Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/300 E. 2022/266 K. 18.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ALANYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 03/01/2022
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 18/02/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi. Başkanın ön inceleme raporu okundu ve değerlendirildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle “…Mahkememiz dosyasından icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyari tedbir kararı verildiğini, davalı …’in davaya konu senetten kaynaklı olarak Resmi kurumları aracı kılmak suretiyle Dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik eylemlerini işlediği iddiası ile ilgili Ağır Ceza dosyasında sanık olarak yargılandığını, bu dosyada, davalı tarafından icra takibine konulan tüm senetlerin birlikte Adli Tıp Kurumu tarafından incelenmesi yönünde ara karar kurulduğunu, davalı tarafça icra takibine konu edilen senetlerin birlikte incelenmesi durumunda sahteciliğin nasıl yapıldığı ortaya çıktığını, çünkü bu senetlerdeki tüm imzalar şekli anlamda birebir şablon niteliğinde oluşturulmuş imzalar olduğunu, davaya konu senetin Alanya 1.İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, Alacaklısı …, borçlusu … Şirketi ve kefili müvekkillerin murisi … olan, 11.09.1997 tanzim tarihli, 18.06.2016 vadeli 265.000,00 USD bedelli senet olduğunu, 6100 sayılı HMK’nın 209. Md uyarınca “Adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz. “ hükmü gereğince, senedin sahteliği hususunda yeteri kadar delil mevcut olduğunu, davalı alacaklı tarafından icra dosyasında haciz ve satış talep edildiğini, bu icra takip işlemlerinin yapılmasının geri dönülemez zararlara yol açacağından İlgili icra takibinin HMK 209’daki hüküm gereği durdurulmasına karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
B-)İlk Derece Mahkemesinin İhtiyati Tedbir Kararı :
İlk Derece Mahkemesi tarafından “… davacı takip sonrası sahtecilik iddiasına dayalı menfi tespit istemli açmış olduğu davada, ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasını talep etmiştir. Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte, takibe konu kambiyo senedi altındaki imzaya itiraz, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 170. maddesinde özel olarak düzenlendiğinden, imza inkarı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında, sonraki genel kanun olan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 209. maddesi uygulanamaz ise de takibe konu senedin sahte olduğunun ceza mahkemesi yargılaması ile ortaya çıkması veya savcılık soruşturması sırasında bu yönde önemli bir delile ulaşılması halinde sahtecilik iddiasının soyut bir iddia olmaktan çıktığı kabul edilerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 389., 209/1. ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 72/2. maddeleri nazara alınarak takibin durdurulabilecek olması, Alanya 1. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasına dayanak bonoda davacının keşideci olarak yer alması, Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası nazara alındığında, davacının sahtecilik iddiasının soyut bir iddia olmaktan çıkıp somut bir hal alması, ileride telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasına yol açabilecek olması, davacı tarafından ortaya konulan delillerin geçici hukuki koruma için yaklaşık ispata yeter mahiyette olması ve gecikmesinde sakınca görülmesi nedeniyle, menfaatler dengesi de göz önünde bulundurularak, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 393/1. maddesi gereğince, ihtiyati tedbire ilişkin bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde toplam 299.852,80TL nakdi teminatın veya kesin ve süresiz banka teminat mektubunun Mahkememize ibrazı halinde tedbir isteyenin İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN KABULÜ ile; Alanya 1. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibinin yargılama sonuna kadar DURDURULMASINA,…” karar verilmiştir.
C- İhtiyati Tedbire İtiraz :
Davalı vekili Av. … itiraz dilekçesinde özetle “…dosyada 06/12/2021 tarihinde duruşma dışı olarak verilen ihtiyati tedbir kararının müvekkilinin avukatlarından sadece Av. …’ e tebliğ edildiğini 20/12/2021 tarihinde öğrendiğini ve böylesine önemli bir kararın mazeret sunan bir vekiline tebliğ edilmesinin kendilerince isabetli olmadığını Av. … ile davanın her duruşmasına birlikte girdiklerini ve bu tür önemli kararların vekillerden her birisine tebliğ edilmesi gerektiğini belirtmiş ve bundan sonra dosya da davalı … için çıkartılacak tebligatların tüm vekillere ayrı ayrı çıkartılmasını talep etmiştir. İhtiyati tedbir isteği ile ilgili beyanlarının ve savunmalarının alınmadığını, mahkememizce verilmiş olan 06/12/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının usul ve yasaya uygun olarak verilmediğini belirtmişler. Davacıların Alanya İcra Dairesinin kasalarından takibe koydukları bonoları hırsızladıklarını, bonoların imzalarından mükerrer geçişler yaparak, imzaları tanınmaz hale getirdiklerini takibe konu bono ile ilgili olarak imzaların davacıların murisi …’ in eli ürünü olduğuna dair raporların mevcut olduğunu bu nedenlerle, davacılar lehine dosyalarda “soyut bir iddia olmaktan çıkarak somut bir hal alması” durumunun söz konusu bile olmadığını belirtmişler. Bu davaya konu bonodaki … imzasının murisin eli ürünü olduğuna dair devletin resmi kurumlarından verilme raporlarının mevcut olduğunu açıklanan nedenlerle gerekli inceleme yapılarak, özellikle tedbir murafaa duruşması da açılarak, itirazlarının kabulüne, verilen usul ve yasaya açıkça aykırı 06/12/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini…” talep etmiştir.
Davalı vekili Av. … itiraz dilekçesinde özetle “…İhtiyati Tedbirin taraflarına tebliğ edilmediğini 20/12/2021 tarihinde mahkeme kaleminden tesadüfen öğrendiğini, ihtiyati tedbir kararının dosya üzerinden ve davalı tarafın yokluğunda verilmiş bulunduğundan, duruşma yapılarak ihtiyati tedbire itirazlarının görüşülmesine karar verilmesini istemektedirler ve davacılar vekilinin 03/12/2021 tarihli dilekçesinde iddia edilen ve dosya kapsamına aykırı beyanlarının reddi ile hukuka aykırı verilen ihtiyati tedbir kararının derhal kaldırılmasına, haksız ihtiyati tedbir nedeniyle davacı tarafın ihtiyati tedbir teminatı olan 299.852,80 TL’ ye mahkum edilmesine karar verilmesini…” talep etmiştir.
Davalı vekili Av. … itiraz dilekçesinde özetle “…ihtiyati tedbire ilişkin kararın tebliğ tarihinden itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde toplam 299.852,80 TL nakdi teminatın veya kesin ve süresiz banka teminat mektubunun Mahkememize ibrazı halinde tedbir isteyenin ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; ihtiyati tedbir kararı verilmiş olup bu karara karşı itiraz yolu açık olduğundan süresi içerisinde itirazlarını yaptıklarını belirtmiştir. Davacı tarafın iddiaları değerlendirildiğinde yaklaşık ispat koşulunun somut olayda oluşmadığı kanaatinde olduklarını, tedbir dosyasında tedbir talep edenlerin haklılığını ispat edebilecek güçte belgelere de rastlanmadığını, müvekkil kefili … olan kambiyo senedini icra takibine koymuş olduğunu, takipteki kambiyo senedinin, kambiyo senedi vasfını gerektirecek unsurları taşımadığını, ihtiyati tedbir talep eden tarafın tamamen kötü niyetle ve müvekkili mağdur etme amacı taşıyarak işbu ihtiyati tedbir talebinde bulunduklarını belirtmiş ihtiyati tedbir kararına itiraz sebeplerinden birinin de HMK’ da belirtildiği üzere, teminat olduğunu. Sayın Mahkememizce, tedbir talep edenler lehine %15 teminat ile ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiğini her ne kadar konulan tedbir icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde ise de maddede teminatın %15 olması gerektiği şeklinde bir hüküm olmayıp, aleyhlerine birden fazla icra takibi yapılan, sahtecilik ve rüşvetle yargılanan tedbir talep edenler için verilmiş bulunan teminatın aşırı derecede düşük olduğunu belirtmiş bu nedenle mahkememizce karar verilmiş teminata da itiraz etmektedirler ve ihtiyati tedbir kararının kaldırılarak, masraf ve yargılama giderlerinin karşı taraftan alınmasına karar verilmesini…” talep etmiştir.
D-)İlk Derece Mahkemesi Ara Kararı :
İlk Derece Mahkemesi tarafından “…davacı takip sonrası sahtecilik iddiasına dayalı menfi tespit istemli açmış olduğu davada, ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasını talep etmiştir. Mahkememizin 06/12/2021 tarihli ara kararı ile davacıların ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiş, ara karar taraflara tebliğ edilmiş, davalı vekilleri süresi içinde ihtiyati tedbir kararına itiraz edilmiş, itirazları duruşmalı olarak değerlendirilmesine karar verilmiştir. Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte, takibe konu kambiyo senedi altındaki imzaya itiraz, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 170. maddesinde özel olarak düzenlendiğinden, imza inkarı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında, sonraki genel kanun olan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 209. maddesi uygulanamaz ise de takibe konu senedin sahte olduğunun ceza mahkemesi yargılaması ile ortaya çıkması veya savcılık soruşturması sırasında bu yönde önemli bir delile ulaşılması halinde sahtecilik iddiasının soyut bir iddia olmaktan çıktığı kabul edilerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 389., 209/1. ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 72/2. maddeleri nazara alınarak takibin durdurulabilecek olması, Alanya 1. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasına dayanak bonoda davacının keşideci olarak yer alması, Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası nazara alındığında, davacının sahtecilik iddiasının soyut bir iddia olmaktan çıkıp somut bir hal alması, ileride telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasına yol açabilecek olması, davacı tarafından ortaya konulan delillerin geçici hukuki koruma için yaklaşık ispata yeter mahiyette olması ve gecikmesinde sakınca görülmesi nedeniyle, menfaatler dengesi de göz önünde bulundurularak, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiş ve aynı gerekçelerle ihtiyati tedbire yönelik itirazların reddi…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Kararı davalı vekilleri ayrı ayrı istinaf etmiş ve dilekçelerinde yaklaşık ispatın bulunmadığı, takipten sonra açılan menfi tespit davasında İİK 72. Maddenin uygulanması gerektiği ve 209. Maddenin uygulanamayacağı , zira HMK 209. Maddenin adi senetler açısından düzenlendiği, kambiyo senetleri hakkında bu maddenin tatbikinin mümkün olmadığı ve bu nedenle kararın kaldırılarak tedbire itirzlarının kabulüne ve ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :
Dava; menfi tespit davasıdır.
İstinaf edilen husus ise HMK 209. Maddeye göre verilen ihtiyati tedbire itirazın reddi hakkındadır.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun … Karar sayılı kararında maddi hukuka ilişkin de birtakım tespitler yapılmıştır. Adı geçen kararda “….. HMK’nın 209. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, adi senetteki bir yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme alınamaz. Kambiyo senetlerinin de içinde yer aldığı bütün adi senetlerdeki imzanın veya yazının inkârı hâlinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senedin herhangi bir işleme esas alınamayacağını öngören kuralın işlerlik kazanabilmesi için, imza veya yazı inkârına ilişkin iradenin ya “mahkemede bir dava açılması” ya da “açılan bir davaya bakan yargı yerinde ön sorun” şeklinde ileri sürülmesi gerekir (HMK m. 208/3). Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip bağlamında, borçlunun kendisine gönderilen ödeme emrine, imzaya itiraz şeklinde itirazda bulunması, icra mahkemesinde, bir dava açılması ve derdest bir davada ön sorun şeklinde bir iradenin açıklanması, yani, bir hususun ileri sürülmesi anlamına asla gelmeyeceği için, İİK’nın 170. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesi hükmü geçerliliğini aynen koruyacak; HMK’nın 209. maddesinin 1. fıkrasında yer alan kural, bu bağlamda hiçbir biçimde uygulama alanı bulamayacaktır. Çünkü HMK’nın 209. maddesinin 1. fıkrasında yer alan düzenlemenin uygulama alanı bulabilmesi için imza inkârına ilişkin iradenin, bir dava açılması suretiyle açıklanması yahut görülmekte olan bir davada ön sorun şeklinde ortaya konulması gerekir. İmzaya itiraz iradesinin açıklandığı merciin, özel görevli bir yargı organı konumunda bulunan icra mahkemesi olması da yapılmış bulunan bu tespitin değişmesi sonucunu doğurmaz. Öte yandan, imzaya itiraz iradesinin açıklandığı merciin bir mahkeme olması, bu iradenin açıklanma biçiminin bir dava olarak nitelendirilmesini de mümkün kılmaz. Aynı tespitler, adi senet bütünü içinde yer alan kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, yani yazının inkârının –yazı inkârı, yani tahrifat iddiası, sahtelik olgusunun ileri sürülme biçimlerinden birisidir- borca itiraz yoluyla, icra mahkemesinde ileri sürülmesi –takip hukuku bağlamında imzaya itiraz dışında kalan tüm itirazlar, borca itiraz sayılır- hâlinde de HMK’nın 209. maddesinin 1. fıkrasının işlerlik kazanamaması ve konuyu düzenleyen İİK’nın 169. maddesinin 2. cümlesindeki kuralın tatbik kabiliyetini koruması bakımından da geçerlilik taşır (Tanrıver, S.: Medeni Usul Hukuku, Ankara 2020, C. I, s. 856). Genel mahkemede açılan sahtelik davası gibi Cumhuriyet Savcılığına aynı nedenle yapılan şikâyet ve ceza mahkemesinde açılan dava da kendiliğinden icra takibini durdurmaz. HMK’nın 209. maddesi genel mahkemelerde açılan davalarla ilgili olarak senedin hiçbir işleme esas alınamayacağını öngörmekte olup, icra takibine etkisi yoktur….” denilmiştir.
Buna göre ; salt sahtecilik iddiası HMK 209. Madde uyarınca ihtiyati tedbir vermek için yeterli değil ise de; her somut olay kendi içinde değerlendirilmeli ve öncelikle sahtecilik iddiasına ilişkin ” yaklaşık ispat” aranmalıdır. Somut olay özelinde henüz kesinleşip kesinleşmediği dosyaya yansımamış ALANYA 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında dolandırıcılık ve sahtecilik suçundan yapılan yargılamasında senedin sahte olduğu yönünde maddi vakıa tespiti bulunması ; hukuk mahkemesi açısından ” yaklaşık ispat” olarak kabul edilebilir.
Bu nedenle ; davalı yan vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1-Davalı yan vekillerinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE
2-İstinaf eden taraftan alınması gereken harç peşin olarak alınmış olmakla AYRICA ALINMASINA YER OLMADIĞINA
3-İstinaf eden yan tarafından yapılan istinaf yargılama yargılama giderinin KENDİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA
4-İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine YER OLMADIĞINA
5-İstinaf incelemesi için yatırılan ve artan istinaf gider avansının yatıranına İlk derece mahkemesince İADE EDİLMESİNE
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-f. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18/02/2022 tarihinde ve oybirliğiyle karar verildi.