Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/411 E. 2022/549 K. 28.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 28/12/2021
DAVANIN KONUSU: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 28/03/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Müvekkil şirket ….Tic. Ltd.Şti nin 10.03.2006 tarihinde Denizli Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne tescil ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilerek … Mahallesi …. (…. ) Bulvarı No:…. ….DENİZLİ adresinde kurulmuştur. Müvekkillerin ….’in şirketin ortağı olup, müvekkil şahsın şirketin tüm faaliyetlerini idare ettiğini, müvekkil şirketin, köklü bir aile şirketi olup, ticari ve iş ilişkilerini başarı ile sürdürüp yıllarca ülke ekonomisine katkı sağlamış bir şirket olduğunu, son dönemde, tüm sektörleri etkisi altına alan ekonomik durgunlukla birlikte piyasalarda yaşanan dalgalanmaların müvekkil şirketin durumunu aleyhi şekilde etkilediğini, müvekkil şirketin ve şirket ortağı şahısın olumlu tablosunun son dönemde bozulmuş ve önlem alınmaması halinde telafisi imkansız sonuçlar doğuracak bir hal aldığını, bu durumun; şirketin ve yetkililerinin yüksek faiz yüküne maruz kaldığını, finans ödeme dengesinin bozulmasından ve ekonomik dalgalanmalardan kaynaklanmakta olup söz konusu durumların şirketin iflas tablosu ile diğer müvekkillerin faaliyetlerini sürdüremez hale gelme tehlikesi ile karşı karşıya kalmasına neden olabileceğini, buna karşılık müvekkillerin elinde mevcut maddi duran varlığın sektörde bilinen ve sözü geçen bir şirket olması, halen devam eden işlerinin olmasının bu olumsuz durumun fazla sürmeyeceğini, teminatsız piyasa vadeli çek ve senetler ile açık piyasa borçları ve alınan avanslar ile ödenecek borçların konkordato tasdiki sonrası 3 yılda eşit taksitlerle ödenmesi, teminatlı banka kredilerinin konkordato tasdiki kararının kesinleşmesinden itibaren 12 ay sonra başlama üzere 4 yılda 6 ayda bir eşit taksitli olarak % 100 ünün ödenecek şekilde gerçekleştirmeyi planladığını, yapılması gerekenin sadece ödemelerinin yeniden yapılandırılmasının sağlanması için için hukuki koruma sağlanması olduğunu, bu nedenlerle; geçici mühlet kararı verilebilmesi için İİK.nun 286.maddesinde belirtilen tüm belgelerin dava dilekçesi ekinde ibraz edildiğini beyan ederek öncelikle müvekkilleri hakkında tensiple birlikte üç aylık süre ile geçici mühlet verilmesine, geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla geçici konkordato komiseri görevlendirilmesine, geçici mühlet kararı ile birlikte müvekkili şirketin mal varlıklarının korunmasına yönelik tedbir kararlarının alınmasına, gerekmesi halinde geçici mühletin iki ay uzatılmasına ve akabinde müvekkil şirkete alacaklıları ile konkordato yapabilmesi için bir yıl süre kesin mühlet verilmesine, kesin mühlet içinde ve komiser nezaretinde yapılacak alacaklılar toplantısı ve İİK hükümlerine göre işletilen yasal prosedürün tamamlanmasının ardından, İİK. 305. madde hükmü uyarınca konkordato projesinin tasdiki için belirtilen şartların yerine getirildiği tespit edildiği takdirde, İİK. 306. madde hükmü uyarınca konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
MAHKEMECE ; “davacı vekili tarafından İİK.nun 285 vd. maddeleri uyarınca Konkordato talebinde bulunulduğu, Mahkememizin tensip kararı ile davacılar hakkında 3 ay süre ile geçici mühlet kararı, ayrıca İİK.nun 285 vd.maddeleri gereğince ihtiyati tedbir kararları verildiği, akabinde davacılar hakkında 01/07/2020 tarihinden başlamak üzere 1 yıl süre ile kesin mühlet kararı verildiği, son olarak kesin mühletin 01/07/2021 tarihinden başlamak üzere 6 ay süre ile uzatılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Yargılama aşamasında görevlendirilen Komiser Heyeti tarafından 17 adet dönem raporu sunulmuştur.
Davacı vekili 22/12/2021 havale tarihli dilekçe ibraz ederek; müvekkilleri hakkında konkordato taleplerinden feragat ettiklerini, feragat nedeni ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragate yetkili olduğu anlaşılmıştır. Feragat talebi nedeniyle komiser heyetinden rapor alınmış, komiserler …. , …. ve Konkordato konusunda uzman bilirkişi … 27/12/2021 tarihli raporda özetle; Komiser Heyeti olarak davacıların borca batıklık durumunun tespiti yönünden yapılan değerlendirmeler neticesinde; ….Ticaret Limited Şirketi’nin;- 31.10.2021 tarihli Kaydi değer bilançosuna göre -1.231.962,42 TL özvarlığı olduğunu
– 31.10.2021 tarihli Rayiç değer bilançosuna göre ise 3.646.983,61 TL özvarlığı olduğunu
…Ticaret Limited Şirketi’nin 31.10.2021 tarihli Rayiç değer bilançosuna göre borca batık olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmişlerdir.Davadan feragat, davaya son veren taraf işlemlerinden olup, davacının ya da vekilinin mahkemeye hitaben yaptığı tek taraflı bir irade beyanı ile olur ve tamamlanır. Feragatin geçerliliği için mahkeme veya davalı tarafından kabul edilmesine gerek yoktur. 6100 sayılı HMK 307. maddesi ve devamı uyarınca feragat karşı tarafın kabulüne gerek olmaksızın kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğurur. Komiser heyeti tarafından sunulan raporda davacı şirketin 30/11/2020 tarihli itibariyle borca batık olmadığı anlaşılmış olup, davacı davadan tamamen feragat etmekle, dava konusu uyuşmazlığın son bulduğu kabul edilerek, davanın reddine “ şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
MÜDAHİL …. LTD. ŞTİ. VEKİLİ İSTİNAF DİLEKÇESİNDE ÖZETLE ; İlk derece mahkemesi tarafından konkordato talep eden şirketin güncel rayiç değerleri üzerinden borca batık olup olmadığı net olarak tespit edilmeksizin feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiğinin 27/12/2021 tarihli konkordato komiser heyeti görüş raporunda belirtilen rayiç değer bilançosu esas alınmak suretiyle davacı şirketin borca batık olmadığı kabul edilmiş ise de 31/10/2021 tarihli bilançonun şirketin güncel rayiç bilançosunu yansıtmadığını, 04/05/2020 tarihli bilirkişi raporundaki 1 yıl 7 ay önceki rayiç değerler esas alındığını, güncel bilirkişi raporuna dayanmayan rayiç değer bilançosuna istinaden şirketin borca batık olup olmadığı sonucuna ulaşılamayacağını, 31/10/2021 tarihli bilançoda haklar adı altında belirtilen değerlerin neye ilişkin olduğunun dosyada alınan hiçbir bilirkişi raporunda açıklanmadığı, 31/10/2021 tarihli bilançodan sonra ülkemizde kurlarda büyük değişiklikler meydana geldiği göz önüne alındığında şirketin borçlarının da güncel değerlerini yansıtmadığının ortada olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, konkordato istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İİK 293/2.maddesi : “ Kesin mühlet talebinin değerlendirilmesi sonucunda, hakkında iflâs kararı verilmeyen borçlunun konkordato talebinin reddine karar verilirse, borçlu veya varsa konkordato talep eden alacaklı bu kararın tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesinin kararı kesindir. Bölge adliye mahkemesi tarafından ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak mühlet kararı verildiği hâllerde dosya, komiserin görevlendirilmesi de dahil olmak üzere müteakip işlemlerin yürütülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilir.” Şeklinde düzenlenmiştir.
Somut dosya kapsamında ; davacıların konkordato talebi üzerine kesin mühlet kararından sonra davadan feragat etmeleri sebebiyle borca batıklığın mevcut olmadığı da gözetilerek konkordato talebinin reddine karar verildiği anlaşılmakla, bu karara karşı açık yasal düzenleme gereğince istinaf yoluna başvurabilecekler borçlu veya varsa konkordato talep eden alacaklı olduğu, müdahillerin bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuru haklarının bulunmadığı anlaşılmakla istinaf eden müdahil vekilinin istinaf talebinin usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Sonuç olarak; Müdahil … Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 352/1-ç. maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Müdahil …. Ltd. Şti. vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun HMK 352/1-ç maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Müdahil … Ltd. Şti. Vekili istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın Dairemiz tarafından taraflara tebliğine,
Dair, tarafların yokluğunda oybirliğiyle verilen 6100 Sayılı HMK’nın 362 ve İİK’nın 292/son maddesi atfıyla İİK’nın 164. maddesince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren 10 GÜNLÜK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/03/2022