Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/2915 E. 2023/1110 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 08/06/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 15/09/2022
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 08/06/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Antalya 14. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin müvekkilinin Antalya 8. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında temlik alacaklısı …’ın bonoya kefilliğinden dolayı Antalya 15. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki alacağına haciz yolu ile kesilmek suretiyle ödemiş olduğu 18.788,16-TL’nin müvekkilinden rücuen tahsili için açıldığını, bu bedelin … tarafından Vakıfbank kredi kartından çekilmek suretiyle alınmış olup, taksitlerinin davacıya elden ödetildiğini ve senedin iade edilmek yerine davalı …. tarafından icraya konulduğunu, daha sonra diğer davalı …’a temlik edildiğini, ödemelere tanıklarının şahit olduğunu, senetlerin ödenmesine rağmen icraya konulunca davalının avukatı … tarafından davacının çalıştığı eczaneye gelerek elden tahsil edilmek ve bankaya yatırılmak suretiyle tahsilat yapıldığını, hatta bu sırada davalının avukatı tarafından davacı üzerine olan malların satılması ile ilgili tehdit edildiğini, avukat tarafından müvekkilinin bürosuna çağırılarak tehdit ile tekrar bono imzalatıldığını, kısacası hala icraya konulmamış bonoların söz konusu olduğunu belirterek Antalya 14. İcra Müdürlüğü … esas sayılı icra takip dosyasının iptaline ve icra takip dosyalarının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Davanın usul hukuku bakımından yanlış açıldığını, davacı beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin Antalya 8. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında temlik alacaklısı değil bononun kefili olduğunu, kefilliğinden dolayı ödemek zorunda kaldığı bedelden dolayı Antalya 14. İcra Müdürlüğü … esas sayılı icra takip dosyasını başlattıklarını, alacağın rücu alacağı olduğunu, müvekkilinin davacıyı tehdit etmek suretiyle senet imzalattığına yönelik iddialarının gerçek dışı olduğunu, bu konuya ilişkin bir şikayet dosyasının bulunmadığını, tanık dinlenmesine muvafakatinin olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece,”…davacının icra takiplerine konu alacakların ödendiğine dair iddiasının HMK 200 vd.maddeleri uyarınca kesin delil ile ispatı gerektiği belirlenmiş ve davacı tanıkları maddi vakıaya ilişkin beyanlarında da borcun ödendiğine dair somut bir beyanda bulunmamış ise de; Antalya 3.ACM’nin kesinleşmiş kararı doğrultusunda davalı …’ın alacağının tahsili amacıyla davacının … tarafından yağmalandığı hususu sabittir. Davalı vekilinin beyanları doğrultusunda tehdit, hakaret ve yağma eyleminin iş bu davadaki alacak için gerçekleştiği, yağma yoluyla tahsil edilen toplam meblağ belli değil ise de, bakiye alacak kalıp kalmadığının bu aşamadan sonra davalı yanca ispat edilmesi gerektiği” gerekçesiyle davalı aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiş, icra dosyasından davalının yapmış olduğu tahsilat bulunmadığından istirdat yönünden ele alınmamış, davalının bakiye alacağını ispatlayamadığı kabulüne göre karar verilmekle davalının kötüniyetli olduğu şüpheden uzak net şekilde ispatlanamadığından kötü niyet tazminatının ise reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Öncelikle davanın hak düşürücü süreden reddi gerektiğini, korkutmanın etkisinin kalkmasından itibaren 1 yıllık hak düşürücü süreye bağlı olduğunu, müvekkil tarafından başlatılan takibin dayanağının rücu alacağı olduğunu, takibe konu bonoda takip borçlusunun davacı, takip alacaklısının dava dışı … olup müvekkilinin bu bonolarda davacı borçlu …’a kefil olduğunu, alacaklının davacı borçlunun borcu ödemediğinden müvekkilin alacaklısı olduğu Antalya 15. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki alacağına haciz koydurmak suretiyle tahsil ettiğini bu nedenle müvekkilin davacı aleyhine kefillikten kaynaklı bu rücu alacağının tahsili için Antalya 14. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile takip başlattığını, dava konusu rücu alacağına ilişkin takibin dayanağı Antalya 8. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının alacaklısı … için davacı tarafça Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası ile açılan menfi tespit talebi reddedilmişken rücu alacağından dolayı başlatılan takip neticesinde açılan bu davanın kabulünün açıkça hukuka aykırı olduğunu, hükme dayanak gösterilen Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin kararının olayla bağdaşmadığını, müvekkilin mala zarar verme suçundan beraatine, hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla tehdit ve hakaret suçundan ceza aldığını, yağma suçundan ceza almadığını, azmettirmeyle ilgili bir tespitin ve değerlendirmenin olmadığını, tanık dinlenmesine muvafakatlarının olmadığını, davanın ispat edilemediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6098 Sayılı TBK’nın 39/1. maddesi uyarınca yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf yanılgı veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olduğun bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse sözleşmeyi onamış sayılır. Bu nedenle öncelikle davacının ileri sürdüğü tehdit iddiasının ortadan kalktığı tarih belirlenmesi ve davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığının tespiti gerekir.
Diğer taraftan, davaya konu olan Antalya 14. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde takibin dayanağının, Antalya 8. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında borçlu olan davacının borcunun senette avalist olarak imzası bulunan davalının Antalya 15. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki alacağına haciz konulmak suretiyle alacağın tahsil edilmesine ilişkin olduğu, davalının avalist olarak imzası bulunan senette alacaklının dava dışı … olduğu anlaşılmıştır.
Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı ilamının incelenmesinde katılanın …, sanıkların … ve … olduğu, mahkemenin “Katılanın eşi tarafından açılmış olan ilimiz Muratpaşa ilçesi … caddesi üzerinde bulunan ”… eczanesi” isimli eczaneyi işlettiği, 2007 yılında İl Sağlık Müdürlüğünce eczaneye 3 aylık resmi kurumlarla sözleşmesinin feshine ilişkin idari ceza verilmesi üzerine katılanın ekonomik olarak zor duruma düştüğü bu sebeple daha önceden tanıdığı sanık …’dan borç para almaya başladığı, bu ilişkinin bir süre devam ettiği katılanın bir kısım borçlarını ödeyip sanıktan yeniden borç paralar aldığı 2011 yılına gelindiğinde katılanın borçlarını ödemekte zorluk çekmeye başlaması üzerine sanık …’ın katılanı korkutarak borcunu ödemeye zorlaması için diğer sanık …’tan istekte bulunduğu sanık …’ın da bunu kabul ederek hemen hemen her gün katılanın işlettiği eczaneye gelip para istediği katılan veya işcisi olan tanıkların rızası dışında eczanenin kasasını açtırarak günlük biriken parayı aldığı, katılan veya tanıkların buna karşı çıkmaları halinde de sinkaflı sözlerle hakaret ettiği bazen de eczanenin eşyalarına zarar verdiği, sanıklardan çekinen katılanın uzun süre bu duruma karşı çıkamadığı, ancak sanık … ile yaptığı görüşmeler sonucunda sanık …’ın kendisinden sürekli para istemeye devam etmesi, borcunun bitmediğini söyleyip sinkaflı sözlerle hakaret etmesi ve hakkında icra takibi başlatması üzerine sanıklardan kurtulamayacağını anlayarak suç duyurusunda bulunduğu, sanık savunmaları, mahkememizce olayın oluşuna uygun ve samimi bulunan katılan ve tanık beyanları ve dosya kapsamında bulunan diğer tüm delillerle sabit olmakla” şeklindeki gerekçe ile Sanık …’ın bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit ve alenen hakaret suçlarından cezalandırılmasına, Sanık … hakkında katılana karşı mala zarar verme suçundan beraatine, Sanık …’ın katılana karşı bina içinde yağma, alenen hakaret ve mala zarar verme suçlarından cezalandırılmasına karar verildiği, kararın temyizde onama ile kesinleştiği, kararın içeriğinde yağmanın “kasadan para alma” şeklinde gerçekleştiğinin kabul edildiği, karar içeriğinde icra takibine konu senetlere dahil herhangi bir tespit ve atfın bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davaya konu olan Antalya 14. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının dayanağının, Antalya 8. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki davacının borçlu, davalının avalist olduğu senet bedelinin davalı tarafından ödenmesine ilişkin rücu alacağı olduğu, davacının senedin tehditle alındığına yönelik iddialarının 1 yıllık hak düşürücü süreye bağlı olduğu, davacının tehdide yönelik iddialarıyla ilgili Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile kovuşturma yapıldığı ve Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre bu kovuşturmaya konu olan iddianamedeki iddianameye ilişkin şikayet tarihi itibariyle korkutmanın etkisinin ortadan kalktığının kabul edilmesi gerektiği, yargılamaya konu eylemin şikayet tarihinin 17/06/2014 olduğu, davanın TBK’nın 39. maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyasında mahkemece de Antalya 8. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına konu senetler nedeniyle açılan davanın reddine karar verildiği, ilgili kararın istinafı üzerine Dairemizin … Esas … Karar sayılı ilamı ile ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verildiği, bu şekilde davacının işbu davadaki talebine dayanak senetlere yönelik iddialarının hak düşürücü süre nedeniyle dinlenme imkanı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde usul ve yasaya uygunluk bulunmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/09/2022 Tarih ve … Esas, … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
a-Davanın REDDİNE,
b-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/12/2022 Tarih ve … Esas – … Karar sayılı, … Harç sayılı Harç Tahsil Müzekkeresinin ilk derece mahkemesince İPTALİNE,
c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
d-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
e-Taraflar tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
3-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davalının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 375,00 TL nispi istinaf karar harcının talebi halinde davalıya İADESİNE,
b-Davalı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 105,50 TL posta masrafı, 9,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 335,20 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
d-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
4-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.08/06/2023