Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/310 E. 2022/793 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 13/03/2018
DAVANIN KONUSU : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 10/05/2022
İlk Derece Mahkemesinin dava dosyası istinaf yasa yolu incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla, istinaf incelemesi HMK’nın 356. vd. maddelerince duruşmalı olarak yapılan açık yargılama sonucunda dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalı şirketin 136 ortaktan oluşan bir anonim şirket olmakla, bir ticari işletmesi bulunmayıp, ticari varlığını başkaca tüzel kişilere olan iştirakleri ile devam ettirmekte olduğunu, müvekkillerinin de davalı … çeşitli paylarda ortak olduklarını, davalının ortaklarını 05/11/2013 tarihinde yapılmak üzere “Önemli Miktarda Şirket Varlığının Toptan Satışı” gündemi ile genel kurula çağırdığını, davalının toplam 245.000 paya bölünmüş bir şirket olduğunu, 05/11/2013 tarihli genel kurulun toplam 151.895 adet pay ile toplandığını, önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı kararlarının alınabilmesi için asgari nisapların TTK’nın 538/2 maddesinde düzenlendiğini, buna göre genel kurul açısından toplantı ve karar nisabı oluşmadığı için ortada geçerli bir genel kurul iradesi oluştuğundan da söz etmenin mümkün olmadığını, irade olmadan da hukuki işlemin varlığından bahsetmenin olanaklı olmadığını, yani ortada hukuken hiç var olmamış ve doğmamış bir kararın mevcut olduğunu ileri sürerek, davalı şirketin 05/11/2013 tarihli genel kurulunda 3.gündem maddesi ile alınan önemli miktarda şirket varlığının toptan satışına ilişkin kararın, yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, daha önce Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davasının açıldığını ve yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verildiğini, kararın da henüz kesinleşmediğini, dolayısıyla ortada derdestlik bulunduğunu, TTK’nın 340. maddesine göre Anonim Şirketler Hukuku, gerekse 579. maddesine göre de Limited Şirketler Hukukunun emredici hükümler ilkesine sahip olduğunu, olayda davalının sona erip tasfiyeye girmesinin söz konusu olmadığını, önemli miktarda şirket varlığının toptan satışının klasik bir genel kurul kararı olduğu için bu genel kurul kararına TTK’nın 418. maddesinin uygulanması gerektiğini, ayrıca önemli miktarda şirket varlığının toptan satışının işletmenin tümünün aktif ve pasifi ile satışı işlemi olduğunu, dava konusu olayda ise davalının bir şirketteki bir kısım iştiraklerinin kısmen birkaç kişiye satışı işlemi olduğunu, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından 28/11/2012 tarihinde kabul edilip aynı gün ve 28481 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin 22/12. maddesi uyarınca genel kurul toplantısında önemli miktarda şirket aktiflerinin toptan satışı kararının şirket sermayesinin en az %75’ini oluşturan pay sahiplerinin olumlu oyları ile alınacağı yönündeki düzenlemenin TTK’nın 340. maddesinde düzenlenen emredici hükümler ilkesine açıkça aykırı olduğunu, mahkemenin kanun hükümlerine aykırı yönetmelik hükümleriyle bağlı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı anonim şirketi esas sözleşmesinin 30. maddesinde sermayenin en az 1/4’ünü karşılayan pay sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığı halinde genel kurulun toplanacağı ve kararlarının da toplantıda hazır bulunan oyların çoğunun ile verileceğinin düzenlendiği, bu düzenlemenin TTK’nın 418. Maddesindeki düzenlemeyle aynı olduğu, TTK’nın 538. maddesindeki düzenlemenin tasfiye halindeki anonim şirketlere ilişkin düzenleme olduğu, davalı anonim şirketin tasfiye halinde olmadığı, bu nedenle TTK’nın 538. ve 420. maddeleri olayda uygulanma imkanının bulunmadığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı temsilcileri hakkındaki yönetmeliğin 22. maddesinin esas sözleşmenin 30. maddesine aykırı olduğu, alınan kararın TTK’nın 438. maddesinde belirtilen toplantı ve karar nisabına uygun olarak alındığı gerekçeleriyle oy çokluğu ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin yasayı yanlış yorumladığını, kanun koyucunun önemli miktarda şirket varlığının toptan satışına ilişkin yeter sayıları ayrıca düzenlendiğini, hali hazırda temel gayesi tüm varlıkların toptan veya parça parça satışı olan tasfiye halindeki şirketler için ağırlaştırılmış bir nisap öngörülmesine rağmen esas gayesi malvarlığında yer alan tüm varlıkları muhafaza, hatta üzerine daha fazlasını eklemek olan anonim şirketlerin önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı için daha hafif bir nisabın uygulanması gerektiği yorumunun hatalı olduğunu, tasfiye halindeki şirketler için önemli miktarda varlığın satışının olağan olduğunu ve ağırlaştırılmış nisaba tabi tutulduğunu, tasfiyeye girmemiş şirketlerde ise önemli miktarda varlığın satışının olağan dışı olduğunu, sıradan duruma uygulanan ağırlaştırılmış nisabın olağan dışı duruma haydi haydi uygulanması gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
Dava, anonim şirketi genel kurul toplantı tutanağının iptali istemine ilişkindir.
Dairemizin … E- … K sayılı ilamı ile, Şirketin önemli ölçüde mal varlığının toptan satışı fiili bir tasfiye niteliğinde olduğundan,ayrıca şirketin tasfiye halinde olması gerekmeksizin TTK’nın 538/2. Maddesi yollamasıyla TTK’nın 421/3. ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkındaki Yönetmeliğin 22. maddesinin 12. fıkrasına göre, önemli miktarda şirket aktiflerinin toptan satışı kararlarının şirket sermayesinin en az %75’ini oluşturan pay sahipleri tarafından alınması gerekmektedir. Davalı şirket sermayesinin 245.000 pay olduğu, %75 oranın 183.000 paya tekabül ettiği, toplantıda 151.847 pay sahibinin olumlu oy kullandığı,yukarıda belirtilen maddelerde belirtilen toplantı ve karar alma nisabının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.Alınan kararların batıl olup iptali gerektiği sonucuna varılmıştır.(Yargıtay 11. H.D.21/01/2019 tarih … E…. K sayılı ilamı) gerekçeleriyle davacılar vekilinin istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacılar vekili ve davalı vekilinin temyiz talebi üzerine dairemiz kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesi … E- … K 08/12/2021 tarih sayılı ilamı ile “Dava, anonim şirketin önemli miktarda varlığının satışına dair alınan genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Davalı anonim şirket genel kurulu “önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı” gündem maddesi ile 05.11.2013 tarihinde toplanmış ve toplantıya katılanların çoğunluğu ile karar almıştır. Davacı ortaklar, alınan kararda TTK 538/2. ve 421/3-4 maddelerinde yer alan nisaplara uyulmadığını iddia ederken, davalı şirket karar için ağırlaştırılmış nisap gerekmediğini ve TTK 418. maddesinde öngörülen nisaplara uygun şekilde karar alındığını savunmaktadır. TTK’nın Toplantı ve Karar Nisabı başlıklı 418. maddesine bakıldığında “(1) Genel kurullar, bu Kanunda veya esas sözleşmede, aksine daha ağır nisap öngörülmüş bulunan hâller hariç, sermayenin en az dörtte birini karşılayan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığıyla toplanır. Bu nisabın toplantı süresince korunması şarttır. İlk toplantıda anılan nisaba ulaşılamadığı takdirde, ikinci toplantının yapılabilmesi için nisap aranmaz. (2) Kararlar toplantıda hazır bulunan oyların çoğunluğu ile verilir.” şeklinde düzenlenmeye yer verildiği; “Tasfiye” üst başlığı altında yer alan ve Aktifleri Satma Yetkisi başlıklı 538. maddesinin ise “(1) Genel kurul aksini kararlaştırmamışsa, tasfiye memurları şirketin aktiflerini pazarlık yoluyla da satabilirler. (2) Önemli miktarda aktiflerin toptan satılabilmesi için genel kurulun kararı gereklidir. Bu karar hakkında 421 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkraları uygulanır.” hükmünü içerdiği; 421. maddeye yapılan atıf nedeniyle konuya ilişkin 421/3. maddesi incelendiğinde ise, şirketin işletme konusunun tamamen değiştirilmesi, imtiyazlı pay oluşturulması, nama yazılı payların devrinin sınırlandırılması hususlarında esas sözleşme değişikliğinde, sermayenin en az yüzde yetmişbeşini oluşturan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin olumlu oylarıyla karar alınacağına yer verildiği görülmüştür. Yine konuya ilişkin Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin Toplantı ve Karar Nisapları başlıklı 22. maddesinin 12. fıkrasında da ( TTK 421/3. maddesine benzer şekilde) “Genel kurul toplantısında, önemli miktarda şirket aktiflerinin toptan satışı kararı, şirket sermayesinin en az yüzde yetmişbeşini oluşturan pay sahiplerinin olumlu oylarıyla alınır. İlk toplantıda bu nisabın bulunmaması halinde, yapılacak ikinci toplantıda da aynı nisaplar aranır.” hükmüne yer verilmiştir. Şirket esas sözleşmesinin 30. maddesinde ise sermayenin en az 1/4’ünü karşılayan pay sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığı halinde genel kurulun toplanacağı ve kararların da hazır bulunan oyların çoğunluğu ile verileceği düzenlenmiş olup, TTK’nın 418. maddesi ile paralellik göstermektedir. 6102 sayılı TTK’nın 408/2-f. maddesinde önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı genel kurulun devredilemez yetkileri arasında sayılmıştır. Önemli miktarda varlığın ne anlama geldiği konusunda Kanunda bir açıklama olmamakla birlikte somut davada, genel kurul gündem maddesinde açıkça “önemli miktarda şirket varlığı”ndan söz edilmiştir. TTK’nın 418. maddesi gereği kanunda ya da esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir düzenleme bulunmadığı sürece genel kurul kararlarının olağan çoğunlukla alınması kural olup önemli miktarda mal varlığı satışı için de gerek kanunda gerekse somut davadaki davalı şirketin ana sözleşmesinde kuralın aksine ağırlaştırıcı bir düzenleme bulunmamaktadır. Her ne kadar doktrinde önemli miktarda mal varlığının satışına dair genel kurul kararının da TTK’nın 538/2 maddesinin atfıyla 421/3-4’te gösterilen nitelikli çoğunlukla alınmasının gerekli olduğu ve tasfiye halinde olmayan ortaklıklar için bu hususa yer verilmemesinin unutulma eseri olduğu ileri sürülmekte ise de kanun koyucunun nitelikli çoğunluk istemiş olması halinde bunu açıkça öngörmesi gerektiği gibi savunulduğu gibi unutma halinin varlığında da bir yasa değişikliği ile murat hasıl olabileceğinden bu hususun unutulma eseri olduğu kabul edilemediği gibi kanunda yeter sayılar yönünden ayrıca ve açıkça düzenlenmemiş tüm genel kurul kararları TTK’nın 418. maddesindeki nisaplara tabi olduğundan bu yönde kanun boşluğu bulunduğu da kabul edilemez. Her ne kadar Yönetmelik’te faal/tasfiye halinde şirket ayrımı yapılmaksızın önemli miktarda şirket aktiflerinin toptan satış kararının nitelikli çoğunlukla alınacağına dair nisap öngörülmüş ise de bu nisap tasfiye halindeki şirketler için TTK’nın 538/2 maddesinin atfıyla 421/3-4 maddesinde gösterilen nisaptır ve bu nisabın faal şirketler için uygulanması normlar hiyerarşisine de aykırıdır. Somut davada, davalı holdingdir. TTK’nın 519/4 fıkrasına göre amacı başka işletmelere katılmaktan ibaret olup davalının amacı da dava dilekçesinde bu şekilde açıklanmıştır. Genel kurulda paydaş olduğu … A.Ş’deki paylarının satılabilmesi için 151.847 olumlu, 48 çekimser oy ile karar alınmıştır. Kararda muhalefet şerhi de bulunmamaktadır. Davacılar kararda toplantı ve karar nisabının bulunmadığını ve bu nedenle alınan kararın yok hükmünde olduğunun tespitini talep etmişler ise de yukarıda açıklandığı üzere TTK’nın 418. maddesinde gösterilen toplantı ve karar nisaplarının mevcut olduğu ve iptal talebinin de bulunmadığı anlaşılmakla Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı yararına bozulmasına” karar verilmiştir.
Bozmadan sonra yapılan yargılamada bozma kararına uyulmasına karar verilmiştir.
Dosya kapsamının incelenmesinden; davalının holding olduğu, TTK’nın 519/4 fıkrasına göre amacı başka işletmelere katılmaktan ibaret olup davalının amacının da dava dilekçesinde bu şekilde açıklandığı, genel kurulda paydaş olduğu … A.Ş’deki paylarının satılabilmesi için 151.847 olumlu, 48 çekimser oy ile karar alındığı, kararda muhalefet şerhi de bulunmadığı, davacılar kararda toplantı ve karar nisabının bulunmadığını ve bu nedenle alınan kararın yok hükmünde olduğunun tespitini talep etmişler ise de Yargıtay bozma ilamında açıklandığı üzere TTK’nın 418. maddesinde gösterilen toplantı ve karar nisaplarının mevcut olduğu ve iptal talebinin de bulunmadığı anlaşıldığından ve önceki kararımız bozma kararı ile ortadan kalktığından davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesine açılan davanın yerinde görülmediğinden REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 51,50 TL harcın davacılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile Hazine adına gelir KAYDINA,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip taraflara İADESİNE,
6-İstinaf incelemesi yönünden;
7-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacılardan alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL istinaf karar harcının davacılardan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
8-Davacıların istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
9-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
10-Dairemiz kararının Yargıtayca bozulması üzerine 6100 Sayılı HMK’nın 373/4. maddesi gereği duruşma açıldığından davacılar ve davalı lehine vekalet ücreti verilmesine YER OLMADIĞINA,
11-Temyiz başvurusunda bulunan davacılar tarafından yapılan 218,50 TL temyiz yoluna başvurma harcı, 35,00 TL tebligat masrafı, 44,40 TL temyiz karar harcı masrafı olmak üzere toplam 297,90 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
12-Temyiz başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan 218,50 TL temyiz yoluna başvurma harcı, 62,30 TL Yargıtaya dosya gidiş-dönüş masrafı, 44,40 temyiz karar harcı olmak üzere toplam 325,20 TL’nin davacılardan alınarak davalıya VERİLMESİNE
13-Kararın Dairemiz tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 Sayılı HMK’nın 356. maddesi uyarınca duruşmalı olarak oybirliği ile HMK’nın 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 10/05/2022

….