Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/2877 E. 2022/1822 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ: 06/10/2022
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 15/12/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından Denızli 9. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı icra takip dosyası ile davalı/borçluya karşı davacı/alacaklı müvekkili tarafından icra takibi başlatıldığını, işbu icra takibinin davalı/borçluya 10.01.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlu vekili tarafından “Müvekkilin alacaklı yana iddia edildiği gibi borcu yoktur. Bu nedenle talep edilen takibe, borca ve borç miktarına, ödeme emrine itiraz etmekteyiz. Asıl alacağı kabul anlamına gelmemekle birlikte işletilmesi talep edilen faizlere, faiz oranına ve borcun fer’ilerine itiraz etmekteyiz.” denilerek icra takibine 14.01.2022 tarihinde haksız ve borcu ödemeyi geciktirmek için kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, davalı şirket ile davacı müvekkilinin şirket arasında yıllardır süregelen bir ticari alışverişinin bulunduğunu, müvekkiline ait muavin kayıtlarından da göruleceğı üzere davacı müvekkilinin satın alacağı malların bedelini banka kanalı ile davalıya gönderdikten sonra muavin kaydına işlediğini, müvekkilinin şirkete ait muavin defter kaydına göre davalı şirketin davacı müvekkiline 116.282,29- USD değerinde malı teslim etmediğini, bu nedenle de davacı müvekkiline 116.282,29- USD borcu olan parayı da iade etmediğini, işbu borcun var olduğunun her iki tarafın ticari defter ve belgeleri de incelendiğinde ortaya çıkacağını, müvekkili tarafından yapılan araştırmalar sonucunda, borçlusu …Ticaret Ltd. Şti. olan Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Değişik İş sayılı dosyasında alacaklı tarafından ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu, yerel mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddedildiğini, akabinde alacaklı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapıldığı ve Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin …. Esas, …. Karar Sayılı kararı ile …. Ticaret Ltd. Şti. aleyhine ihtiyati haciz kararı verildiğinin haricen tespit edildiğini, bu kararda da görüleceği üzere, davalının piyasaya borçları olduğunu, sipariş verilen malları teslim etmediği ve davacı/alacaklı müvekkilimizin de mağduriyetine sebep olacağının açık olduğunu, bu sebeple dava sonunda davacı müvekkilinin alacağının tahsilinin imkansız hale gelmemesi ve davalının mallarını kaçırıp davayı semeresiz bırakmaması için davalı adına kayıtlı olan taşınır, taşınmaz malları ile üçüncü kişilerde bulunan hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini, davacı müvekkilinin bir an evvel alacağına kavuşabilmesi için, davanın kabulü ile davalı borçlunun haksız ve kötüniyetli olarak Denizli 9. İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazının iptaline, icra takibinin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere hükmedilecek icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece 06/10/2022 tarihli ara karar ile; ihtiyati haciz talep edebilmek için İİK’nun 68/a maddesinde sayılan belgelerin dosyaya sunulmadığı, bu nedenle alacağın muaccel olduğunun anlaşılamadığı, dolayısıyla taraflar arasında ticari ilişki ve davacının alacağı bulunup bulunmadığı hususlarının ancak ticari defter ve kayıtların incelenmesi neticesinde ortaya çıkacağı, talebin yargılamaya muhtaç olduğu, ayrıca borçlu tarafın mal kaçırma ihtimaline ilişkin olarak net ve somut bilginin dosyaya sunulmadığı, ihtiyati haczin yasal şartları için yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili arasında yıllardır ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin 116.252,29 USD alacağının bulunduğunu, davalının malların bir kısmını kaçırdığını, yerel mahkeme ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali ile ihtiyati haczin reddinin kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına geçici olarak el konulması olarak tanımlanmaktadır. İhtiyati haciz talep edebilmek için, İİK’nın 257/1.maddesine göre alacağın para alacağı olması, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş olması ya da İİK’nın 257/2. maddesindeki şartların gerçekleşmiş bulunması gerekir.
İİK’nın 258/1. maddesinin ikinci cümlesinde “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebebi hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” şeklinde yapılan düzenleme ile alacaklının ihtiyati haciz talep edebilmesi ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı ve istenebilir olduğunun tam ve kesin olarak ispat edilmesi gerekliliği aranmamış, bu konuda mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması yeterli kabul edilmiştir. Maddi hukuka göre kimin haklı veya haksız olduğu İİK’nın 264. maddesi kapsamında yapılacak inceleme veya açılacak menfi tesbit, itirazın iptâli ya da istirdat davasında araştırılacak ve değerlendirilecektir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, bu aşamada mevcut delil durumu itibariyle İİK’nın 257 vd. maddelerindeki ihtiyati haciz koşullarının bulunmamasına, kararın yerinde olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f. maddesi gereğince kesin olarak karar verildi. 15/12/2022