Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/415 E. 2022/539 K. 28.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 23/11/2021
DAVANIN KONUSU:Alacak
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 28/03/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, taraflar arasında ticari kredi sözleşmeleri tanzim edildiğini, … A.Ş.’nin taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerinin ihlal edildiğinden bahisle kredi hesaplarını kat ettiğini bildirir ihtarnameler keşide ettiğini, yaklaşık 6 ay gibi bir süre sonra da müvekkil firma ve yetkilisi … aleyhine Antalya (Kapatılan) 11.İcra Müdürlüğü … Esas, … ve … Esas numaralı dosyaları üzerinden icra takipleri başlatıldığını, ancak müvekkil firmaya kat ihtarnamelerinin gönderilmesinin ardından icra takibi başlatıldığı tarihe kadar kullanılan kredi taksitlerinin düzenli tahsil edilmeye devam edildiğini, hatta icra takibi başlatıldıktan sonra dahi anılan kredi borçları hiç kat edilmemiş gibi kredi taksitlerinin yatırılan tutarlar ile hesap üzerinden tahsil edilmeye devam edildiğini, davalının müvekkili firmadan kredi kapanışı, faiz, vergi, kur farkı vs. adı altında fazladan tahsilat yaptığını ileri sürerek bilirkişi incelemesi neticesinde tespit edilecek ve fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 25.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte müvekkil firmaya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, davacıya faiz indirimi yapılarak dosyanın kapatılmış olduğunu, ayrıca dava istirdat davası olup, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, her 3 dosya için de kendileri tarafından yapılan haricen tahsil bildirimlerinin ve dosyanın işlemden kaldırılmasına ilişkin taleplerin 19/11/2019 tarihinde yapıldığını, davacının 03/11/2020 tarihinde arabulucuya başvurduğunu, bu sürecin 23/11/2020 tarihinde anlaşamama tutanağı düzenlenerek sonlandığını, davacının 1 yıllık hak düşürücü sürenin bitmesine 16 gün kala 03/11/2020 tarihinde zorunlu arabuluculuk yoluna başvurarak süreyi durdurduğunu, kalan sürenin sürecin sonlandığı 23/11/2020 tarihinden itibaren işlemeye devam ettiğini, 09/12/2020 tarihinde sona erdiği, davacının ise davasını 18/12/2020 tarihinde açtığını, dolayısıyla davanın hak düşürücü süreden reddedilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, İlgili yasa hükmündeki “Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir” düzenlemesine göre eldeki davanın ödeme tarihinden itibaren bir senelik hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiği, somut olayda ödemenin 19/11/2019 tarihinde yapıldığı, 1 yıllık hak düşürücü sürenin bitmesine 16 gün kala davacının 03/11/2020 tarihinde zorunlu arabuluculuk yoluna başvurarak Arabuluculuk Kanunun 18-A maddesinin 15.fıkrası uyarınca süreyi durdurduğu, ilgili maddeye göre duran sürenin sürecin sonlandığı tarihten itibaren işlemeye devam edeceği, sürecin 23/11/2020 tarihinde anlaşamama tutanağı düzenlenerek sona erdiği, kalan 16 günlük sürenin bu tarihten itibaren işlemeye devam ettiği ve 09/12/2020 tarihinde sona erdiği, davacının ise davasını 18/12/2020 tarihinde açtığı, davanın bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçeleri ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesince 7226 sayılı bazı kanunlarda değişilik yapılmasına dair kanun gereğince sürelerin durdurulduğu hususunun gözden kaçıldığını, davanın istirdat davası olmadığını, alacak davası olduğunu, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, icra takibinde fazladan tahsilat yapıldığı iddiasına dayalı istirdat istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
25/03/2020 tarihli 7226 sayılı bazı kanunlarda değişilik yapılmasına dair kanun geçici 1. maddesi gereğince Covid-19 salgını nedeniyle dava açma, icra takibi başlatma, şikayet, itiraz, ibraz, zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ile tüm sürelerin 13/03/2020 tarihinden 30/04/2020 tarihine kadar durmasına karar verilmiş daha sonra 30/04/2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararnamesi gereğince durma süresinin 1 Mayıs 2020 tarihinden 15 Haziran 2020 tarihine kadar uzatıldığı belirtilmiştir.
İlk derece mahkemesince davanın ödeme tarihinden itibaren bir senelik hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiği, somut olayda ödemenin 19/11/2019 tarihinde yapıldığı, 1 yıllık hak düşürücü sürenin bitmesine 16 gün kala davacının 03/11/2020 tarihinde zorunlu arabuluculuk yoluna başvurarak Arabuluculuk Kanunun 18-A maddesinin 15.fıkrası uyarınca süreyi durdurduğu, ilgili maddeye göre duran sürenin sürecin sonlandığı tarihten itibaren işlemeye devam edeceği, sürecin 23/11/2020 tarihinde anlaşamama tutanağı düzenlenerek sona erdiği, kalan 16 günlük sürenin bu tarihten itibaren işlemeye devam ettiği ve 09/12/2020 tarihinde sona erdiği, davacının ise davasını 18/12/2020 tarihinde açtığı, davanın bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçeleri ile davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, hak düşürücü sürenin tespitinde 7226 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi ile 30 Nisan 2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile hak düşürücü süresinin 13/03/2020 tarihinden 15/06/2020 tarihine kadar durduğu gözden kaçırılarak hesaplama yapıldığı anlaşıldığından İlk derece mahkemesi kararı isabetli görülmemiştir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 23/11/2021 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİne GÖNDERİLMESİNE,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 80,70 TL maktu istinaf karar harcının davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a maddesince kesin olarak karar verildi.28/03/2022