Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/363 E. 2022/547 K. 28.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 29/12/2021
DAVANIN KONUSU: İflas (Adi Takipten Doğan İflas (İİK 156))
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 28/03/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin, davalı aleyhine işçilik haklarından doğan alacağının tahsili için 11.08.2021 tarihinde Denizli 5. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile İflas Yolu İle Adi Takip başlattığını, davalıya iflas yolu ile adi takipte ödeme emrinin Örnek No:11 düzenlenerek gönderildiğini, ödeme emrinin davalıya 04.09.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, ödeme emrinin tebliğine rağmen davalı tarafından 7 günlük süre içerisinde herhangi bir itiraz yada ödeme yapılmadığını ve takibin kesinleştiğini, İİK 155 ve 156. maddeleri ile adi takipte iflas yolunun düzenlendiğini, icra takibi ile davalıya usulüne uygun ödeme emrinin gönderildiğini ancak davalı tarafından itiraz ve ödemede bulunulmadığını, davalıdan alacaklarını almak üzere iflas yolu ile adi takip yapılmasına rağmen davalının borcunu ödemediğini ve itiraz etmemiş olduğundan İİK 156. Madde gereğince davalının iflasın karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça işçilik haklarından doğan alacaklarının tahsili için Denizli 5. İcra Müdürlüğü’nün … esas dosyasındaki alacakları yönüyle iflas yolu ile takip yapıldığını ve iş bu dosya alacaklarının kesinleşmesi ve dosya alacaklarının ödenmediğinden örnek 11 ödeme emrinin 04.09.2021 tarihinde tebliğ edildiğini ve 7 günlük süre içinde kesinleştiği ve dosya borcunun da ödenmediğinin belirtildiğini ve bu davanın açıldığını, takibe konu örnek 11 ödeme emri ile ilgili 04.09.2021 tarihinde muhtıra tebliğ edildiğini, takip konusu alacağı müvekkili şirketin ödeme gücünün bulunmadığını, müvekkili şirketin borcunu ödeme kabiliyeti olmadığından, mahkemece borcun depo edilmesi kararı verilse dahi, müvekkile şirketin borcu ödeme veya depo etme kudretinin bulunmadığını, iflas konusunda takdirin mahkemeye ait olduğunu belirtmiştir.
Mahkemece, ” davacı tarafından davalı şirket hakkında işçi alacaklarından kaynaklı iflas yoluyla adi takibin Denizli 5.İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasıyla başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu şirkete tebliğ edilmesine rağmen borcun ödenmediği, itiraz edilmediği, bu nedenle takibin kesinleştiği,İİK’nın 156/4 maddesi uyarınca davanın ödeme emrinin davalıya tebliğ tarihinden itibaren bir yıllık süre içinde açıldığı, takip dosyası itiraz edilmeksizin kesinleştiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmadığı, icra müdürlüğünden kapak hesabına göre davalının davacıya 267.719,26 TL borcu olduğu, davalı vekiline belirlenen alacağı 7 günlük kesin sürede mahkemeye depo etmesi yada davacıya ödemesi aksi durumda iflasa karar verileceği ihtarını içerir tebligat çıkartıldığı, süresi içerisinde davalının depo kararının gereğini yerine getirmediği, davalının hakkında yapılan iflas yoluyla takip nedeni ile kesinleşen borcu kendisine verilen kesin süre içerisinde ödemediği anlaşılmakla davanın kabulü ile davalı … Şirketi’nin iflasına” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, Müdahile talep eden alacaklılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
MÜDAHİLE TALEP EDEN ALACAKLILAR VEKİLİ İSTİNAF DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Eldeki davadan yaklaşık 10 ay önce açılmış aynı mahkemenin … Esasında derdest aynı borçlu tacir için iflas davası olmasına böyle bir davada davalının hemen hemen bütün alacaklılarının davaya müdahale talepleri kabul edilmiş olmasına rağmen davalının aleyhine açılan tasarrufun iptali davalarını ıskat etmek için iflas kararı almaya çalıştığı belirtilip buna dair kabulle sonuçlanan mahkeme kararları sunulmuş olmasına rağmen ilk derece mahkemesinin gizli saklı alelacele işlemleri ve süreci usulsüz yürütmesi sebebiyle bu davadan haberdar olunamadığını bu sebeple davaya müdahale imkanlarının kasıtlı ve/veya ihmali işlemler sebebiyle engellendiğini, öncelikle iflas davalarının kesin yetki kuralı gereği borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılacağını, bundaki amacın aynı borçlu için açılan iflas davalarının birleştirilerek görülmesi olduğunu, aynı mahkemede açılmış iflas davası var ve ezici çoğunluktaki alacakları tacirin hileli iflas kararı almaya çalıştığını belirtiyor ise aynı mahkemede sonradan açılan bir iflas davasında İİK 166.maddedeki ilan usulü ile yetinilemeyeceğini bilinen alacaklıların haber etmenin en kısa ve doğru yolunun tebligat ile haberdar etmek olduğunu, hakimin davayı aydınlatma ödevi ilkesine davaların birleştirilmesi ve bekletici mesele düzenlemesine aykırı davranılmasının da dahil olduğunu, müdahale haklarını ihlal ettiğini, davacının davalı borçlu şirketin her usulsüz işleminde paravan olarak kullandığı bir kişi olup başlattığı iflas takibinin de hileli iflasa hizmet ettiğini, davacının ticari merkezinin hiçbir zaman Denizli ili olmadığını, bu nedenle mahkemenin yetkisiz olduğunu, davacının iflas talebinin TMK 2.maddesinde tanımlanan dürüstlük kuralıyla bağdaşmadığını davalı şirkete karşı açmış oldukları Bakırköy 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. Sayılı tasarrufun iptali davasında şirketin yaklaşık 40 yıldan beri malik olduğu ve faaliyet gösterdiği, … ilçesinde bulunan taşınmazın muvazaalı işlemlerle davacının bizzati kendi işlemiyle alacaklılardan kaçırdığının mahkeme kararıyla sabit olduğunu, davacının bu hileli işlemlere girişmemesi ve taşınmazı devretmemesi halinde sözde alacağı da dahil olmak üzere bütün alacaklıların alacaklarını rahatlıkla alabileceklerini, davacının iflas talebinin hakkını kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu bu nedenle davanın reddedilip iflas kararının kaldırılması gerektiğini mahkemenin hileli iflas suçunun aracısı olamayacağını, müdahale taleplerine esas alacaklı olduklarını birçok dosya bulunduğunu bu icra dosyalarındaki alacaklıların da davalı tacirin işçileri olup henüz hiçbir alacaklarına kavuşamadıklarını, ilk derece mahkemesinin 03/01/2022 tarihli müdahale taleplerinin reddi ile davalının iflasına dair nihai kararın kaldırılmasını gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür .
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
İstinafa konu edilen karar İlk Derece Mahkemesinin 03/01/2022 tarihli, istinaf talep edenlerin müdahale taleplerinin reddine ilişkin ek karardır.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı …. tarafından …A.Ş hakkında iflas yoluyla takibin kesinleşmesi üzerine açılan iflas davasında ilk derece mahkemesince iflas talebinin 13/10/2021 tarihli gazetede ilan edildiği 29/12/2021 tarihli duruşmada saat 10:04 itibariyle borçlu şirketin iflasına karar verildiği, istinaf talebinde bulunan müdahale talep edenler vekilinin aynı gün duruşmadan sonra saat 18:48’de müdahale talep dilekçesini gönderdiği, ilk derece mahkemesince 03/01/2022 tarihinde ara karar başlıklı müdahale talebinin yasal süresi içerisinde yapılmadığı gerekçesiyle reddine dair ek karar oluşturulduğu anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince asıl dava için verilen hükümden sonra dosyadan el çekilmesi sebebiyle müdahale talebi üzerine istinaf kanun yolu açılarak ara karar başlıklı ek karar verilmesi hatalı ise de karar içeriğinde belirtildiği üzere İİK 158/2. maddesi gereğince iflas talebinin 13/10/2021 tarihli karar gazetesinde ilan edildiği, müdahale talebinde bulunanların bu ilandan itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde müdahale ve itirazlarını içerir dilekçe sunmadıkları anlaşılmakla istinaf talebinde bulunan müdahale talep edenler vekilinin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı görülmüştür.
Öte yandan ilk derece mahkemesince daha önce aynı davalı şirkete karşı açılmış bir iflas davası bulunmasına rağmen bu dava değerlendirilmeden davaya devam edilmesi hatalı olmuş ise de istinafa tabi karar 03/01/2022 tarihli ek karar olduğu anlaşılmakla müdahale talep edenler vekilinin asıl davaya yönelik istinaf talepleri değerlendirilememiştir.
Sonuç olarak; Müdahile talep eden alacaklılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Müdahile talep eden alacaklılar vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Müdahile talep eden alacaklıların istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgililere iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın Dairemiz tarafından taraflara tebliğine,
Dair, tarafların yokluğunda oybirliğiyle verilen 6100 Sayılı HMK’nın 362 ve İİK’nın 292/son maddesi atfıyla İİK’nın 164. maddesince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren 10 GÜNLÜK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/03/2022