Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/3026 E. 2023/104 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ : 17/10/2022
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 20/01/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 07/09/2022 tarihli dilekçesinde özetle; Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinin dayanağı olarak gösterilen bononun sahte olarak A 4 kağıdına başka amaca matuf bir belge altına hile ile alınan imzanın, asıl belgenin yer aldığı üst kısımdan kopartılarak sahte senet oluşturulması suretiyle sahtecilik yapıldığı iddiası ile yapılan şikayet sonucunda, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen … S. No – … E. No – … İd. sayılı iddianame ile şüpheliler bono alacaklısı … ve diğer suç ortakları … ve … aleyhine “Resmi Belgede Sahtecilik” ve ” Kamu Kurum ve Kuruluşları, vb.Tüzel Kişiliklerin Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık” suçlarından dolayı cezalandırılmasının talep edildiğini, Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesince iddianame kabul ile … Esas sırasına kayıtlı olarak yargılamanın başladığını, Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasından davacıya ait 14 adet bağımsız bölüm üzerine haciz konulduğunu, ayrıca yine davacıya ait Mercedes marka … plakalı araç üzerine haciz konulduğunu ve yakalama talep edildiğini, haciz uygulanan taşınmazlar ve araçların toplam değerinin borç miktarının çok çok üzerinde olduğunu, dolayısı ile icra takip dosya alacağını karşılayacak malvarlığı üzerinde haciz bulunduğundan, HMK 209 ve 389 maddelerindeki düzenlemeler doğrultusunda; sahtecilik yapıldığına dair önemli deliller (ATK raporları) ve iddianın soyut nitelikten somut sahtecilik yargılamasına dönüşmüş olması; icra takip dosya alacağının yaklaşık 20 katı meblağında taşınmaz ve taşınır haczi mevcut olmakla; ceza yargılaması sonucunda sahteciliğin tespit edilmesi ile davacı ileride telafisi mümkün olmayan zararlara uğrayacağından dolayı Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinin Mahkememizdeki işbu dava sonuçlanana kadar etkili ve sürekli olmak üzere tedbiren olduğu yerde durdurulmasına, davacıya ait … plakalı araç üzerindeki haciz baki kalmak kaydı ile yakalama şerhinin tedbiren kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 14/09/2022 tarihli ara karar ile; takibe konu senet yönünden sahtecilik iddiasına ilişkin C.Savcılığı tarafından yapılan soruşturma sonunda düzenlenen bilirkişi raporları dikkate alınarak Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldığı, bu hali ile sahtecilik iddiasının soyut bir iddia olmaktan çıkıp, somut bir hal aldığı kanaatine varılmıştır. Bu halde açılan davayı sadece İİK ‘nun 72. Maddesine dayalı bir dava olması nedeniyle bu maddede öngörülen tedbirler dışındaki tedbirlerin uygulanmamasının davacının sahte senede dayalı başlatılan takip nedeniyle ileride telafisi mümkün olmayan zararlara yol açabileceği dikkate alınarak HMK’nun 209, 389. Ve İİK’nun 72. Maddesi birlikte değerlendirilmek suretiyle icra takibinin dava sonuna kadar teminatsız olarak durdurulmasına, … plakalı aracın trafik kaydı üzerindeki haciz şerhi baki kalmak kaydıyla yakalama şerhinin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili, mahkemenin 14.09.2022 tarihli ara kararının taraflarına 30.09.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, yasal süresi içerisinde itirazlarını sunduklarını, mahkemenizce HMK’nun 209. ve 389. Maddelerine söz konusu ihtiyati tedbir talebinin karara bağlanması sırasında değerlendirilmeye alınmasının hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, davacı borçlunun, aleyhine açılmış olan ve kambiyo senedine dayalı takibe dayanak teşkil eden senedin sahte olduğunun tespiti için Mahkememiz nezdinde açmış olduğu tespit davasının İİK’nun 72.maddesine dayandığını, İcra ve İflas Kanunu’nun 72/3.maddesi gereğince ise, “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir” hükmünün amir olduğunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 209/1.maddesindeki, “Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz” şeklindeki hükmünün, icra takipleri hakkında uygulanamayacağını, söz konusu hükümün, genel mahkemelerde açılan davalarla ilgili olarak kambiyo senedinin hiç bir işleme esas alınamayacağını, başka bir anlatımla delil olarak kullanılmayacağını öngördüğünü beyanla itirazlarının kabulü ile mahkemece ihtiyati tedbir talebinin kabulüne dair verilen 14.09.2022 tarihli ara kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 17/10/2022 tarihli ara karar ile; takibe konu senet yönünden sahtecilik iddiasına ilişkin C.Savcılığı tarafından yapılan soruşturma sonunda düzenlenen bilirkişi raporları dikkate alınarak Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldığı, bu hali ile sahtecilik iddiasının soyut bir iddia olmaktan çıkıp, somut bir hal aldığı kanaatine varılmıştır. Bu halde açılan davayı sadece İİK ‘nun 72. Maddesine dayalı bir dava olması nedeniyle bu maddede öngörülen tedbirler dışındaki tedbirlerin uygulanmamasının davacının sahte senede dayalı başlatılan takip nedeniyle ileride telafisi mümkün olmayan zararlara yol açabileceği dikkate alınarak HMK’nun 209, 389. Ve İİK’nun 72. Maddesi birlikte değerlendirilmek suretiyle icra takibinin dava sonuna kadar teminatsız olarak durdurulmasına karar verilebileceği, Mahkememizce verilen bu kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığının kabulü ile ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sahtelik iddiasına dayalı menfi tespit davalarında İİK’nın 72. maddesinin öncelikle uygulanmasının gerektiğini, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte, takibe konu kambiyo senedi altındaki imzaya itirazın İİK’nın 170. maddesinde özel olarak düzenlendiğini, imza inkarı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında sonraki genel kanun olan HMK’nın 209. Maddesinin uygulanamayacağını, imza itirazının İİK’nın 170/1. Maddesi uyarınca satıştan başka icra takip muamelelerini durduramayacağını, dava konusu senetteki imzanın davacı … Araç’a ait olduğunun tespit edildiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
İstinafa konu ara karar, tedbir kararına itirazın reddine ilişkindir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, davalı hakkında yapılan soruşturma sonucunda alınan bilirkişi raporları ile Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açılmasına, davacının sahtecilik/dolandırıcılık iddiasının soyut iddia olmaktan çıkarak somut hal almasına, mevcut delil itibariyle HMK 389. ve devamı maddelerine göre yaklaşık ispatın bulunması ile davacının telafisi güç ve imkansız zararlara uğramasının muhtemel olmasına, HMK 209/1 maddesi de dikkate alınarak HMK 389.ve devamı maddelerine göre ihtiyat tedbir kararı verilebileceğine (Aynı yönde Dairemizin 2020/1982 Esas 2020/1598 Karar sayılı 08/12/2020 tarihli ilamı ile Y. 11. HD. 2020/4878 Esas, 2021/867 Karar, Y. 19.HD. 2012/4155 Esas, 2012/9081 Karar, Y. 19.HD. 2012/11268 Esas, 2012/15122 Karar, Y. 19. HD. 2013/2077 Esas, 2013/6927 Karar, Y. 19. HD. 2012/13314 Esas, 2013/6339 Karar sayılı emsal ilamları), mahkemece verilen tedbir kararının hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.20/01/2023

….