Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/3027 E. 2023/191 K. 03.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 18/10/2022
DAVANIN KONUSU : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 03/02/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, temlik eden ile imzalanan sözleşme hükümlerine uyulmaması üzerine Antalya Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile borçlular … , … İçecek Dağ. Gıda Mad. Tur. İnş. Paz. San. Ve Tic. Ltd. Şti., … ve … aleyhine icra takibi başlatıldığını, söz konusu kredi alacağının müvekkili … A.Ş.’ye temlik edildiğini, borçluların krediyi kullandıkları tarihtin bu yana birinci dereceden akrabalık bağı bulunan borçlu …’ın kardeşi adına kurdukları ticari işletme ile alacaklılardan mal kaçırdıklarını, perdeli şekilde grup işletmelerini aracı kullanarak kredilerden faydalandıklarını ve kurdukları iç ilişki ile borcun ödenmesi yollarını engellediklerinin tespit edildiğini, borçlu …’ın ablası …’ın tek hissedarı ve yetkilisi olduğu ve borçlu şirket ile faaliyet konuları aynı olan davalı … İçecek Ltd. Şti. Üzerinden ticari faaliyetini sürdürdüğünü, davalı şirket tarafından borçlu …’a vekalet verildiğini ve şirketin işlerini bu borçlunun yönettiğini, Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında davalı şirketin ticaret sicilde kayıtlı olan adresinde haciz gerçekleştirildiğini, istihkak iddiaları hususunda karar verilmek üzere dosyanın icra hukuk mahkemesine sevkine karar verildiğini, haciz mahallinde borçlu …’ın ticari faaliyetlerini haciz adresinde sürdürdüğünü komşular tarafından beyan edildiğini, haciz zaptında borçlu …’a ait evrakların haciz mahallinde bulunduğunun ifade edildiğini belirterek, davalıların mal kaçırma ihtimali göz önüne alınarak davaya konu edilen alacağın tahsili amacıyla teminatsız olarak ihtiyaten haciz kararı verilmesine mahkeme teminat hususunda aksi kanaate ise teminat oranının ölçülülük ilkesine uygun olarak belirlenmesine, 300.000,00.-TL alacağın davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının ikame etmiş olduğu işbu dava, davacı tarafından dava dilekçesinde de izah edildiği üzere, tarafların tacir olması ve alacağın ticari ilişkiden kaynaklaması sebebiyle ticari dava niteliğinde olduğunu, nitekim eldeki davaya konu Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … E. (Kapanan 14. İcra Müdürlüğü … E.) sayılı icra dosyasına dayanak belge de ticari kredi sözleşmesi olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesi uyarınca eldeki davada, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olup davacı tarafça işbu dava şartı yerine getirilmediğini, davanın usulden reddi geretiğini, davaya konu alacak zamanaşımına uğramıştır. zamanaşımı itirazında bulunduklarını, Davacı, müvekkil … ile borçlu …’ın akraba olduğunu, …’ın , diğer davalı müvekkil şirketi, … üzerine kurarak mal kaçırdığını ve perdeli şekilde grup işletmeleri aracı kullanarak alacağın tahsilini engellediklerini iddia etmiş ise de davacının iddiasının kabulü mümkün değildir. Zira, müvekkil …’ın yetkilisi bulunduğu … İçecek ..Şti. ile …’ın tek bağlantısı …’ın müvekkil şirkette sigortalı çalışanı olduğunu bunun haricinde müvekkillerin, söz konusu icra takibinin borçluları ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, ayrıca dava dilekçesinde sözü edilen haciz işleminin … huzurunda yapıldığı, bu durumun dahi …’ın davalı şirketi yönettiğine karine teşkil ettiği yönündeki iddianın da kabulü mümkün olmadağını, … , davalı şirketin çalışanı olup şirket adresine çilingir marifetiyle girilmesi üzerine iş yerine geldiğini, Zira haciz mahaline kolluk kuvvetlerinin gelmesi üzerine müvekkil …’a haber verildiğini, müvekkil ise çalışanı …’ı arayarak iş yerine gitmesi talimatını verdiğini, Şahsın haciz mahaline gelmesi bu durumdan ibaret iken, …’ın iş yerine gelmesinin, davacı tarafça muvazaa iddiası ile bağdaştırılması abes olduğunu. davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, aksi kanaat halinde zamanaşımı nedeniyle reddine, aksi kanaat halinde ise davacının iddialarının gerçek dışı olması sebebiyle esastan reddine,davacının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, tüzel kişilik perdenin aralanması teorisine dayalı olarak davacı şirketin alacaklarından sözleşmenin tarafı olmayan davalıların sorumlu olduğunun tespiti ile bu alacağın tahsiline karar verilmesinin talep edildiğini, Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A. maddesine göre alacak ve tazminat taleplerine ilişkin dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmasının bir dava şartı olarak hükme bağlandığı, davadan önce arabuluculuğa başvurulmadığı gerekçesi ile, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; açılan davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığını, mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava tüzel kişilik perdesinin kaldırılması iddiasına dayalı alacak davasıdır.
Taraflar arasında, davanın arabuluculuk dava şartı nedeniyle usulden reddinin yerinde olup olmadığı çekişmelidir.
İlk Derece Mahkemesince yukarıda belirtilen gerekçelerle davanın arabuluculuk dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekilince süresinde istinaf edilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 Sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava 18/05/2022 tarihinde açılmıştır. 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 Sayılı “Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un” 20. maddesi ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A maddesinde” bu kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” düzenlemesi getirilmiştir.
Kanunla konusu bir miktar paranın ödenmesi olan ticari dava niteliğindeki eda davası niteliğindeki alacak ve tazminat davaları zorunlu arabuluculuğa tabi hale gelmiştir.
Somut olayda davacının 6102 Sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesi uyarınca arabuluculuğa başvurduğuna dair bir belge sunulmadığından, davanın aynı madde uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-4. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın Dairemiz tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-a-4. bendi gereğince kesin olarak karar verildi.03/02/2023