Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 14/03/2022
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ile davalı …’nın “… Şirketi” ni 2016 yılında kurduklarını, iki paydaşın da %50 hissesi bulunduğunu, yine aynı yıl şirketin “… A.Ş” ile franchising sözleşmesi imzaladığını ve … A.Ş’nin alt kiracısı olduğunu, Antalya BAM 11. Hukuk Dairesi … Esas, … Karar 23/03/2021 tarihli ilamı ile söz konusu … Şti.’nin … ve … tarafından birlikte yönetimine ve temsiline karar (müşterek müdürlük) verildiğini, karar tarihinden itibaren diğer yetkili müdür davalı …’nın hiçbir müdürlük yükümlülüklerini yerine getirmediğini, şirketin borçlarının ödenmesine ve diğer işlemlerin hiçbirisine onay vermediğini, kendisine şirket borçlarının ödenmesi için yapılan tebligatların hiçbirisine kendisine tebliğ edilmesine rağmen cevap vermediğini, sonuç olarak şirketin kötü yönetimine ve ortakların zararına neden olduğunu, an itibariyle dahi şirketin kasasında para olmasına rağmen diğer müdür davalı …’nın onayı olmadığı için borçların ödenemediğini, şirketin zarar etmekte olduğunu ve haciz tehlikesi ile karşı karşıya bulunduğunu, bu nedenlerle dava sonuçlanıncaya kadar davalı Müdür …’ın temsil ve yönetim yetkisinim tedbiren kaldırarak bir kayyıma devretmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı şirket müdürünün yetkilerinin kaldırılarak yönetim kayyımına devredilmesi için yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği anlaşılmakla ve uyuşmazlığın esasını çözer mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili ile davalı …’nın …Ltd.Şti.’yi 2016 yılında kurduklarını, iki paydaşın da %50 hissesi bulunduğunu, aynı yıl …A.Ş ile Franchising Sözleşmesi imzaladıkları … AVM adresinde … A.Ş’nin alt kiracısı olduklarını, Antalya BAM 11.HD.’nin 23/03/2021 tarih … E. – … K. Sayılı ilamı ile söz konusu şirketin müvekkili ve … tarafından birlikte yönetimine ve temsiline karar verildiğini, karar tarihinden itibaren diğer yetkili müdür …’nın hiçbir müdürlük yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalı şirketin borçlarının ödenmesine ve diğer işlemlerin hiçbirisine onay vermediğini, şirket borçlarının ödenmesi için yapılan tebligatların kendisine tebliğ edilmesine rağmen cevap vermediğini, sonuç olarak da şirketin yönetimine ve ortakları zararlarına neden olduğunu …’nın hiçbir çağrıya cevap vermediğini şirket ile ilgilenmediğini hatta şirkete dahi gelmediğini, şirketin Ağustos ayından itibaren borçlarını ödeyemediğini, personel maaşlarının ödenemediğini diğer şirketlere borçlarının ve kamu alacaklarının ödenmediğini, müvekkilinin müdür olduğu dönemde şirketin sürekli olarak kar ettiğini ve şirket borçlarının kapandığını, dava neticeleninceye kadar davalı müdür …’nın temsil ve yönetim yetkisinin tedbiren kaldırılarak bir kayyuma devredilmesini ve davalının yönetimden azli gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacının ortağı olduğu limited şirketin devamı için gerekli ödemeleri yapması için limited şirketi müdürünün onayı gerekmeyip davacının talep ettiği şekilde tedbiren şirkete kayyum atanmasını gerektirecek bir hususun dosya kapsamında bulunmadığı da gözetildiğinde ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı bulunmadığını davacının istinaf taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi. 14/03/2022
…