Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/3087 E. 2023/1243 K. 04.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 07/04/2017
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 04/07/2023

İlk Derece Mahkemesinin dava dosyası istinaf yasa yolu incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla, istinaf incelemesi HMK’nın 356. vd. maddelerince duruşmalı olarak yapılan açık yargılama sonucunda dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkilinin İstanbul’da ikamet etmekte olup, yaş sebze ve meyve ticareti ile uğraştığını, mesleki faaliyet kapsamında 2013 yılında Serik ilçesinde bulunan toptancı halinde işyeri almak istediğini, … yöneticileri tarafından teminat karşılığında faaliyette bulunabileceğinin belirtilmesi üzerine 500.000,00 TL bedelli, lehtar ve keşide tarihi boş çeki imzalayarak dernek başkanına teslim ettiğini, ancak toptancı halinde istediği gibi işyeri açacak yer bulamadığını, mesleki faaliyet göstermediğini, ancak çekin iade edilmediğini, müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığını ileri sürerek, … Bankası … Şubesine ait … numaralı 500.000,00 TL bedelli çekten dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili; … derneğinin alacaklısı ve davacının keşidecisi olduğu … Bankası A.Ş … Şubesine ait … Iban nolu … seri nolu 10.08.2015 keşide tarihli 500.000,00.-TL bedelli çek karşılığınının ödenmediğini, davacının davayı kötü niyetli olarak açtığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; kambiyo senedi niteliğinde olan dava konusu çek sebepten mücerret olup, isticvap yolu ile ispat yükünün davalı tarafa geçmeyeceği, davada ispat yükü üzerine düşen davacı taraf iddiasını usulüne uygun kesin delil ile ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine, davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davaya konu çekin teminat olarak davalıya verildiğini, dernek tarafından doğması muhtemel borçların teminat altına alınmasının amaçlandığını, müvekkilinin … istediği gibi bir iş yeri bulamadığını ve burada mesleki faaliyet yapmadığını, davalı dernek yetkilisinin çeşitli bahanelerle çeki iade etmekten kaçındığını, davalı yetkilisi adına çıkartılan isticvap davetiyesinde yetkilinin müvekkilinin kendilerinden yaş meyve, sebze aldığını ileri sürdüğünü, davalı yetkilisinin beyanlarının kendi içerisinde çelişkili olduğunu, davalı tarafın TTK anlamında ticari defter ibraz etmediğini, İlk Derece Mahkemesi kararının eksik incelemeye dayandığını bildirerek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, İİK 72.madde uyarınca kambiyo senedi niteliğindeki çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 Sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkememizin 18/09/2018 tarih … Esas, … karar sayılı ilamında özetle;” Davacı vekili; müvekkilinin … iş yapmak istediğini bu kapsamda dükkan araştırdığını ancak dükkan bulamadığını, davalı tarafa 500.000,00 TL bedelli teminat çeki verdiğini, davalı taraftan herhangi bir mal ya da hizmet almadığını ileri sürmüş, davalı taraf ise savunmasında, senedin mücerretliği olgusundan hareketle davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılamanın hüküm kurulması için yeterli olmadığı kanaatine varılarak istinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmış, bu kapsamda davaya konu edilen çekin davalı derneğin ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı ve ayrıca davalıya ait işletme defterinde başkaca kıymetli evrak bulunup bulunmadığı yönünde bilirkişiden ek rapor alınmış, davalı derneğin ticari işletme işletip işletmediği hususu araştırılmıştır.
Davalı vekilinin beyanından da anlaşılacağı üzere davalı dernek ticari işletme işletmemektedir. Nitekim davalı dernek işletme defteri tutmaktadır. Öte yandan bilirkişi ek raporunda da belirtildiği üzere herhangi bir kambiyo evrakının davalı işletme defterine kayıtlı olmadığı anlaşılmaktadır.
Davalı tarafça yapılan savunmada kıymetli evrakın mücerretliği olgusuna dayanılmışsa da İlk derece mahkemesince yapılan isticvap işlemi sırasında davalı dernek başkanı tarafından, davacının kendilerinden yaş sebze ve meyve aldığını bu nedenle borcu olduğunu ve çeki de bu yüzden verdiğini belirttiği anlaşılmıştır. Aynı kişi ayrıca her yıl böyle 300 – 500 adet çek aldıklarını bildirmiştir.
Davaya konu çek incelendiğinde; 500.000,00 TL bedelli emre yazılı olduğu, teminat çeki niteliğinde olduğuna ilişkin üzerinde herhangi bir kayıt bulunmadığı gibi davacı tarafça dosyaya sunulan sözleşme başlıklı yazı içeriğinden de davaya konu çekin teminat çeki olduğuna ilişkin herhangi bir açıklama bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu hali ile davacı taraf çekin teminat vasfına ilişkin olarak yazılı bir kanıt ileri sürememiştir. Ancak Dernekler Kanununun 2. maddesi ve Türk Medeni Kanununun 56. maddesi kapsamında derneklerin kazanç paylaşma faaliyetinde bulunmaları yasak olup gerek davalı derneğin iktisadi işletmesinin bulunmayışı gerekse davalı dernek başkanının açıklamaları dikkate alındığında, taraflar arasındaki ilişkinin ticari satımdan kaynaklanan bir yönünün bulunmadığı, davalı derneğe ait işletme defterinde düşük miktarlı bağışlar ve aidatlar dışında kıymetli evrak kaydının olmadığı, davaya konu çekin dahi defterde kaydının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda derneklerin iktisadi işletme işletmeksizin ticaret ve kambiyo işlemi yapmalarının mümkün olmaması, davalı derneğinin daha önceden ticaret yapıp mal alıp sattığına ilişkin herhangi bir kaydın bulunmaması karşısında, davaya konu bononun teminat amacıyla davalı tarafa verildiği kanaatine ulaşılmış ve teminat olgusunun ortaya konulup teminat altına alınan riskin gerçekleşdiği yönünde herhangi bir savunma da yapılmadığından, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar vermek gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkememizin bu kararının Davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/10/2020 tarih … Esas … Karar sayılı ilamında özetle; ” Dava, İİK’nın 72. maddesi uyarınca, kambiyo senedi niteliğindeki çekten dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı dava konusu çekin teminat için verildiğini, teminat fonksiyonunu yitirdiğini, bedelsiz olduğunu ileri sürmüştür. Davalı çekin teminat çeki olmadığını belirtmiştir. Dava konusu çekin teminat çeki ve bedelsiz olduğunu ispat yükü davacıya aittir.
TBK’nın 207/2. maddesi uyarınca sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça ve aksine bir adet bulunmadıkça satıcı ve alıcı borcu aynı anda ifa ile yükümlüdür. Çek ödeme aracı olduğundan, davacı çeki verdiğinde satışa konu malın bedelini ödediği, çek konusu malın da teslim alındığı varsayılır. Bunun aksinin yazılı delille davacı tarafından ispatlanması gerekmektedir. Açıklanan sebeplerle, Bölge adliye mahkemesince ispat yükünün davacıda olduğu gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. ” şeklinde karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı ve duruşma günü taraflara tebliğ edilmiş olup, hazır olan tarafların beyanları alındıktan sonra mahkememizce usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek mahkememizin 09/02/2021 tarih … Esas, … Karar sayılı ilamında özetle; “Dairemizce uyulan yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere tek bir ödeme aracılığıyla TBK’nın 207/2. Maddesi gereğince sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça ve aksine bir adet bulunmadıkça satıcı ve alıcıya borcu aynı anda ifa edilmekle yükümlü oldukları, davacı çeki verdiğinde satışa konu malın bedelini ödediği, çek konusu malında teslim alındığı var sayılacağı, bunun aksinin yazılı delil ile davacı tarafça ispatlanması gerekirken buna ilişkin yazılı bir belge sunulmadığı gibi davalı tarafın dava konusu çekin teminat çeki olduğuna ilişkin kabulünün de olmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı davacı vekilinin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.” şeklindeki gerekçe ile Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bu kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk dairesinin 12/10/2022 tarih … Esas, … Karar sayılı ilamında özetle; ” ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, bölge adliye mahkemesince yeniden esastan kurulan kabul hükmü Dairemizce bozulmuş, bölge adliye mahkemesince bozma ilamına uyulup, nihai olarak ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince hüküm mahkemesi sıfatıyla bozmaya uyulduğundan, öncelikle bozma kararı yerine getirilmek suretiyle davacının davasını ispat imkanı verilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve hatalı usul ile istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkememizce yargıtay bozma ilamı ve duruşma günü taraflara tebliğ edilmiş olup, hazır olan tarafların beyanı alındıktan usul ve yasaya uygun bulunan yargıtay bozma ilamına uyularak yargılama devam olunmuştur.
Mahkememizce uyulan yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere tek bir ödeme aracılığıyla TBK’nın 207/2. Maddesi gereğince sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça ve aksine bir adet bulunmadıkça satıcı ve alıcıya borcu aynı anda ifa edilmekle yükümlü oldukları, davacı çeki verdiğinde satışa konu malın bedelini ödediği, çek konusu malında teslim alındığı var sayılacağı, bunun aksinin yazılı delil ile davacı tarafça ispatlanması gerekirken buna ilişkin yazılı bir belge sunulmadığı gibi davalı tarafın dava konusu çekin teminat çeki olduğuna ilişkin kabulünün de olmadığı, dava dilekçesinde yemin deliline de dayanılmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı davacı vekilinin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından REDDİNE,
3-a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL harcın, peşin olarak yatırılan 8.538,75 TL harçtan mahsubu ile kalan ‭8.358,85‬ TL harcın davacıya TAHSİLİNE,
b-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
d-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalanın 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya İADE EDİLMESİNE,
f-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE,
4-İstinaf incelemesi yönünden;
a-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 179,90 TL istinaf harcından peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 148,50 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
b-Temyiz başvurusunda bulunan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL temyiz karar harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
c-İstinaf yargılama aşamasından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
d-Davalı tarafından 8.539,00 TL temyiz karar harcının istek halinde davalıya iadesine,
e-Davalı tarafından yapılan 176,00 TL temyiz kanun yoluna başvurma harcı ve 58,00TL posta gideri olan ‭234‬,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
f-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgililerine İADESİNE,
g-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve istinaf incelemesi birden fazla duruşmalı olarak yapıldığından AAÜT gereğince 11.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Kararın Dairemizce taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, davalı vekilin yüzüne karşı, davacının yokluğunda, 6100 Sayılı HMK’nın 356. maddesi uyarınca duruşmalı olarak oybirliği ile HMK’nın 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.
04/07/2023