Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/38 E. 2022/708 K. 18.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 11/01/2021
DAVANIN KONUSU: Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 18/04/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkiline ait … plakalı aracın 4/08/2018 tarihli kaza sebebiyle araçta oluşan bakiye değer kaybı ve araç mahrumiyet bedeli tahsili amacıyla Denizli 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyasının açılıp sonuçlandığını, müvekkilinin aracının davalı … Sigorta A.Ş tarafından … nolu Genişletilmiş Kasko Poliçesi ile teminat altına alındığını, dava açılmadan önce sigorta şirketine bedelin ödenmesi için 11/06/2020 tarihinde başvuruda bulunulduğunu, başvuru dilekçesinin 18/06/2020 tarihinde sigorta şirketine tebliğ edildiğini, davadan önce yasa gereği arabulucuya başvurulduğunu anlaşma sağlanamadığını, istikrar kazanmış Yargıtay ilamları doğrultusunda ödenmesi gereken hukuksal koruma teminat bedelinin tahsili için dava açıldığını, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla müvekkili tarafından taraflarına ödenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalı sigorta şirketinden hukuksal koruma klozu kapsamında temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile beraber tahsili ile her türlü yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu talebin sigorta poliçesi kapsamı dışında olduğunu, poliçede ”Motorlu araca bağlı hukuksal koruma ve sürücü hukuksal koruma; sigorta ettirenin sadece aleyhine açılan dava ve takipler için belirtilen teminat türleri ve yazılı limitler dahilinde teminata dahildir.” denildiğini, poliçe özel şartında yazılanın aksine davacının kendisi lehine açmış olduğu bir dava için ödemek zorunda olduğu vekalet ücretine ilişkin bedelin poliçe teminat kapsamı içinde olduğundan söz edilemeyeceğini, davacının dava konusu talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğundan talebin reddine karar verilmesi gerektiğini, temerrüt tarihinin belirtilmediğini, davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “… davacı ve davalı arasında genişletilmiş kasko sigorta sözleşmesi olduğu, davacının bu sözleşmeye istinaden davalıdan talepte bulunduğu, davacının tacir sıfatı olmayan gerçek kişi olup sigortalı aracın hususi araç olduğu, 6502 Sayılı Kanunun 3. maddesi gereğince sigorta sözleşmelerinin tüketici işlemi olarak belirtildiği, davanın 6502 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığı nazara alınarak taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğu, bu haliyle uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığı anlaşılmakla, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınacağından dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkememizin görevsizliğine ve görevli mahkemenin Denizli Tüketici Mahkemesi olduğu sonuç ve kanaatine varılarak görevsizlik kararı…”şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dava değerinin 2.180,00 TL olarak belirtildiğini, uyuşmazlık konusunun Tüketiciye yönelik işlemlerden kabulü ile İlk Derece Mahkemesince görevsizlik kararı verilmiş ise de, görevli mahkeme olarak Tüketici Mahkemesinin belirtilmesinin hatalı olduğunu, parasal sınır olarak dava değerinin Tüketici Hakem Heyetinin görev alanına girdiğini, usul ekonomisi gereği görevli kanun yolunun Tüketici hakem Heyeti olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, davacının ödediği vekalet ücretinin sigorta poliçesi kapsamında davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, mahkemenin görevsizliği sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalı sigorta şirketi, davacının … plakalı aracını genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalamış olup, dosya arasına alınan trafik kaydına göre, … Plakalı aracın Volkswagen marka kamyonet olup, kullanım amacının hususi olduğu anlaşılmıştır.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun’un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nin 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalara tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin 2.fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı düzenlenmiştir.
Aracın hususi kayıtlı olup, mesleki ve ticari amaçla kullanılmadığının anlaşılması halinde görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu anlaşılmakla İlk Derece Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacı vekili her ne kadar Tüketici Hakem Heyetine usul ekonomisi gereği görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini istinaf nedeni olarak ileri sürmüş ise de, bu hususun görevli Tüketici mahkemesince değerlendirilebileceğinden davacı vekilinin istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince davalılar tarafından peşin yatırılan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.18/04/2022