Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/368 E. 2022/546 K. 28.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 10/01/2022
DAVANIN KONUSU: Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 28/03/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; müvekkili şirketin 2004 yılından bu yana faaliyetine devam ettiğini, müvekkil şirket tarafından keşide edilen T.Garanti Bankası … Şubesi’ ne ait … -… -… -… nolu çekler, QNB Finansbank A.Ş. … Şubesi’ ne ait … -… nolu çekler, Kuveyt Türk Katılım Bankası … Şubesi’ ne ait … -… -… -… -… -… -… -… -… -… -… -… ve … nolu çeklerin kime verildiğini veya çeklerin kaybolup kaybolmadığı hususunda net bilgilerinin olmadığını, bahse konu çekleri 2008-2009 yıllarında bankalardan alındığını, uzun zamandır çek kullanımı yapılmadığından bahse konu çeklerin kaybolma ihtimalinin yüksek olduğunu beyanla davaya konu çeklerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
MAHKEMECE, “6102 s. TTK 818/1-s maddesi atfı ile aynı yasanın 759. maddesinde, ” Poliçeyi eline geçiren kişi bilinmiyorsa, poliçenin iptaline karar verilmesi istenebilir. İptal isteminde bulunan kişi, poliçe elinde iken zıyaa uğradığını inandırıcı bir şekilde gösteren delilleri mahkemeye sağlamak ve senedin bir suretini ibraz etmek veya senedin esas içeriği hakkında bilgi vermekle yükümlüdür.” Yine 651/2. Maddesi uyarınca “Kıymetli evrakın zayi olduğu veya zıyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi, senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir.” Talep eden kıymetli evrakın üçüncü kişilerin eline geçmesi ihtimaline binaen iptali ve ihtiyati tedbir talep etmiş ise de, dilekçe içeriğinden keşideci konumunda olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda anılan maddelere göre kıymetli evrakın iptalini ancak evrak üzerinde hak sahibi olan lehtar veya yetkili hamilin isteyebileceği, keşidecinin ise senet hamilinin ortaya çıkmasından sonra ancak menfi tespit veya istirdat davası açabileceği anlaşılmakla keşideci olan davacının kıymetli evrakın iptali davasını açma (aktif husumet) ehliyeti bulunmadığı anlaşıldığından, kaybolan çeklere ilişkin davanın usulden reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DAVACI VEKİLİ İSTİNAF DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Müvekkili şirketin uzun zamandır bankalardan kredi çekmeden faaliyetini sürdürürken kredi için başvuruda bulunduğunda dava konusu çeklerin bankalara ibraz edilmemiş olduğunun bildirilmesi üzerine anılan çeklerin kaybolma ihtimalinin yüksek olması sebebiyle eldeki davanın açıldığını, dava konusu çeklerin 2008-2009 yıllarında müvekkili şirket tarafından keşide edilen çekler olduğunu, çeklerin kime verildiği veya kaybolup kaybolmadığı hususunda net bir bilgi bulunmadığını, ilgili bankalara müzekkere yazılması talepleri değerlendirilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, zayi nedeniyle çek iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 818/1-s maddesi yollamısyla 757. maddesinde düzenlenen zayi nedeniyle çek iptali davası açma hakkının lehdara ve yetkili hamile tanınması nedeniyle, keşidecinin zayi nedeniyle iptal davası açma hakkı bulunmadığı görülmektedir.
Yerleşik Yargıtay uygulaması gereğince; keşidecilerin çek iptali davası açmaları mümkün olmayıp, bu türden davaların aktif dava ehliyeti yokluğundan reddi gerekmekte olup ilk derece mahkemesince aynı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı davacı vekilinin istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine iadesine,
5-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi. 28/03/2022