Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/3079 E. 2023/83 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ALANYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 05/12/2022
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 17/01/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin Alanya nüfusuna kayıtlı varlıklı bir aileye mensup olduğunu, müvekkilin adına kayıtlı daire ve dükkanlar bulunduğunu, bu taşınmazların emlakçılar aracılığıyla kiralandığını, müvekkilinin dolaylı yollarla davalı ile tanıştığını, davalının kendisini …. görevlisi olarak tanıttığını, müvekkilin davalı ile duygusal ilişki yaşadığını, davalıya elden 1.000,000,00 TL’den fazla bir para verdiğini, müvekkilinin davalı ile 02/02/2018 tarihinde tanıştığını, ilk parayı oğlu … hesabına … Bankası’ndan 30.000,00 TL olarak gönderdiğini, 25/04/2018 tarihinde 42.500,00 TL paranın müvekkil tarafından çekildiğini ve davalıya elden verildiğini, 03/12/2020 tarihinde 950,00 EUR’un … hesabından çekildiğini ve yine davalıya elden verildiğini, müvekkilinin davalıya toplamda 2.000.000,00 TL’den fazla bir para ödediğini, yine davalının müvekkilini evlenme vaadi ile kandırarak … bankası nezdindeki 190.000,00 TL bireysel emeklilik parasını bozdurup 27/08/2019 tarihinde oğlu …’nın hesabına gönderilmesinin sağladığını, davalının müvekkilinin elinden boş bir senet aldığını ve Alanya İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile işleme koyduğunu, takip konusu senedin hileli yalanlar ile müvekkilin iradesinin fesada uğratılarak hukuka aykırı suretle elde edildiğini, söz konusu takibin kesinleşmesi halinde müvekkilin hiç borçlu olmadığı senet dolayısıyla mağdur olacağını ifade ederek; davanın kabulüne, davacının Alanya İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasındaki borçtan dolayı borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … İddianame değerlendirme numarasındaki kamu davası dikkate alınarak HMK’nın 389 ve 209/1 maddesi gereğince durdurulmasına, takipteki kötü niyeti açık olan suç ürünü bir senet dolayısı ile takip başlatan davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle; İhtiyati tedbir koşullarının oluşmadığını, ortada hukuken kabul edilen ve takibi devam eden bir kambiyo senedinin bulunmadığını, söz konusu senedin altındaki imzanın sahteliğinin iddia edilmediğini, hukuken ortada geçerli bir imzaya itarız davasının bulunmadığını, geçerli bir kambiyo senedi varken tedbir kararı verilmesinin uygun olmadığını, dava dilekçesi ve dosyaya sunulan belgelerin soyut olmakta ileri gitmediğini ve herhangi bir senede veya yazılı belgeye dayanmadığını, dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, bu iddiaların kambiyo takibinden kurtulmaya yönelik beyanlar olduğunu, davacının beyanlarının soyut ve geçersiz olduğunu, ceza davasının sonucunun bekletici mesele yapılmasına gerek olmadan davacı asilin ıslak imzalı ibra belgeleri karşısında dava ve tedbirin reddinin gerektiğini, Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin … İddianame değerlendirme sırasında bekleyen davanın sonucunun bu dava açısından bekletici mesele yapılmasına gerek bulunmadığını, söz konusu şikayetin kötü niyetli olarak icra takibini bekletmek ve durdurmak amacıyla yıllarca sürecek ceza yargılamasından faydalanmak amacıyla yapıldıığını, davacının bizzat ıslak imzalı ibra belgeleri ile davalı asili ibra ettiğini, sadece bu belgenin bile tek başına davanın ceza davasının ve tedbir kararının boşa çıkmasını sağlamaya yeteceğini, teminat miktarının çok düşük tutulduğunu, tedbir verilecekse bile en az %115 oranında teminat karşılığında verilmesi gerektiğini belirterek ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “…davacı takip sonrası sahtecilik/dolandırıcılık iddiasına dayalı menfi tespit istemli açmış olduğu davada, ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasını talep etmiş, mahkememizin 17/11/2022 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir kararı verilmiş, davalı vekili ihtiyati tedbire itiraz etmekle itiraz murafaalı olarak değerlendirilmiştir. Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte, takibe konu kambiyo senedi altındaki imzaya itiraz, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 170. maddesinde özel olarak düzenlendiğinden, imza inkarı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında, sonraki genel kanun olan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 209. maddesi uygulanamaz ise de takibe konu senedin sahte olduğunun ceza mahkemesi yargılaması ile ortaya çıkması veya savcılık soruşturması sırasında bu yönde önemli bir delile ulaşılması halinde sahtecilik iddiasının soyut bir iddia olmaktan çıktığı kabul edilerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 389., 209/1. ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 72/2. maddeleri nazara alınarak takibin durdurulabilecek olması, Alanya İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasına dayanak bonoda davacının keşideci olarak yer alması, Alanya Cumhuriyet Başsavcılığının … srs. … E. ve … iddianame numaralı dosyası nazara alındığında, davacının sahtecilik/dolandırıcılık iddiasının soyut bir iddia olmaktan çıkıp somut bir hal alması, ileride telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasına yol açabilecek olması, davacı tarafından ortaya konulan delillerin geçici hukuki koruma için yaklaşık ispata yeter mahiyette olması ve gecikmesinde sakınca görülmesi nedeniyle, menfaatler dengesi de göz önünde bulundurularak, tarafların iddia ve savunmaları ile dosyaya yansıyan soruşturma dosyası ile İcra Hukuk Mahkemesi kararları nazara alınarak takdiren teminat karşılığında ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ve aynı nedenlerle ihtiyati tedbire yapılan itirazın reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyat tedbir verilmesinin koşulları oluşmadığını, geçerli bir kambiyo senedi varken tedbir kararı verilmesi uygun olmadığını, bilimsel öğretiye göre bir kambiyo senedi, kanunun öngördüğü belirli şekil şartlarına bağlı, kayıtsız ve şartsız bir bedelin ödenmesi konusunda soyut bir borç ikrarı içeren kıymetli evraktan sayılan özel bir ödeme vaadi olduğunu, dava dilekçesi ve dosyaya sunulan belgeler ve iddiaların soyut olmaktan ileriye gitmediğini ve herhangi bir senede ve/veya yazılı belgeye dayanmadığını, dava konusu takip yazılı belge olan bonoya dayandığından, davacının imza itirazı dışında ancak borcun ödendiğini yahut geri bırakıldığını yazılı bir belge ile ispat etmesi gerektiğini, Ceza davasının sonucu bekletici mesele yapılmasına gerek olmadığı davacı asılın ıslak imzalı ibra belgeleri karşısında eldeki dava ve tedbirin reddi gerektiğini, teminat miktarının nasıl hesaplandığı belli olmayıp bundan ayrıca da miktarı çok düşük tutulduğunu, tedbir kararı verilecek olsa bile an az %115 oranında teminatla verilmesi mümkün olduğunu, davacı taraf kambiyo senedi altındaki imzaya açıkça itiraz etmediğini ve söz konusu icra hukuk dosyalarında da bu yönde herhangi bir imza incelemesi yapılmadığını, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
İstinafa konu ara karar, tedbir kararına itirazın reddine ilişkindir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, davacının sahtecilik/dolandırıcılık iddiasının soyut iddia olmaktan çıkarak somut hal almasına, davalı hakkında Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında kamu davası açılmasına, mevcut delil itibariyle HMK 389. ve devamı maddelerine göre yaklaşık ispatın bulunması ile davacının telafisi güç ve imkansız zararlara uğramasının muhtemel olmasına, HMK 209/1 maddesi de dikkate alınarak HMK 389. ve devamı maddelerine göre ihtiyati tedbir kararı verilebileceğine, (Dairemizin 2020/1982 Esas, 2020/1598 Karar sayılı ilamı ile, Y. 11. HD. 2020/4878 Esas, 2021/867 Karar, Y. 19.HD. 2012/4155 Esas, 2012/9081 Karar, Y. 19.HD. 2012/11268 Esas, 2012/15122 Karar, Y. 19. HD. 2013/2077 Esas, 2013/6927 Karar, Y. 19. HD. 2012/13314 Esas, 2013/6339 Karar sayılı emsal ilamları), mahkemece takdir edilen teminat karşılığında verilen tedbir kararının hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.17/01/2023

….