Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/2978 E. 2023/175 K. 03.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 03/02/2023
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin Honaz … mahallesinde tarımsal amaçlı olarak kurulmuş bir sulama kooperatifi olduğunu, bu bağlamda davalı/borçlunun da müvekkili kooperatifin ortağı olup müvekkilinin sağladığı sulama hizmetinden faydalandığını, 2018/2019 senelerinde davalı yanın bağ, bahçe ve tarlalarının sulamasını yaptığını, ancak davalı tarafından iş bu sulamalara ilişkin su ücretlerinin müvekkiline ödenmediğini, sunmuş oldukları kooperatif toplantı tutanaklarında; 2018 yılı için su ücreti saat başı 25,00 TL, 2019 yılı için su ücreti saat başı 30,00 TL olarak kararlaştırıldığını, iş bu kararlaştırılan su ücretlerine; davalının 2018 yılı için 2.237,50 TL, 2019 yılı için 4.285,00 TL olmak üzere toplam 6.522,50 TL su ücret borcu bulunduğunu, ancak davalı borçlunun iş bu borcu ödemediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından ödenmeyen sulama ücretleri için davalı/borçlu aleyhine Denizli 8.İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takip durduğunu, davalı borçlunun yapmış olduğu itiraz müvekkilinin alacağına ulaşmasını engellemek amacıyla haksız ve kötüniyetli olarak yapıldığını, bu nedenlerle davalının Denizli 8.İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, davalının icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak zaman kazanmak amacıyla takibe itiraz etmiş olması göz önüne alınarak %20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, görevle ilgili düzenlemeler kamu düzeni ile ilgili olup taraflar ileri sürmese dahi mahkemece resen dikkate alınacağını, 1163 sayılı Kooperatifler kanunun 99. Maddesince “Bu kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılır” hükmü gereği huzurdaki davanın ticari bir dava olduğunu, öncelikle davanın görev yönünden reddi ile dosyanın Denizli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiğini, arabuluculuk dava şartı nedeniyle yerine getirilmediğinden davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin davalı kooperatife hiç bir borcu olmadığını, açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin itirazından haklı olduğunu, bu nedenlerle öncelikle görev itirazımızın kabulü ile dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini, arabuluculuk dava şartı dava açıldığı an itibariyle yerine getirilmediği için davanın reddini, davanın usul ve esastan tümden reddini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı yana yüklenmesini karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, dava tarihinde zorunlu arabuluculuk dava şatının yerine getirilmediğini, Asliye hukuk mahkemesince görevsizlik kararı verilmesinden sonra davaya görevli mahkemede devam edildiğini ve görevli mahkemede devam edilen davanın yeni bir dava olmadığını davanın ticari dava olduğu halde Asliye Ticaret mahkemesi yerine önce Asliye Hukuk mahkemesinde dava açılmış olmasının dava açılırken olması gereken arabuluculuk dava şartını ortadan kaldırmadığını ve arabuluculuk dava şartının giderilebilir dava şartlarından olmadığı anlaşılmasından bahisle, davanın 7155 sayılı kanun ile 6102 sayılı TTK 5/A maddesi gereğince arabuluculuk dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından arabuluculuğa başvuru için kendilerine süre verilmediğini belirterek kararın kaldırılmasın talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
06/12/2018 tarihli, 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesi uyarınca, “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 18/A maddesi uyarınca, ” İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Somut olayda, talebin bir miktar paranın ödenmesine ilişkin ticari dava olduğundan İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla HMK m. 353/1-b-1. Gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.03/02/2023

….