak ifade edilen evrensel bir ilkenin anayasa hükmü haline getirilmesi suretiyle ortaya konmuştur. Tabii hakim ilkesi gereği yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce, yürürlükte bulunan yasalar aracılığıyla görevi, yetkisi ve işleyişi belirlenmiş olan mahkemede görülmesi gereklidir.
Dava açmanın maddi hukuk ve yargılama hukuku bakımından birtakım sonuçları vardır. Dava açmanın yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından biri davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık sabit hale gelmesidir (perpetuatio fori). Bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişiklikler görevi ve yetkiyi etkilemez. Bu çerçevede ortaya çıkan ikinci önemli sonuç da mahkemenin davayı inceleme zorunluluğunun doğmasıdır. Nitekim yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hükmü yoksa mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerinde derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemeye gönderemezler; bunlara bakıp sonuçlandırmak zorundadırlar.
6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 4/1-a ve 7/2-f düzenlemelerine göre Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak, Kurul Genel Kurulunun görevleri arasındadır.
Ancak yargı çevresi bir mahkemenin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağıyla ilgili olup, bir görev kuralı niteliğinde değildir. Bu karar ancak bundan sonra o yerde görülecek davaların yargılamasını yapacak mahkemeyi belirlemek maksatlıdır.
Nitekim karar 07.07.2021 günü alınmış, ancak yürürlük tarihi 01.09.2021 olarak belirlenmiştir. Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı, sadece bu kararın yürürlük tarihinden sonra açılacak davaları ilgilendirir. Aksi fikrin kabulü halinde Kurul’un tabii hakim ilkesini çiğneyerek derdest davaları dilediği mahkemede inceletme yetkisinin bulunduğu yolunda, Anayasa’ya aykırı bir sonuca varılacaktır.
Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 07.07.2021 tarihli HSK kararına dayalı olarak dava dosyası ticaret mahkemesine gönderilmiştir.
Davanın açıldığı tarihte Alanya da müstakil ticaret mahkemesi bulunmamaktadır. Davacı dava dilekçesinde TTK 732.maddesi dayalı olarak dava açtığını belirttiği davacı taraf çekin ticari alım satım nedeniyle verildiğini iddia etmekte, davalı taraf ise çekin teminat çeki olduğunu savunmaktadır.
Taraflar arasındaki dava ticari mahiyette ise de, dava açıldığı tarihte Alanya müstakil ticaret mahkemesi bulunmadığından ve davaya bakmakla görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olduğundan Alanya Ticaret Mahkemesi kararı sonuç olarak doğrudur.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeninden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi. 24/03/2022

….