Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/2933 E. 2022/1931 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 08/02/2022
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 30/12/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili banka ile borçlu arasında imzalanan 30.03.2016 Tarihli Genel Kredi Sözleşmesine müsteniden adı geçen borçluya kredi kullandırıldığını, imzalanan sözleşmeye istinaden kredi koşullarına uyulmaması ve borcun zamanında ödenmemesi sebebiyle; borçlu Ankara 12. Noterliğinin 27.05.2019 Tarih ve … Yevmiye Numaralı Hesap Kat İhtarnamesi ile borcun ödenmesi ihtar edilmiş ise de borçlu tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkili Banka tarafından alacağının tahsilini teminen borçlu aleyhine Antalya 11. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından icra takibine başlanmıştır ve borçlu hakkında Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyadan 10.07.2019 tarihinde ihtiyati haciz kararı alındığını, davalı tarafından hakkında Antalya 11. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibe 12.07.2019 tarihinde itiraz edilmiş, davalının açılan takibe, borca, faize ve ferilerine itiraz ettiğini, davalının itirazı yasa, usul ve içtihatlara aykırı olup takibi sürüncemede bırakmaya ve müvekkili bankanın alacağının tahsilini engellemeye yönelik olarak yapılmış olduğunu, bu nedenle davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve kötüniyetli olarak icra takibine itiraz eden davalı, itiraz olunan alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra-inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ile yasal vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, … Bankası A.Ş. tarafından müvekkiline Ankara 12. Noterliğinin 27.05.2019 tarihli ve … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi gönderildiğini, ilgili ihtarnamede müvekkilinin 500.000 TL kredi kullandığı, vadesi geçmiş 303.671,10 TL kredi borcu olduğunu, bunun üzerine müvekkili vakit kaybetmeksizin ilgili banka şubesine başvurduğunu, banka şubesinden borcun kaynağının 30.03.2016 tarihinde çekilmiş krediye ilişkin olduğunu, kredinin ise çiftçilik belgesi alabilmek için Serik’ten 35 dönüm arazinin kiralanmasında kullanılmak maksadıyla çekildiği bilgisini aldığını, müvekkili söz konusu bankaya böyle bir borcu olmadığını, banka tarafından bir hata yapılmış olabileceğini, takibe konu kredi sözleşmesi ile sair her türlü belgenin birer örneğinin incelenmek üzere tarafına verilmesini talep ettiğini, krediye ilişkin belgelerin müvekkiline verilmediğini, müvekkili, söz konusu bankaya böyle bir borcu olmadığı gerekçesiyle kat ihtarnamesine noter aracılığıyla itiraz ettiğini, bunun üzerine müvekkilinin, Antalya 11. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından alacaklısı … Bankası A.Ş. olan bir ödeme emri tebliğ aldığını, ödeme emrine dayanak teşkil eden kredi sözleşmesini incelediğinde ise işlemi gerçekleştiren banka görevlisi olarak …’un kaşe ve imzasını fark ettiğini, banka tarafından kredi kullanım sebebi olarak; çiftçilik belgesi alabilmek amacıyla Serik’ten 35 dönüm arazi kiralanması gösterildiğini, ancak müvekkilinin çiftçilik belgesini 2013 yılında Antalya’dan aldığını, kaldı ki müvekkilinin çiftçilik faaliyetlerini Kepez ilçesinde sürdürmekte, Serik ilçesi ile herhangi bir bağlantısı bulunmadığını, müvekkilinin, banka tarafından iddia edildiğinin aksine hiçbir zaman 500.000 TL kredi kullanmadığnı, çok cüzi bir miktar kredi verirken dahi alacağını teminat altına alan kredi kuruluşlarının bu denli yüksek bir meblağ için alacağını hiçbir şekilde teminat altına almamış olması da hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kullandırılan kredi miktarına bakıldığı takdirde 500.000,00 TL olduğunu, ancak vadesi geçmiş borcun 303.671,10 TL olduğunu, birileri tarafından kredi borcunun yaklaşık 200.000,00 TL’lik kısmının ödendiğini, müvekkili tarafından ilgili banka şubesine yapılan başvuruda; kredi borcunun yaklaşık 200.000 TL’lik kısmının hangi şahıs ve şahıslar tarafından ödendiği konusunda bilgi talep edildiğini, ancak banka tarafından bilgi verilmediğini, ödemeyi yapan kişi veya kişilerin banka personeli … tarafından lehine kredi temin edilen şahıslar olduğu kuvvetle muhtemel olduğunu, bu nedenlerle müvekkilinin davacı bankaya herhangi bir borcu olmaması sebebiyle davanın reddini, kötü niyetli olarak icra takibi başlatan ve itirazın iptali davası açan davacı banka aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderler ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve cevap vermiştir.
Mahkemece, banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilerek alınan 15/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalının kullandığı taksitli krediden doğan banka alacağı 08.07.2019 takip tarihi itibariyle; 295.424,58 TL Asıl alacak, 8.636,25 TL İşlemiş akdi ve temerrüt faizi, 431,81 TL Gider vergisi, 123,90 TL İht.haciz masrafı, 606,00 TL İht.haciz vek. ücreti olmak üzere toplam 305.222,54 TL bulunduğunu, takip tarihinden itibaren asıl alacak 431,85 TL temerrüt faizi ve faiz üzerinden yansıtılacak %5 gider vergisine tabi olduğu rapor edilmiştir. 27/01/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; banka talebiyle tarafınca yapılan hesaplamada banka aleyhine farklılık bankanın yaptığı hatalı uygulama ve buna dayalı hesaplamadan kaynaklandığı anlaşılmakta olup, kök raporunda yapılan tespitler ve bu tespitlere dayalı denetime elverişli hesaplamanın geçerli olduğu rapor edilmiştir. Mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilerek borcun ödendiği davalılarca kesin delillerle ispat edilemediğinden rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulüne ve davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı tarafın adli yardım talebinin reddine karar verilmiş, istinaf harçlarını yatırmaması nedeniyle mahkemece istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Karar davalı vekiline tebliğ edilmiş ancak davalı tarafça karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmamıştır.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın alacaklı olduğunu, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, müvekkilinin borçlunun imzaladığı sözleşmeye istinaden yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle alacaklı olduğunu, borçlunun haksız olup kötüniyetli olduğunu, borçlunun icra takibini uzatmak maksadıyla borca itiraz ettiğini, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, hükme esas alınan ve bankacı bilirkişi … tarafından düzenlenen rapor ve ek raporun ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli olmasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.30/12/2022

….