Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/2779 E. 2022/1907 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 20/10/2020
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 28/12/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalının, müvekkilinin davalıya 50.000,00 TL borcu olduğu , bu borcun bonodan kaynaklandığı, müvekkilinin borcunu ödemediği gerekçesiyle müvekkili aleyhine Dinar İcra dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, müvekkilinin davalıya hiçbir borcu bulunmadığı gibi müvekkilinin hastalığından faydalanarak icra takibine konu bonoyu imzalattırıldığını, müvekkilinin debilite (zeka geriliği ) hastalığının mevcut olduğunu, fiili ehliyetine haiz olmadığını, dolayısıyla kambiyo senedi düzenleme ehliyeti de bulunmadığını, Isparta Askeri Hastanesinin … tarih … nolu rapora göre müvekkilinde ileri derecede zeka geriliği hastalığının mevcut olduğunu, bu nedenle askerlik hizmetine alınmadığını, denizli Devlet Hastanesinin … nolu sağlık kurulu raporuna göre de % 40 derece zeka geriliği hastalığı bulunduğunu , bu nedenle zihinle ilgili işlerde çalışamayacağının ortaya çıktığını, müvekkilinin rahatsızlığının davalı tarafından da bilindiğini, davayı yanın kötü niyetli olarak müvekkiline bono imzalattırıldığını, müvekkilinin işlemiş olduğu suçun neticesinde hakkında hükmedilen ceza sebebiyle Dalaman kapalı İnfaz Kurumunda cezasının infaz edildiğini, davalının abisi …’un da müvekkili ile bir süre aynı ceza infaz kurumunda kaldığını, davalının abisinin müvekkiline “ben cezaevinden çıkınca sana yardımcı olacağım” diyerek müvekkilinin hesap bilgilerini aldığını, davalının abisinin ceza infaz kurumundan tahliye olunca müvekkiline posta çeki hesabına 1.700,00 TL para gönderdiğini, müvekkilinin babasının vefatı nedeniyle ceza infaz kurumundan izin alarak dışarı çıktığını, müvekkilinin dışarıda olduğu günlerde davalının abisinin ” ..sana 1.700,00 TL para göndermiştim. 1.500,00 TL daha gönderdeyim , fakat sen bana 1 sene sonra 5.000,00 TL olarak öde, bak buraya 5 yazdım yanına da 3 tane 0 koydum..” diyerek müvekkiline dava konusu bonoyu boş, rakamların yanına çizgi çekmeksizin imzalattırıldığını, davalının abisinin tefecilik ve dolandırıcılık suçlamalarıyla hakkında ceza davası bulunduğunu, bu nedenle dava konusu bononun lehtar kısmına davalı kardeşinin ismini yazdığını, müvekkilinin ….. kasabasında ailesi ile birlikte yaşadığını, hastalığı sebebiyle hiçbir işte çalışmadığını, geçimini kendi ailesi tarafından sağlandığını, müvekkilinin hem görünüş hem de hal hareket ve tavırları yönüyle küçük çocuk gibi olduğunu, kendini ifade etmekte zorlandığını, müvekkilini tanıyan hiç kimsenin güvenip de 50.000,00 TL borç para verme durumu bulunmadığını, bu nedenle müvekkilinin …’a Dinar İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında takibi yapılan bono sebebiyle borcu olmadığının tespitine, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile takip miktarının % 20’si üzerinden kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Daval vekili, davaya konu alacağın bono senedine dayandığını, senet üzerinde ihtilaf vukuunda Dinar Mahkemelerinin yetkili olduğunun yazıldığını, bu nedenle davanın yetkisizlikle görevli ve yetkili Dinar Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, davacı asilin kredi başvurusu yapıp kredi çektiği yönünde harici duyumlarının olduğunu, dava dilekçesinde davacının hapishanede yattığı belirtildiğini, ağır akıl rahatsızlığı varlığı durumunda hapishanede yatırılmasının mantıksız olduğunu, müvekkilinin alacağının gerçek olmaması ihtimalinde müvekkilinin bu senedi 3. kişiye cirolayarak sebepten mücerred bir borç haline getirebileceğini, halbuki senet ve alacak gerçek olduğu için senet 3. kişiye cirolanmadığını ve bu hali ile icraya konulduğunu, bu nedenlerle yetkisiz yer mahkemesinde açılan davanın yetkisizlikle Dinar Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, % 20’den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, her ne kadar davacının bononun keşide edildiği tarihte sahip olduğu akıl hastalığı nedeniyle fiil ehliyetini ve kambiyo senedi düzenleme ehliyetinin bulunmadığı iddia edilmiş ise de alınan ATK raporu ile davacının dava konusu bononun keşide tarihi olan 06.06.2015 tarihi itibariyle fiili ehliyetine haiz olduğu anlaşıldığından subut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin zeka geriliğine sahip olduğunu, kambiyo senedi düzenleme ehliyetine haiz olmadığını, müvekkilinin rahatsızlığının davalı tarafından da bilindiğini, davalı tarafın kötüniyetli olarak bono imzalattığını, davacının mali durumuna bakıldığında takip konusunda belirtilen miktardaki bir borcun altına girmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesinin hem ehliyet hem aldatma yönünden eksik inceleme yaptığını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı, davalı tarafından Dinar İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında takibe konu 50.000,00 TL bono yönünden borçlu olmadığının tespiti istemiyle dava açmıştır.
Dilekçede davacının fiil ehliyetine haiz olmadığı gerekçesi yanında ayrıca bononun hastalığından faydalanılarak imzalatıldığı, aldatma (hile) sebebine de dayanıldığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 297/2. Maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almıştır.
Mahkemece, sadece davacının fiil ehliyeti yönünden inceleme yapılmıştır. ATK’den alınan rapora göre, davacının bononun keşide tarihi 06/06/2015 tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli, usul ve yasaya uygun hükme esas alınan ATK raporuna göre davacının bononun keşide tarihinde fiil ehliyetine sahip olduğu anlaşılmakla, bu açıdan davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup bu yöne ilişkin davacının istinaf istemi yerinde değildir.
Ancak, aldatma (hile) sebebine dayalı olarak herhangi bir değerlendirme yapılmadığından, kararın HMK’nın 297/2. maddesine uygun olmadığı, bu yöne ilişkin istinaf isteminin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davacının aldatma nedenine dayalı talebine ilişkin, davanın süresinde olup olmadığı ile taraf delilleri değerlendirilip yargılamaya devamla esas hakkında karar verilmesi gerekir. Borca ilişkin olarak da, davacının açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan şikayeti sonucunda Dazkırı Cumhuriyet Başsavcılığının 28/12/2021 gün ve … soruşturma … Karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair soruşturma dosyasındaki tarafların borca ilişkin kabul ve beyanlarının değerlendirilmesi gerekecektir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/10/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Denizli Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde ilk derece mahkemesince davacıya İADESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.28/12/2022

….