Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/287 E. 2022/1863 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 16/11/2021
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 23/12/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davacı aleyhine davalı şirket ve yetkilisi … tarafından sahtecilikle oluşturularak Serik 2. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyası ile icra takibine başlanıldığını, takip konusu borca ve yetkiye Serik İcra Hukuk Mahkemesinin … E. Sayılı dava dosyasında itiraz edildiğini, sahteciliğe ilişkin olarak Serik Cumhuriyet Başsavcılığının … E. Sayılı dosyasında soruşturma yürütüldüğünü, davalıların 2013 yılında Serik 2. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında takip başlattıklarını, Serik İcra Hukuk Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında bono arkasında bulunan imzaların … eli ürünü olmadığı tespit edilerek takibin durdurulduğunu, davacı ile diğer senet borçlusu … Ltd. Şti. arasında ticari veya başkaca bir ilişki bulunmadığını, oluşturulmak istenin bir senaryo olduğunu, …’nun sezonluk oda kiralama adına davacıdan imzalı bir belge aldığını, daha sonra ortadan kaybolduğunu, davaya konu belgenin de bu belgenin imzalı kısımlarının kullanılarak oluşturulduğunu, senedin ön kısmında yer alan … Ltd. Şti. kaşesi ve yetkilisi …’nun kaşe imzası basılmak suretiyle belgenin oluşturulduğunu, başka mağdurlara da … kullanılmak aynı senaryoların uygulandığını, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir …’un da aynı şekilde mağdur edildiğini, Antalya 5. İcra Hukuk Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında aynı yöntem izlenildiğinin bilirkişi raporu ile belirlendiğini, Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dava dosyasının devam ettiğini, …’nun da benzer eylemler nedeni ile Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin … E. … K. Sayılı dava dosyasında ceza aldığını, tekerrür hükümlerinin de uygulandığı Burdur Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E. … K. Sayılı dava dosyasında da ceza aldığını, takip dayanağı belgenin ıslak imzalı olmaması nedeni ile bono vasfında bulunmadığını, davalılar ile … Ltd. Şti. Arasında 2012 yılından bu yana işlemde olan icra dosyalarının bulunduğunu, takibe dayanak belgelerin arkasında yine … Ltd. Şti. İle … Nakliyat Ltd. Şti. Ve …’nın birlikte hareket etmek suretiyle davacının kızı … ve dolayısıyla davacının mağdur edilmek istendiğini, …’nın onlarca senede cirosunun alındığını, tehdit ve zorlama ile taahhütname alındığını, ceza aldırıldığını, düzmece senetler nedeni ile ödeme yapılmadığını, bu belgelerde de keşideci gözüken … Ltd. Şti. Hakkında hiçbir işlem yapılmadığını, savcılık aşamasında çelişkili beyanlarda bulunduğunu, davacının yoldan geçerken senet vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, 2013 yılında faaliyeti sona eren borca batık şirketin bu şekilde senet düzenlemesi ve bunu 2016 yılında yapmasının mümkün olmadığını belirterek, Serik 2. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında bulunan 14/03/2016 tanzim 05/12/2016 vade tarihli 4.820.000,00TL bedelli senet nedeni ile borçlu olunmadığının tespitine, kötü niyetli takip yapan davalıların asıl alacak miktarının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davalı …. Nak. Mad. İnş. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti adına açılan davanın husumetten reddi gerektiğini, zira takip alacaklısı sıfatı bulunmadığını, borçlu …’in ve kızı … ’nın gizli ortağı oldukları … İnşaat Ltd. Şti’nin davalı şirket ile aralarındaki süregelen ticari ilişki nedeni ile davalı …’in kızı … ’in Antalya 11. İcra Müdürlüğü … , … , … , … E. sayılı dosyalarından takibe geçildiğini, bu yapılan takipler ile ilgili … hakkında taahhüdü ihlal suçundan dolayı yakalama kararlarının çıkması, babasının adına sahte imza atarak davalıyı dolandırmaya çalışması, davalının Kaçakçılık ve organize suçlar ile mücadele şubesine yapmış olduğu şikayetler, basına çıkan haberler üzerine … tarafından bizzat ciro edilerek imzalanan 14.03.2016 tanzim tarihli, 05.12.2016 vade tarihli 4.820.000,00-TL bedelli senede istinaden açılan menfi tespit davası haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacı ve davacının kızı …’nın … İnşaat Ltd. Şti.’nin gizli ortakları olduğunu, Serik Cumhuriyet Başsavcılığı … Sor. sayılı dosyasındaki ifadeler anlaşılabileceğini, davacı tarafından dava dışı … İnş. Ltd. Şti’nin imzalarının kaşe imza olduğu ve bu nedenle senetlerin geçersiz olduğu iddiası yasaya ve usule aykırı olduğunu, TTK.nun 690. maddesi yollaması ile bonolarda da uygulanması gereken aynı yasanın 589. maddesi uyarınca; “poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kimselerin imzasını, sahte imzaları, mevhum şahısların imzalarını yahut imzalayan veya namlarına imzalanmış olan şahısları herhangi bir sebep dolayısıyla ilzam etmeyen imzaları taşırsa, diğer imzaların sıhhatine bu yüzden halel gelmez.” hükmünün bu gerektirdiğini, davacı tarafından senet üzerindeki imzasının A4 kağıdından kopyalandığını ve ciro imza haline getirildiği iddiasının asılsız olduğunu menfi tespit davasını sahtecilik iddiasına sokmaya çalışarak teminatsız olarak tedbir alma gayreti içinde olduğunun göstergesi olduğunu, Serik Cumhuriyet Başsavcılığının 21.08.2017 tarih ve … Sor dosyasındaki Aydın Jandarma Kriminal Laboratuvarından alınan raporda Senedin Baskı tekniği yönünden ticari faaliyetlerde kullanılan ve piyasadan kolayca temin edilen senetlerden olduğunun belirtildiğini, imzanın … eli ürünü olduğunun belirlendiğini, … tarafından bizzat ciro edilerek imzalanan 14.03.2016 tanzim tarihli, 05.12.2016 vade tarihli 4.820.000,00-TL bedelli senette dayanak alacağın faturalarla ve davalı / alacaklı vekilinin borca dayanak yerine getirdiği hizmet sözleşmeleri ile de sabit olduğunu belirterek davanın reddine, karşı tarafın %20 den aşağı olmamak kaydı ile tazminat ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının lehdar konumunda olduğu, keşideci … İnş. Ltd. Şti.’ne ait imzaların sahte olduğundan bahisle davalılara karşı kendisinin de sorumlu olmadığını iddia etse de, senedin arka yüzünde ciro imzası ise davacının kendi eli ürünü olduğu bilirkişi raporları ile de sabit olduğu, “imzaların istiklali ilkesi” ve Yargıtay kararları kapsamında davacı keşidecinin imzasının sahte olduğundan bahisle ödeme yapmaktan kaçınamayacağı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında uzun süredir devam eden hukuki uyuşmazlıklar ve soruşturma dosyalarının mevcut olduğunu, keşideci ve son cirantanın birlikte hareket ettiğini, müvekkilinin usulsüz takipler ile tehdit altında tutulduğunu, davalılar tarafından müvekkili aleyhine yapılan ve 2013 yılından bu yana devam eden takiplerde sürekli ihtiyati haciz kararlarının aldırıldığını, takibe konu senedin kambiyo vasfında olmadığını, davalının beyanları ve ifadesi ile dosyaya sunulan raporlar arasında çelişki olduğunun tespit edildiğini, taraflar arasında herhangi bir ticari ya da sosyal bir ilişki olmaması nedeniyle bu miktarlı bir senet verilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, mahkemece eksik inceleme yapıldığını, senette zorunlu unsurların eksiksiz olması gerektiğini, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.23/12/2022