Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/298 E. 2022/310 K. 25.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 01/11/2021
DAVANIN KONUSU: Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 25/02/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Başkanın inceleme raporu değerlendirildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle “…Müvekkilinin davalı … Turizm A.Ş. ‘nin kurucusu ve hissedarı olduğunu, … A.Ş hisse oranları kurulurken Sermayenin 100.000.000 TL’si olup 10.000 hisseye ayrıldığını, 100 hisse ….Yüksek, 900 hisse ….Yüksek, 4.500 hisse …, 2.250 hisse …, 2.250 hisse … ait olduğunu, şirket kurulduktan sonra sadece 10.10.2011 ile 14.10.2011 tarihinde Türkiye’ye gelmiş ve başkaca gelmediğini, ancak Ticaret Sicil Gazetesinin 14 Kasım 2009 tarihinde şirket adına 2 ilan çıktığını, …. Sayfasında müvekkilinin hissesi düşürüldüğünü, …. Sayfasında tamamen sıfırlandığını, … şirketindeki hisselerini hiçbir imzası ve vekaleti olmamasına rağmen önce 500 hisseye indirildiğini daha sonra 16/11/2009 tarihinde tüm hisseleri sıfırlanıp hissedarlıktan çıkarıldığını, müvekkilinin bu olayları 01/05/2014 tarihinde öğrendiğini, daha sonra olayları incelediğinde hissesinin düşürülmesinde 18/10/2007 tarihli 2 nolu Yönetim Kurulu kararında kendi imzasının taklit edildiğini, Antalya 2. Noterliğinin …. tarihli aslına uygun kaşesi vurulduğunu, aslına uygun kaşesi imzanın teyidi değil ibraz edilen belgenin sureti olduğunun teyidi olduğunu yoksa noter huzurunda imza atıldığını göstermediğini, belgedeki imzayı kabul etmediklerini, aynı gün 2. İşlemle müvekkilinin 500 hissesinin satışıkıyla ilgili Ticaret Sicil Memurluğunda hiçbir belgeye rastlanılmadığını, bu sahte hisse devirleriyle müvekkili şirket ortaklığından hukuka aykırı şekilde çıkarıldığını şirket … , … , …, …. , ….’ya devrolunduğunu, akabinde şirketin sahibi bulunduğu Antalya …. İlçesi …. ada …. parseldeki otel danışıklı olarak 25/11/2009 tarihinde davalı ….Tur. Ltd. Şti’ne devrolunduğunu belirterek, Antalya …. …. ada …. parsele 3. Kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkiline ait …. Turizm Ticaret Aş deki hisse devirlerinin iptalini ve müvekkilinin adına tescilini, şirketin sahibi olduğu Antalya …. …. ada …. parseldeki sahibi olduğu otelde yapılan devirlerin iptali ile … Tur. Tic. Aş adına tesciline, haksız olarak Oteli kullanma nedeniyle diğer kira ve gelir kayıplarından dolayı haklarının saklı tutulması ile birlikte yargılama gideri ve ücretine hükmedilmesini…” talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :
Davalılar ayrı ayrı ibraz ettikleri cevap dilekçeleri ile davanın reddini talep etmişlerdir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :
İlk Derece Mahkemesi tarafından “…Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından her hangi bir talep olmadan dosya mahkememize gönderilmiştir. Ancak, 6100 s. HMK’nin 20/1. maddesine göre, “(1) Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde dava açılmamış sayılır ve görevsizlik veya yetkisizlik kararı veren mahkemece bu konuda resen karar verilir.” düzenlemesi mevcuttur.
Söz konusu düzenlemeye göre Görevsizlik kararı taraflara tebliğ edilmiş ancak taraflardan herhangi birisinin yukarıdaki düzenlemeye uygun olarak, dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesi konusunda süresinde talepte bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda dosyanın mahkememize gönderilmeyip, görevsizlik kararı veren mahkeme tarafından, önce kararın (miktar itibariyle kesin olsa dahi) taraflara tebliğ edilmesi ve 2 haftalık sürenin dolmasının beklenmesi, yasal süre içerisinde gönderme talebi gelirse dosyanın Antalya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi, süresinde gönderme talebi gelmez ise bu kez görevsizlik karar veren mahkeme tarafından davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar verilmesi gerekmektedir. Davanın açılmamış sayılmasına dair ek kararı verme görevi de, görevsizlik kararı veren mahkemeye aittir. Açıklanan nedenlerle Mahkememizin görevsiz olduğu sonucuna varılmış, Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle, davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, karar (İstinaf incelemesi sonucu) kesinleştiğinde (veya İstinaf edilmeksizin kesinleşip merci tayini yolu ile mahkememizin görevsiz olduğu tespit edildiğinde) ve istek halinde dosyanın yetkili ve görevli Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde “….Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 08/07/2021 tarih ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olan 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı kapsamında dosyanın yetkili ve görevli Antalya Asliye Ticaret Mahkemesi’nce görülmesi gerekirken, sayın Mahkemece Kemer Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli bulunduğu cihetle dosyaya görevsizlik kararı verilmesi hatalı olup bu nedenle söz konusu kararın istinaf yoluyla kaldırılması gerekmektedir….” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :
Dava ;tasarrufun iptali , pay devirlerinin iptali istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Öncelikle; davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile bakan Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasında bir görev uyuşmazlığı bulunmadığı; zira Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının teknik anlamda ve HMK daki dava şartı olarak düzenlenmiş görevsizlik kararı niteliğinde olmadığı, karar niteliğinin “ devir” “ gönderme” niteliğinde bulunduğu kabul edilmelidir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1’inci maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak yasa ile belirlenebilir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir.
Anayasa’nın 37’nci maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” denilerek görev ve kesin yetki kurallarının gücü, tabii hakim ilkesi olarak ifade edilen evrensel bir ilkenin anayasa hükmü haline getirilmesi suretiyle ortaya konmuştur. Tabii hakim ilkesi gereği yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce, yürürlükte bulunan yasalar aracılığıyla görevi, yetkisi ve işleyişi belirlenmiş olan mahkemede görülmesi gereklidir.
Dava açmanın maddi hukuk ve yargılama hukuku bakımından birtakım sonuçları vardır. Dava açmanın yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından biri davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık sabit hale gelmesidir (perpetuatio fori). Bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişiklikler görevi ve yetkiyi etkilemez. Bu çerçevede ortaya çıkan ikinci önemli sonuç da mahkemenin davayı inceleme zorunluluğunun doğmasıdır. Nitekim yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hükmü yoksa mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerinde derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemeye gönderemezler; bunlara bakıp sonuçlandırmak zorundadırlar.
6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 4/1-a ve 7/2-f düzenlemelerine göre Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak, Kurul Genel Kurulunun görevleri arasındadır.
Ancak yargı çevresi bir mahkemenin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağıyla ilgili olup, bir görev kuralı niteliğinde değildir. Bu karar ancak bundan sonra o yerde görülecek davaların yargılamasını yapacak mahkemeyi belirlemek maksatlıdır.
Nitekim karar 07.07.2021 günü alınmış, ancak yürürlük tarihi 01.09.2021 olarak belirlenmiştir. Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı, sadece bu kararın yürürlük tarihinden sonra açılacak davaları ilgilendirir. Aksi fikrin kabulü halinde Kurul’un tabii hakim ilkesini çiğneyerek derdest davaları dilediği mahkemede inceletme yetkisinin bulunduğu yolunda, Anayasa’ya aykırı bir sonuca varılacaktır.
Açıklanan nedenlerle davacı yanın istinaf başvurusu yerinde görülmediğinden esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1-Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE
2-İstinaf eden davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 53,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınıp HAZİNEYE GELİR KAYDINA, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince yazılmasına
3-İstinaf eden davacı yan tarafından yapılan istinaf yargılama yargılama giderinin KENDİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA
4-İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine YER OLMADIĞINA
5-İstinaf incelemesi için yatırılan ve artan istinaf gider avansının yatıranına İlk derece mahkemesince İADE EDİLMESİNE
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-c. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 25/02/2022 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.